İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Salgında önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyoruz. Yeni hasta sayımız artık binli rakamlarla ifade edilir hale geldi. Buna karşılık iyileşen hasta sayısı katlanarak artmakta, tüm sağlık çalışanlarımızın gayretleriyle vicdanları kanatan hiçbir görüntü yaşanmadı.
Ülke içindeki hareketliliğini azalttık, etkilenen tüm kesimler için destek programları hazırladık.
'Biz Bize Yeteriz' kampanyasına destek 1 milyar 910 milyon TL'yi buldu.
65 bine yakın vatandaşımızı ülkemize getirdik.
Bu vatandaşlarımızı yurtlarda 14 gün karantinada tuttuktan sonra evlerine göndermek suretiyle sınırlarımız ötesinden hastalık taşınma riskinin önüne geçtik.
83 milyon vatandaşımın her birine, salgına karşı yürüttüğümüz mücadelede gösterdikleri destek için şükranlarımı sunuyorum.
Normal hayata dönüşü kademe kademe başlatacağız. Ülkemizde de hiçbir şey tam manasıyla eski düzene dönmeyecektir, dönemeyecektir. Evet, normale döneceğiz ama bu yeni bir normal olacaktır.
Bir normalleşme planı hazırladık. Bu takvim bir anda mart ayının ilk günlerindeki hayatımıza dönüş anlamına gelmiyor.
Rehavete de karamsarlığa da kapılmadan bu mücadeleyi yürüteceğiz. İlk olarak Mayıs ayının normalleşme planını açıklayacağım.
İlk müjdemiz 65 yaş üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlarımızadır. 65 yaş üstü gruba, ilk etapta, sokağa çıkma sınırlandırması günlerinin birinde ve 4 saat süreyle, yürüme mesafesiyle tahditli olarak dışarı çıkabilme imkanı getiriyoruz. İlk uygulamayı da bu hafta sonu 10 Mayıs Pazar günü 11.00 ile 15.00 saatleri arasında gerçekleştiriyoruz.
20 yaş altı için ise bu esnemeyi iki grup halinde uygulanacağız. 0-14 yaş grubu hafta içinde, 13 Mayıs Çarşamba günü, yine 11.00 ile 15.00 saatleri arasında, yürüme mesafesiyle tahditli olarak dışarı çıkartılabilecek. 15-20 yaş grubu ise 15 Mayıs Cuma günü, yine aynı şartlarda ve aynı saatlerde dışarı çıkarak, hava alıp dinlenebilecek. Kurallara riayet düzeyine bakarak, sonraki haftalarda da aynı uygulamayı devam ettireceğiz.
Kurallara riayet düzeyine bakarak sonraki haftalarda aynı uygulamayı devam ettireceğiz. Bu hafta sonu sokağa çıkma sınırlamasını sürdürüyoruz. 31 ilde şehirlerarası giriş çıkış sınırlandırılmasını bu geceden itibaren 7 ilimiz için bitiriyoruz. Antalya, Aydın, Erzurum, Hatay, Malatya, Mersin ve Muğla'dır.
Her hafta illerimizle ilgili değerlendirme yapacağız. Diğer illerimizde giriş çıkış sınırlaması 15 gün süreyle uzatılmıştır.
Tek çift ticari plakalı taksi uygulamasını 15 Mayıs'ta kaldırıyoruz.
Bugüne kadar piyasada satışına izin vermediğimiz cerrahi maske, bez maske satışına halkımızın kolayca ulaşabileceği yerlerde izin vermeyi planlıyoruz.
Maske türlerine göre üst fiyat belirleyerek halkımızı mağdur edecek girişimlerin önünü keseceğiz. Hac farizasının yerine getirilip, getirilmeyeceğine ilişkin olarak Diyanet İşleri Başkanlığımız kendi içinde ve diğer ülkelerle görüşerek kararını verecek.
Askerlik terhis işlemleri 31 Mayıs'ta başlayacak. Milli Savunma Bakanlığı'nın atama, görevlendirme 1 Haziran'da, bedelli askerlik 20 Haziran'da yeniden başlayacak.
Gereken temizlik şartlarının sağlanması, randevu sistemiyle çalışılması ve koltuk sayısının yarısı kadar müşteriye hizmet verilmesi şartıyla, berber, kuaför, güzellik salonu gibi işletmeler 11 Mayıs'ta faaliyete geçebilecek.
Aynı şekilde, Sağlık Bakanlığının ve Ticaret Bakanlığının belirlediği kurallara uyulması şartıyla alışveriş merkezleri 11 Mayıs'tan itibaren hizmet vermeye başlayabilecek. Giyim eşyası, ayakkabı, çanta, zücaciye gibi ürünlerin satıldığı işletmeler, belirlenen şartlara uymak kaydıyla, 11 Mayıs'ta hizmete açılabilecek.
YKS 27-28 Haziran'da, LGS ise 20 Haziran'da yapılacak.
Üniversiteler 15 Haziran'da akademik takvime dönecekler. Adliyeler ara verilen duruşma, keşif, yargı süreci, icra iflas takipleri 15 Haziran'da başlayacak.
Sandığı hazmedemeyen bu faşist zihniyet hala vesayet, darbe, cunta özlemiyle yanıp tutuşuyor. CHP yöneticilerinin sadece son bir haftaki beyanlarını alt alta koyduğunuzda ortadaki tablo bize bunu söylüyor. Demokratik yöntemlerle iktidara gelmek yerine darbeyle ülkenin yönetimini gasp etme hevesiyle hareket edenler 15 Temmuz'da milletten aldığı derse rağmen aynı yolda yürümekte ısrar ediyorlar. Sürekli yalan söyleyerek siyaset yapılmaz. Sürekli yanlış söylemlerle insanlar haksız itham edilerek siyaset yapılmaz. Doğru olmadığını çok iyi bildikleri konuları pervasızca ve yol açtığı sonuçları umursamadan tartışmaya açanların yaptıkları işin adı siyaset değildir. Bunların kasetle göreve gelmiş genel başkanları da aynı yöntemi kullanıyor. Hal böyle olunca yardımcılarına, il başkanlarına diyecek söz bulamıyoruz.
Biz kadınları ve gençleri, siyasi karar alma mekanizmalarında daha etkin şekilde yer almaya devam ederken bu tür kötü örneklerin gayretimizi sekte vurmasına asla müsaade edemeyiz. CHP yöneticileriyle aynı zihniyetin medyadaki mensuplarını buradan bir kez daha ikaz ediyorum. Beyhude yere uğraşmayın. Türk milleti sizi ne o sandıktan çıkartır ne de sırtınızı yaslamaya çalıştığınız darbecilere meydanı bırakır. Çünkü siz kesinlikle milli değilsiniz. Yerliliğiniz de tartışılır. Siz bu halkın inancına, tarihine, kültürüne saygılı değilsiniz.
Çünkü siz bu ülkede ne kadar bozguncu, ne kadar sapkın, ne kadar azgın varsa hep onlarla birlikte oldunuz. Asla milletin safında yer almadınız. Çünkü siz; mitolojideki sadece düşmanlıktan korkudan acıdan beslenen yaratıklar gibisiniz. Ne bu ülkeye ne bu millete dokunan en küçük faydanız olmadığı gibi verdiğiniz zararların haddi hesabı yok. Deprem olur; bina yıkıntılarının altında kalan sayısını çok göstermek için canhıraş şekilde uğraşırsınız. Ekonomimize saldırı olur; siz oradan siyasi rant peşinde koşarsınız.
Darbe girişimi olur; milletimiz tankların karşısına dikilirken siz balkonlardan alkışlar televizyon başında kahvenizi yudumlarsınız. Sınırlarımıza yapılan tacizleri önlemek için harekatlar düzenleriz; siz eli kanlı diktatörlerin savunucusu olarak karşımızda yer alırsınız. Salgın olur; siz hasta sayısının vefat sayısının gizlendiği, malzeme bulunamadığı yalanıyla ortaya gezersiniz. Buna karşılık ülkemizin ve milletimizin hayrına olan hiçbir meselede ne işin ucundan tuttuğunuz ne de tek kelime ettiğiniz duyulmuştur. Atatürk Havalimanı arazisinde 45 gün içinde kurmayı başardığımız hastaneyi dahi; 14 milyar lira uçtu diyerek karalamaya kalkan bu zihniyetin artık sonu gelmiştir. Kullanan herkesin hayranlığını dile getirdiği İstanbul Havalimanını hala hazmedemediklerini görüyoruz. İstanbul'dan üç saatte İzmir'e ulaşırken kullandıkları otoyola attıkları çamurların izi hala kurumadı. Artık bu anlayışın miadı dolmuştur. İnsanlık nasıl kovid19 virüsünü yenecekse, inşallah Türkiye de bu bağnaz zihniyeti bir daha geri dönmemek üzere tarihe gömecektir.
Türkiye'nin yeni dönemlerindeki en büyük kazanımlarından birinin de siyasetteki bu değişim olacağını ümit ediyoruz.
Türkiye olarak bir yandan salgınla mücadele ederken diğer yandan ülkemizin güvenliğiyle ilgili konuları da yakından takip ediyoruz. Terör örgütü, Türkiye'nin salgınla mücadeleyi yoğunlaşmasını hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımız ötesinde saldırlarını artırmak için fırsata çevirmeye çalışıyor. Ülkemiz içinde sayıları çok azalmış olmakla birlikte hala varlıklarını sürdüren kılıç artığı teröristlerin eylem arayışlarına izin vermiyoruz. Güvenlik güçlerimiz günün 365 günü kesintisiz bir şekilde teröristleri takip ediyor. Bulduğunda da tepelerine biniyor. Suriye'de güvenli hale getirdiğimiz bölgelere sürekli sızmaya çalışan terör örgütü mensuplarına göz açtırmıyor, anında imha ediyoruz.
Şayet, terör örgütünün ve rejimi onların hamiliğine soyunanlar kontrol edemeyeckese biz kendi gücümüzle hepsini de yola getirmesini biliriz. Gelişmelerin seyrine göre bu çerçevede yeni adımlar atabiliriz. Libya'da ise darbeci Hafter gerileme sürecine girmiştir. Attığı her adımla halkı da karşısına alan Hafteri kurtarmaya, kendisine sınırsız destek sağlayan ülkelerin çabaları da yetmeyecektir.
İnşallah yakında Libya'dan yeni müjdeler alacağız.
Sözlerime yaklaşık 20 gün sonra başlayacak hasat dönemi öncesinde çiftçilerimize vereceğimiz müjdeyle bitirmek istiyorum. Sert ekmeklik buğday alım fiyatını ton başına 1350 liradan 1650 liraya yükseltiyoruz. Arpa alım fiyatını 1275 liraya çıkartıyoruz. Ayrıca çiftçilerimize hububatta ton başına 230 lira prim ve destek ödemesi yapıyoruz. Ton başına bakliyat alım fiyatlarını da kırmızı mercimekte 3500 lira, yeşil mercimekte 3200 lira olarak belirledik. Bakliyattaki prim ve destek ödemesi de ton başına 800 liradır.
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.