Tahşiyecilere kumpas" kurulduğu iddiasına ilişkin aralarında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu 10'u tutuklu 33 sanığın yargılandığı davanın 3'üncü duruşmasında, bazı sanık avukatları, heyetin usule aykırı davrandığını iddia ederek mahkeme salonunu terk etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, mahkeme heyeti, sanık avukatların usule yönelik bazı taleplerini çeşitli gerekçelerle reddederek, iddianamenin okunmasına karar verdi. İddianamenin okunmasıyla birlikte sanık polisler ve avukatları mahkeme heyetine tepki göstererek salonu terk etti.
AVUKATLAR SALONU TERK ETTİ
Eski emniyet müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse'nin avukatlarından Ömer Kavilli, duruşma salonunu neden terk ettiklerine ilişkin adliye önünde açıklamada bulundu.
Mahkemenin üzerine düşen görevi yerine getirmeden duruşmayı açtığını savunan Kavilli, "Oysa duruşmayı açmadan önce hakimlerin reddi ile ilgili taleplerimiz vardı ve o talebimizle ilgili olan kararları mahkeme bize tebliğ etmedi" dedi.
Dosyada yer alan ve suçlamada bulunan iki tanığın ifadesinin yer aldığı bir evrakı istemelerine rağmen mahkeme başkanının kendilerine vermediğini ileri süren Kavilli, "Biz ısrarla o evrak incelenirse yeniden yargılamaya devam edebiliriz talebinde bulunduk, fakat mahkeme heyeti işbirliği ve oybirliği halinde savunma makamındaki avukatlara belge göstermemiştir. Bu belgenin ortaya çıkarılması lazım. Sanıklar belki de gerçekten suç işlemiş olabilir. Ama işlememişse, ancak o evrak incelendikten sonra hüküm tahsis edilebilir" dedi.
"VERECEĞİNİZ KARAR ASLA ADALETLİ OLMAYACAKTIR"
Dosyadaki bir evrakın avukatlardan gizlenemeyeceğini, avukata söz vermeden yargılama yapılamayacağını ve avukatlar 'Duruşmayı terk ediyorum' dediği halde iddianamenin okunamayacağını dile getiren Kavilli, "Bunları söylememize rağmen mahkeme heyeti şu anda avukat ve sanık yokluğunda, kendi arasında iddianameyi okumakta ve usul kurallarını çiğnemektedir. Usul kuralları çiğnenerek yapılacak bir yargılama faaliyetinin sonunda bu mahkemede bir karar verilecektir. Ancak iddia ediyoruz ve uyarıyoruz; vereceğiniz karar asla adaletli olmayacaktır" diye konuştu.
Mahkeme heyeti ve sanıklardan Fethullah Gülen'in avukatı ile sanık Hidayet Karaca ve avukatlarının dışında salonda kimse bulunmazken, 333 sayfadan oluşan iddianameyi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin katibi okuyor.
İDDİANAME...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Fethullah Gülen '1 numaralı' şüpheli olarak yer alıyor. İddianamenin giriş kısmında, "Soruşturmanın, Fethullah Gülen'e bağlı olan basın ve medya kuruluşları ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün değişik birimlerinde, farklı rütbelerde görev yapan polislerin, 2009-2010 yılında 'Tahşiye' ismi verilen gruba mensup olduğu iddia edilen kişilere yönelik soruşturma işlemlerinde kasten delil uydurulduğu, kasten aleyhe algı oluşturulduğu, soruşturmanın altyapısının tamamen şüpheli Fetullah Gülen'in emir ve talimatları altında kasıtlı olarak oluşturulduğu" ifade edildi.
Gülen'in, "Silahlı terör örgütü kurmak" suçundan 22,5 yıl, "zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçundan 21 yıl, 32 kez 'nitelikli iftira' suçundan da 192 yıl olmak üzere toplam 70 yıl 10 aydan 235,5 yıla kadar kadar hapsi istendi.
Hidayet Karaca hakkında da, 'silahlı örgüt yöneticiliği', 'nitelikli iftira' ve "zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik' suçlarından 61 yıl 9 aydan 221 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Tufan Ergüder'in de aralarında bulunduğu 31 şüphelinin ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve 32 kez "nitelikli iftira" suçundan toplamda 63 ile 228 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.
İHA