18 Ekim'de ABD'nin de aralarında bulunduğu 10 büyükelçi, Osman Kavala'nın serbest bırakılması için çağrıda bulunmuştu. Bu çağrıya tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilerin istenmeyen adam ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na talimat verdiğini açıklamıştı.
Bu gelişmeler sonrasında büyükelçiler geri adım atarak Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet ettiklerini duyurdu. Bu açıklamanın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da olumlu karşılandığı belirtilerek yaşanan kriz sona ermişti.
KRİZİN PERDE ARKASINI İLK KEZ ANLATTI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu günler sonra olayın perde arkasını ilk kez anlattı. Bakan Çavuşoğlu açıklamasında şunları ifade etti:
"10 büyükelçinin yaptığı açıklama kabul edilemez. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Büyükelçilerin sınırdışı edilmesi için çalışmaları başlat'dedi. Biz bunların hazırlıklarını yaptık. Ülke ve milletin kabul edemeyeceği bir davranışta bulundular. Viyana Sözleşmesine göre bu bizim hakkımızdır.
"BAVULLARINI TOPLAMAYA BAŞLAYANLAR OLMUŞ"
Cumhurbaşkanımızın Eskişehir konuşmasında sonra bir panik başladı. Ne olacak diye bize soranlar oldu. Biz Cumhurbaşkanımızın talimatı sonrası gerekli hazırlıklarımızı yaptık, kabineye sunacaktık. Hazırlıklarımızdan da haberdar olan, bavullarını toplamaya başlayanlar da olmuş. Bu açıklamayı yapanlar bunu nasıl düzeltebiliriz arayışına girdiler.
"GÖRÜŞME GLASGOW'DA OLACAK"
(Erdoğan-Biden görüşmesi) Görüşme teklifi ABD tarafından geldi. Öyle görünüyor ki bu görüşme Glasgow'da olacak. Önce konuşma sıraları belli olacak. Ona göre arkadaşlarımız bir saat üzerinde çalışıyorlar. Tarih, saat belli olur. Bize görüşme talebinde bulunan ülkelerin listesini Cumhurbaşkanımıza arz ediyoruz."