Kılıçdaroğlu, Roman Çalıştayına katılmak üzere geldiği Kuşadası'nda Güzelçamlı ve Davutlar beldelerini ziyaret ederek kahvelerde vatandaşlarla sohbet etti. Daha sonra Kuşadası'na geçerek belediye önünde parti otobüsü üzerinden halka seslenen Kılıçdaroğlu, kendilerini çözüm üretmemekle, hep eleştirmekle suçlayan hükümetin, Kurultay'da çözümleri açıkladıktan sonra paniğe kapıldığını savundu.
Verdikleri sözlerin arkasında olduklarını, siyasete başlarken halka asla yalan söylememeyi ilke edindiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu mücadelede ülkesini, çocuğunun geleceğini düşünenlerin kendilerine destek vermesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ulusal bağımsızlık savaşı verdiğini, vatan topraklarını şehit kanlarıyla suladığını ancak şimdi birilerinin çıkıp özgürlükleri elinden almaya çalıştığını savunarak, ülkede telefonların dinlendiğini, geleceğin baskı altına alınmaya çalışıldığını, haber alma hakkının engellenmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Şimdi bir yetki daha aldılar ellerine. Bundan sonra Recep Bey televizyon izleyecek, beğenmediği programlar olursa 'şu kanalı kapatın' diyecek. Hangi çağda yaşıyoruz. İnsanın biraz yüzü kızarır. Sen koca Başbakansın oturduğun koltuğun hakkını ver. Senin işin gücün televizyon kanallarını mı seyretmek? Haberleri seyret yeter sana. O bile fazla sana ama onlar televizyon izlemezler, birileri söyler; 'bu program halkın aydınlanmasına neden oluyor hemen kapatalım'.
Onlar neyi dinliyorlar, telefonları dinliyorlar. Telefon dinleyerek sözde bizim sırlarımızı öğrenmek istiyorlar. Sen bizim sırlarımızı, çiftçinin, üreticinin sırrını öğrenmek istiyorsan, gider icra dairelerine sorarsın. Vatandaşın halini anlarsın ve icra kıskacında olduğunu anlarsın ve bunu anla ki Türkiye'yi ne hale getirdiğini gör bakalım. Bir kanun çıkardılar. Bir baktık insanları domuz bağıyla öldürenlerin hepsi dışarda; buna 'Recep Affı' denir. Recep Bey, senin çıkardığın af yasası bunlar. Hepsi dışarı çıktı. Kimler içeride adam öldürmeyenler; ve biz buna 'adalet' diyeceğiz.''
DERİN DEVLET
Kılıçdaroğlu, toplumun rahatsız olunca AK Parti'nin birilerini suçlamaya başladığını, bu süreçte de Yargıtay ve Danıştayı sorumlu tutmaya çalıştığını ancak gereken yanıtları aldıklarını ifade etti.
Son günlerde bir milletvekilinin de bunun bilinçli olarak yapıldığını, AK Parti ile derin devlet arasında seçimler öncesinde bir mücadele olduğunu iddia ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Allah aşkına hangi derin devlet. Kozmik odaya bunlar girmediler mi, valiyi, kaymakamı bunlar tayin etmiyor mu, istedikleri gibi sınav yapmıyorlar mı, istedikleri gibi fabrika kapatmıyorlar mı, televizyonları sattırmıyorlar mı, hangi derin devlet Allah aşkına, derin AK Parti'den söz ediyorlar. Devleti ele geçirmek isteyen AK Parti'den söz ediyorlar'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, tüm kesimlerin korku içinde olduklarını, eleştiri yapana vergi memuru gönderildiğini iddia ederek bu süreçte kimsenin bölünmemesi, ayrışmaması gerektiğini söyledi.
Konuşması sırasında izleyenlerin açtığı Deniz Gezmiş pankartına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ''Onlar bedel ödediler, bağımsız Türkiye için mücadele ettiler, onlara da selam olsun, onlar da yürekli insanlardı'' dedi.
Daha sonra Kuşadası Erdoğan Öven Engelliler Merkezi'ni ziyaret eden ve öğretmenlerden bilgi alan Kılıçdaroğlu, engelli çocukların yaptığı ebru eserlerini inceledi, yaptıkları böreklerden tattı.
Kılıçdaroğlu, daha sonra Kuşadası Marinaya geçerek partililerle yemek yedi.