TBMM (A.A) - Demirtaş, ''Eğer BDP'nin, silahı siyaset yöntemi olarak kullandığına dair elinizde en küçük bir delil varsa, hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına davet ediyorum Sayın Başbakan'ı'' dedi.
Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ın, ''herkes kendi anayasa taslağını hazırlasın, seçimden sonra bunları tartışalım'' dediğini, bunun yerine, halkın nasıl bir anayasa istediğinin belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Hükümetin, ''ben bildiğimi okurum, zaten elimde bir taslak var'' şeklinde bir düşünceye kapılmasının yanlış olacağını belirten Demirtaş, ''O zaman bir halk anayasası çıkmaz. Oradan, 'Kenan Evren Anayasası tasfiye edilmiş, Tayyip Erdoğan Anayasası hayata geçirilmiş' şeklinde bir zihniyet çıkar'' diye konuştu.
-SİYASETTE DİL VE ÜSLUP-
Demirtaş, TBMM'nin yeni yasama yılının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün altını çizdiği konulardan birinin, siyasette dil ve üslup meselesi olduğunu anımsattı. Demirtaş, Gül'ün, özellikle referandum sürecinde siyasetçilerin kullandığı dilin toplumda rahatsızlık yarattığını, siyasette gereksiz gerilimlere yol açtığını anlattığını ifade etti.
Daha sonra siyasette barış ve çözüm dilinin gelişmesi gerekliliğinin, Başbakan Erdoğan da dahil olmak üzere herkes tarafından ifade edildiğini belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
''Bu kadar hassas bir dönemde, ne diyor Sayın Başbakan, 'Eğer dürüstlerse, silahlarını bıraksınlar öyle sandığa gitsinler. Bakalım o zaman kaç oy alacaklar' Eğer bu çağrıyı PKK'ya yapıyorsa, anlamlıdır. Yani 'silahları bırak gel seçime gir' diyorsa anlamlıdır. Bu tartışılabilir de. Ama bu çağrıyı BDP'ye yapıyorsa, açıkça, bir siyasi partiyi suçlu gösterme çabasıdır. Anayasa Mahkemesine suç duyurusudur. Sokaktaki çetelere, 'BDP'ye saldırın' talimatıdır. Eğer, BDP'nin, silahı siyaset yöntemi olarak kullandığına dair elinizde en küçük bir delil varsa, hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına davet ediyorum Sayın Başbakan'ı. Eğer elinizdeki delilleri yargıyla paylaşmazsanız siz suçlusunuz. Söylediklerinize siz inanıyorsanız, bir partinin tehditle, silahla korkutarak 2,5 milyon kişiyi sandığa götürüp, kendisine oy verdirdiğine yürekten inanıyorsanız, o halde sizin tek bir saniye bile Başbakanlık yapmamanız lazım.
Eğer 2,5 milyon insanı korkaklıkla, kullandığı oyu da onursuzlukla itham ediyorsanız, sizin Başbakanlığınız bizim açımızdan bitmiştir. Şu saatten itibaren, bu açıklamadan sonra sizin Başbakanlığınızın, partimizin tabanı açısından meşruiyeti kalamamıştır.
-''İLİŞKİLERİMİZİN SON BULACAĞI ANLAMINA GELMİYOR''-
Grup toplantısının çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, konuşmasında Başbakan Erdoğan için kullandığı, ''bizim partimizin tabanı açısında meşruiyeti kalamamıştır'' ifadesinin anımsatılması üzerine şunları söyledi:
''Sayın Başbakan için, 'milletin iradesini reddeden, hakarete varan cümleler sarf eden bir durumda, Başbakanlığının meşruiyeti kalamamıştır' dedik. Herhalde bize oy veren seçmenler, Sayın Başbakan'ı, Başbakan olarak görmüyorlardır. Çünkü oy veren insanlara bu kadar saygısızca yaklaşımı kimse kabul etmez. Ama bu, Meclis içi ya da dışı çalışmalarımızın ya da ilişkilerimizin son bulacağı anlamına gelmiyor.
Yarın randevu verildi. Herhalde AKP yetkilileri gelip, grup başkanvekillerimizle görüşürler, düşüncelerini aktarırlar. Biz de daha sonra, getirdikleri öneriye göre bir çerçeve belirleriz. Bu konudaki yaklaşımımız bellidir. Biz konunun din, vicdan ve inanç özgürlüğü çerçevesinde bir paket olarak ele alınmasını doğru buluyoruz. Bütün kesimlerin taleplerinin bir pakette yer alması doğru olur.''