Zübeyir Ahmet
BBC Hintçe Servisi
Malina Süleyman'ın suçu, Kandehar duvarlarına burka giyinmiş bir iskelet, ya da Taliban'ın kullandığı örtü ile Amerikan kravatına dolanmış kurtulamayan sıradan bir Afgan gibi resimler çizmek, heykeller yapmak.
Taliban'ın kurallarına epeyce meydan okumuş.
Ama bir kaç ay önce, önce tehditler gelmeye başlayıp, sonra da bir saldırıda babasının bacağı kırılınca alelacele evi terkedip, Hindistan'a geçmiş ve Mumbai'ye sığınmış.
Sekiz kardeşin en küçüğü olan Malina Süleyman olayların geçen yıl nasıl başladığını anlatıyor.
"Kayaların, duvarların üzerine resimler yaparken, bana taş atıyor ya da küfrediyorlardı ben de başka bir mahalleye geçiyordum. Ama oraya da geliyorlar ve taşlamaya devam ediyorlardı" diyor.
Yaptığı resimler ve heykeller genel olarak muhafazakarları ve Talibancıları öfkelendiriyordu.
Sonunda yaptığının puta tapma anlamına geldiğini söyleyerek, sanatını "islama karşı" ilan ettiler ve derhal bu faaliyetini durdurmasını istediler.
23 yaşındaki Malina Süliyman'ın anne ve babası kızlarının şehrin taşına duvarına grafiti yaptığından, heykeller diktiğinden haberdar değildi. Ta ki bir gün Taliban'dan tehdit gelene kadar.
Malina bu sefer bir yandan Taliban'ın bir yandan da ailesinin tepkisiyle karşı karşıya kaldı.
"Tam bir ev hapsine alındım. İnternete girmeme, dışarıya çıkmama ve başkalarıyla görüşmeme izin verilmiyordu. Tam bir cehennemdi" diyor.
Genç kadın için grafiti hem Taliban düzenine hem de aile baskısına umarsız bir başkaldırıydı.
"Ev hapsim sırasında karmakarışık duygular içindeydim. Benim durumumda bir çok başka genç kadın olabileceğini farkettim. Evde resim yapmanın hiç bir anlamı olmayacaktı. Benim gibi kadınlara, kendilerini herkesin ortasında ifade etmekten korkmamaları mesajını göndermek istiyordum."
Malina Süleyman'ın başkaldırısı uzaklardan duyulmuştu. Kabil'e dave edildi, sanatını burada sergilemesi istendi.
Fakat hükümetin kadın-erkek eşitliği ile sadece sözde ilgilenmesi Malina'yı rahatsız ediyordu.
Örneğin bir kadın ile bir erkek sokakta elele tutuşmuş görülürse hemen hapsediliyorlar ve ailelerine haber gönderiliyordu.
Ayrıca Kandehar'da da sorun yalnızca Taliban değildi. Malina bunu "İnsanların çoğu Talibanlaşıyor. Hepsi Talibancı diyemeyiz. Ama hepsi Taliban gibi diyebiliriz" diye tarif ediyor.
Malina, duvara çizdiği burkalı iskeletin kendisini tasvir ettiğini söylüyor.
"Grafiti yapmaya çıktığımda burkalı oluyordum. Yine de herkes bana kınayarak bakıyordu. Kimisi lanet okuyor, yerimin evim olduğunu söylüyordu. Yabancıların ajanı olduğumu söyleyenler bile çıktı" diyor.
Afganistan'dan kaçıp sığındığı Mumbai'de Malina şimdi başka bir hayat kuruyor.
Kentin meşhur JJ Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam ediyor, bugünlerde metal sanatı üzerinde çalışıyor.
Dev bir anahtar tasarlıyor.
"Anahtar çok sık kullandığım bir tema. Hem başarıların kapılarını açıyor, hem de insanların zihinlerini daraltan kapıları" diyor.
Malina Süleyman Mumbai'deki okulun geniş atelyesinde çalışırken sakin ve huzurlu görünüyor.
Ama bu görüşününün gerisinde derin bir endişe gizli. "Geleceğimin neler getireceğini bilmiyorum. Hem iç hem dış engellerimi aşma mücadelesi veriyorum" diye ifade ediyor bunu.