Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'sosyal medya mecralarının kontrolü'ne yönelik yeni düzenleme konusunda parti grubuna talimat vermesinin ardından, AKP, daha önce başlattığı ancak bir süredir beklemede olan sosyal medya düzenlemesini yeniden gündemine aldı.
Erdoğan, kızı Esra Albayrak ve torununu hedef alan Twitter paylaşımları sonrasında yaptığı konuşmada "Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Onun için de bir an önce biz bunları parlamentomuza getirip bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını istiyoruz" demişti.
Sosyal medya şirketlerine Türkiye'de temsilcilik açma, kullanıcıların verilerini Türkiye'de barındırma zorunluluğu getirmeyi planlayan AKP, uluslararası hukuka aykırı olmayacak ve Anayasa Mahkemesi'nin "ifade özgürlüğü" yönündeki kararlarıyla çelişmeyecek formül arayışında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM'den süratle çıkarılmasını istediği sosyal medya düzenlemesi konusunda AKP grubunun büyük ölçüde tamamladığı bir çalışma da bulunuyor.
Bu konuda hazırlanan düzenleme ilk olarak geçen Nisan ayında TBMM'de kabul edilen, koronavirüs salgınına yönelik ekonomik önlem paketine ilişkin "torba yasa" içine konulmak istendi.
Hatta, o dönem ekonomik önlem paketine ilişkin yasa teklifi taslağı içinde, sosyal medyaya yönelik düzenlemeleri içeren ve kamuoyunda tartışma yaratan maddeler de yer aldı.
Ancak, salgın sürecinde sosyal medya yasağı getirilmesinin kamuoyunda yaratacağı tepki ve ekonomik önlem paketinin aciliyeti nedeniyle, söz konusu düzenlemeler paketten çıkarıldı.
Son olarak geçen Haziran ayında, AKP'nin Tanıtım ve Medya'dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın hazırlayıp, ve 15 Haziran'da MYK toplantısında sunumunu yaptığı, "Dijital Dönüşüm ve Yeni Medya Düzeni" başlığıyla hazırladığı raporda, sosyal medyaya dönük yeni düzenleme önerileri yer aldı.
Raporda, 1996 ve sonrasında doğanları tanımlayan Z kuşağının ilk kez 2023 seçimlerinde oy kullanacağına dikkat çekilerek, dijital dönüşüm staretjisiyle bu seçmen grubunun kazanılmasına yönelik hedefler anlatıldı.
Raporda, yeni medya düzeni içine doğan Z kuşağının, "veri ve içerik sağlayıcılar tarafından devlet otaritesi, egemenliği ve siyaseti de aşan bir meydan okumayla karşımıza çıkmaktadır " denilerek, "dezenformasyona karşı "yerli ve milli" mecralar oluşturulması gerektiği vurgulanıyor:
"Buna cevabımız siber egemenlik, siber vatan ve dijital Türkiye ile olmalıdır. Oy verme davranışı dijital mecralar tarafından doğrudan manipüle edilebiliyorsa; bunun örneklerini açıkça ortaya koyan belgesel filmler Cambridge Analytica vakasını bizlere anlatıyorsa, bu yeni Z kuşağı genç seçmen kitlesi başta olmak üzere tüm kullanıcılar yeni bir farkındalıkla donatılmalıdır."
Raporda, milli ve yerli olmayan platformların, kişisel verileri kullanarak oluşturduğu içeriklerle "gençlerin zihinlerini dönüştürerek", kültürel sömürgeciliğe yol açtığı savunuluyor.
İlerleyen süreçte veri güvenliği ve kültürel kimliği koruyacak içerik üreten dijital platformlar oluşturulmasının "elzem" olduğu ifade edilen raporda, "Sosyal medyayı terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edecek, nefret, tehdit, taciz, hedef gösterme gibi suçları işleyecek şekilde kullananlara karşı geniş bir kanun tasarısı hazırlama ihtiyacı hasıl olmuştur" ifadelerine de yer veriliyor.
AKP'nin gerek ilk olarak torba yasa içine koymayı düşündüğü yasa taslağında, gerekse Mahir Ünal tarafından hazırlanan raporda, "sosyal ağ" olarak nitelendirilen sosyal medyaya ile ilgili şu düzenlemeler öngörülüyor:
AKP yönetimi, elinde bir taslak olmakla birlikte, yapılacak düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'nden dönmeyeceği ve ve uluslararası hukuka oluşturmayacak bir formül arıyor.
Sosyal medya ile ilgili düzenleme yapılan ülke örneklerinin incelemeye başlayan AKP yönetimi, Anayasa Mahkemesi ve Uluslar arası hukuk kurumlarının bu konuda verdiği kararları da dikkate alarak yasal düzenlemeye son biçimini vermeyi planlıyor.
Erdoğan'ın TBMM tatile girmeden yasalaştırılmasını istediği düzenlemenin, 15 Temmuz'dan önce Meclis'e sunulup sunulmayacağı konusunda ise netlik bulunmuyor.