İSTANBUL (AA) - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından, Suriye'de Barışa Doğru: İstanbul'da Dörtlü Zirve Paneli düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 27 Ekim'de İstanbul'da bir araya geldiği "Suriye" konulu dörtlü zirvenin sonuçlarının değerlendirildiği panel, SETA'nın Eyüpsultan'daki merkezinde gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü İstanbul Şehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Alptekin'in yaptığı panelde konuşan İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Talha Köse, zirvenin yapılmasında Türkiye'nin önemli rolü olduğunu söyledi.
Türkiye'nin İdlib konusunda Rusya ile ciddi bir diplomasi çalışması yürüttüğünü, bunun neticesinde dörtlü zirvenin gerçekleştirilebildiğini belirten Köse, "İstanbul'daki dörtlü zirve ile AB ve Rusya Suriye'nin geleceğini şekillendirmek için ilk kez bir araya geldi." dedi.
Zirveye giden süreçte yaşananlara da değinen Köse, şöyle konuştu:
"Türkiye bu konuda, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle önemli noktada geri kaldı. Suriye'nin geleceğini belirlemede kısmen ikinci plana itildi. Bu süreç 15 Temmuz sonrasında Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi ve Astana sürecinin başlamasıyla yeniden ivme kazandı. Türkiye'yi güçlendiren sadece Astana süreci olmadı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları da sürece dahil olmasını sağladı. Rusya, İran ve Türkiye'nin bir araya gelmesi iç savaşın sonlanmasında önemli bir dönüşüm oldu."
Doç. Dr. Köse, üç ülkenin bir araya gelmesiyle Suriye'de yaşanan savaşın sona ererek siyasi çözüm sürecinin başladığını vurguladı.
Askeri süreçte çatışmasızlık sağlanarak kısmen güvenli bölgeler oluşturulduğunu, Suriye'nin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve terör konusunda mutabakat sağlandığını aktaran Köse, şöyle devam etti:
"Bundan sonrası için öngörülen, anayasa komisyonunun kurulması ve askeri sürecin neticelendirilip anayasal sürece geçişin başlatılmasıdır. Bölge siyaseti açısından AB ile Rusya aynı masada bir araya geldi. Rusya, soğuk savaşın bitiminden sonra bölgede istikrar oluşumu açısından bir inisiyatif aldı. ABD, PYD ve YPG gibi faktörleri destekleyerek kendi konumuna zarar verdi. Türkiye böylesi bir süreçte yapıcı ve vizyon verici bir rol üstlendi."
- "Suriye'de mevcut üç çeşit savaş var"
İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Ünver Noi de Suriye'deki savaşın Avrupa Birliği ülkelerinin gündemine göçmen krizi ile geldiğini söyledi.
Doç. Dr. Noi, "Suriye krizinin Avrupa Birliği'ndeki yabancı düşmanlığının ve göç karşıtı partilerin yükselmesine etkisi büyük oldu. Göçmenlerin, Batı Avrupa ve Doğu Avrupa ülkelerine dağıtılması hususunda bir uzlaşmaya varılamadı." diye konuştu.
Suriye'deki savaşın tek bir yönü olmadığına değinen Noi, "Bence Suriye'de mevcut olan üç çeşit savaş var. Teröre karşı savaş, muhaliflerin rejimle olan savaşı ve hem küresel hem bölgesel aktörlerin verdiği vekalet savaşları." ifadesini kullandı.
İstanbul'da düzenlenen zirvenin önemine değinen Ünver Noi, "Bu zirve, Suriye konusunda tarafların tek başına çözüm getiremeyeceklerini anlaması açısından önemli bir gelişme. Ortak bir çare bulunmasına yönelik önemli bir toplantıydı." dedi.
Gazeteci Mahmut Övür ise Suriye meselesini, küresel sistemin yaşadığı sancının bir sonucu olarak gördüğünü ifade etti.
Dünyada temel bir sıkışma yaşandığını vurgulayan Övür, "İçinde yaşadığımız bu sistem artık dünyanın sorunlarına çözüm yaratmayacak noktaya geldi. Suriye üzerinde yaşanan sancı 'Yeni sistemi kim kuracak?' sancısıdır." ifadesini kullandı.
Suriye krizi sonrasında bölgede uluslararası yeni birliklerin doğduğuna dikkati çeken Övür, "Önümüzdeki süreçte Almanya ve Fransa'nın Türkiye ile ilişkilerini geliştirerek ABD karşısında yeni pozisyonlar kazanmaya çalışacağını düşünüyorum." dedi.
Panel soru cevap bölümüyle sona erdi.