HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tarihçilerin kutbu: Halil İnalcık

Günümüz bilim dünyasında, Osmanlı tarihi alanında hem Türkiye'de ve hem de dünyada tartışmasız ilk akla gelen isim olan Prof. Dr. Halil İnalcık, 100 senelik ömrüne 25'den fazla kitap, 300'ü aşkın makale sığdırdı - 25 Temmuz 2016'da çoklu organ yetmezliği nedeniyle Ankara'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden İnalcık, Bakanlar Kurulu kararıyla Fatih Camii Haziresi'ne defnedildi - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile İnalcık için özel bir kabir yapıldı. Halil İnalcık'ın kabri, geleneksel Osmanlı Ulema Kabri şeklinde dizayn edildi

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Günümüz bilim dünyasında, Osmanlı tarihi alanında hem Türkiye'de ve hem de dünyada tartışmasız ilk akla gelen isim olan Prof. Dr. Halil İnalcık, 100 senelik ömrüne 25'den fazla kitap, 300'ü aşkın makale sığdırdı.

Babası Kırım göçmenlerinden Seyit Osman Nuri Bey ve annesi Ayşe Bahriye Hanım olan Prof. Dr. İnalcık, 7 Eylül 1916'da İstanbul'da dünyaya geldi.

Tarih profesörü İnalcık, orta tahsilini Ankara'da Gazi Muallim Mektebi, liseyi ise Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebi'nde tamamlayarak, yüksek tahsiline 1935'te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde (AÜDTCF) başladı.

Yeni Çağ Tarihi Kürsüsü'nde M. Göker, B. S. Baykal ve Fuat Köprülü'nün derslerini takip edip, 1940'ta mezun olan İnalcık, burada Timur üzerinde hazırladığı bir seminerle Köprülü'nün dikkatini çekerek, onun takdir ve tavsiyesiyle 30 Nisan 1940'da AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü'ne ilmi yardımcı tayin edildi.

Çalışkanlığı ve azmiyle dikkatleri üzerine çektiği dönem olan 1942'de Türkiye'de sosyo-ekonomik tarih yazıcılığının ilk örneklerinden biri "Tanzimat ve Bulgar Meselesi" adlı teziyle doktor olan ve AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü'ne asistan olarak atanan İnalcık, 15 Aralık 1943'te "Viyana'dan Büyük Ricat"e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı unvanlı teziyle doçent oldu.

İnalcık, 1945'te AÜDTCF Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden tanıdığı Şevkiye Işıl ile dünya evine girerek, 44 sene sürecek olan bir hayat arkadaşlığına adım attı. Ortaya koyduğu çalışmalarda ve yazdığı kitaplarda, eşi Şevkiye Hanım'ın desteğinin büyük olduğunu her fırsatta dile getiren İnalcık, eşine olan sevgisini ve minnetini içtenlikle ortaya koydu.

Araştırma sahasını doktora tezinden itibaren Osmanlı Cihan Devleti'nin sosyal ve ekonomik meselelerine yoğunlaştıran İnalcık, İstanbul'da Osmanlı arşivlerinde ve Bursa Şer'iyye Sicilleri üzerinde araştırmalar yaparak, 1947'de Türk Tarih Kurumu (TTK) üyeliğine seçildi.

-Batı'ya, Osmanlı'yı tanıtan bilge

Tarihçilerin Kutbu İnalcık, AÜDTCF tarafından bilgi, görgü ve çalışma alanındaki ihtisasını arttırmak üzere 1949'da gönderildiği İngiltere, British Museum'da Türkçe yazmalar üzerinde çalıştı ve Calendar of State Papers serisinde Osmanlı tarihine ait kayıtları topladı.

Londra Üniversitesi, School of Oriental and African Studies’de (SOAS) Prof. Paul Wittek'in seminerlerine katılan İnalcık, bu seminerlere katılan B. Lewis, V. Ménage, V. Parry, E. Zachariadou gibi tarihçilerle tanıştı ve dünyanın en önemli arşivlerinden İngiltere, Public Record Office'te Osmanlı Cihan Devleti ile ilgili kaynak taraması yaptı.

İnalcık, 1950'de Paris'te toplanan Milletlerarası Tarihi İlimler Kongresi'ne katılarak, École des Annales okulunun kurucularından Fernand Braudel ile tanıştı ve onun 1949'da yayınlanan "II. Felipe Döneminde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası" adlı eserinden etkilenerek, Türkiye'de bu eseri tanıtan bir yazı yazdı.

-Tüm dünyada çığır açan bilgiye sahip oldu

İngiltere'den 1 Şubat 1951'de Türkiye'ye dönen İnalcık, 1951'in yaz aylarında Bursa Şer'iyye Sicilleri üzerinde çalışmaya başlayarak, bu sicillerin önemini belirten bir makale yazdı.

İnalcık, 2 Haziran 1952'de "Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği" teziyle profesörlük payesi alarak, 1953-1954 ders yılında Columbia Üniversitesi School of International Affairs'a ziyaretçi profesör olarak davet edildi ve Prof. Tibor Halasi-Kun ile birlikte Amerika'da Osmanlı-Türk araştırmalarının gelişmesinde rol oynadı.

Rockefeller Vakfı'nın bursuyla 1956-1957'de Harvard Üniversitesi'nde "research fellow" olarak bulunan İnalcık, Amerikan tarihi derslerini ve Harvard Üniversitesi'nde Prof. H. A. R. Gibb'in İslam tarihi derslerini izledi.

İnalcık, Harvard profesörlerinden W. Langer'in teklifi üzerine An Encyclopaedia of World History'nin Osmanlı kısmını gözden geçirmeyi üstendi ve 1957'de Türkiye'ye döndükten sonra, AÜSBF'nde Osmanlı, Avrupa ve Amerika tarihi okuttuğu gibi "İdari Teşkilat Tarihi" ve "Devrim Tarihi" derslerini de üstlendi.

Bu günlerde yurt içinde ve Batı'da birçok kongreye bildiri vererek katılan İnalcık, 1958'de Münih'te düzenlenen "XI. Uluslararası Bizantinistler Kongresi"nde "The Problem of the Relationship between Byzantine and Ottoman Taxation" başlıklı bildirisini okudu.

İnalcık bunun ardından 1960'ta ders vermek üzere İsrail İbrani Üniversitesi'ne davet edildi ve yaz aylarında "Milli Birlik Komitesi"nin isteği üzerine Güneydoğu bölgesine üniversiteden bir heyetle inceleme gezisi düzenleyerek, toprak meseleleri hakkındaki araştırmaları dolayısıyla çağrıldığı toplantıda bölgenin meselelerinin tespiti için bir Güneydoğu Enstitüsü kurulmasını teklif etti. İnalcık, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nün (TKAE) kuruluş döneminde faaliyetlerde bulundu.

Nisan 1961'de Kıbrıs tarihi hakkında araştırma yapmak maksadıyla Kıbrıs'a giden İnalcık, Kıbrıs Vakıflar İdaresi'nde Kıbrıs kadılıklarına ait 56 sicil defterini tespit etti ve bunlar üzerinde çalıştı.

İnalcık, 1961-1962'de 7 ay kadar Beyrut'ta bulundu, Arapça'sını ilerletti. Yurda dönüşünün ardından Hollanda'ya davet edildi, Amsterdam Üniversitesi Doğu Tetkikleri Enstitüsü'nde "Turkey and Europe" başlıklı konferans verdi ve 1962 sonbaharında New York'ta The Social Science Research Council'in düzenlediği "Conference on the Political Modernization of Japan and Turkey"de bir bildiri sundu.

Uluslararası Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Kurumu'na (AIESEE), 1966'da üye seçilen İnalcık, burada Türk tarih ve kültürünün tanıtılması yolunda büyük gayret sarf ederek, 1971-74 yılları arasında bu kurumun başkanlığını yaptı.

İnalcık, 1967'de Münih'te Uluslararası Müsteşrikler Kongresi'ne iştirak ederek, aynı yıl Princeton ve Pennsylvania üniversitelerinde misafir profesör olarak dersler verdi ve 1968'de Londra ve Paris'te 3 ay Bibliothèque Nationale ve arşivlerde araştırmalar yaptı.

G. Veinstein ve M. Berendi ile birlikte II. Bayezid devrine ait Mukataa Defteri üzerinde çalışmalar yapan İnalcık, 1969'da AIESEE'nin Sofya toplantısında, kendisinden istenen "Osmanlı Devrinde Balkanlar" raporunu takdim etti. Yine 1969'da Türkolog Tibor Halasi-Kun ile birlikte Osmanlı araştırmaları için büyük önem taşıyan Archivum Ottomanicum dergisini çıkarmaya başlayan İnalcık, 1971'de İngiltere Royal Historical Society tarafından "corresponding member" seçildi.

İnalcık, aynı yıl Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nin (Center for Middle Eastern Studies) davetlisi olarak iki konferans verdi. İnalcık, 1972'de 30 yıl çalıştığı AÜDTCF'den emekli oldu.

-Türkiye'de layık olduğu sevgiyle karşılandı

Uluslararası bir şöhret yapan İnalcık'ın biyografisi Encyclopaedia of Historians and Historical Writing'de ve Thomas Naff'ın çıkardığı Paths to the Middle East (Albany: State University of New York, 1993) adlı eserlerde yer aldı.

İnalcık, 1998'de 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elinden İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Ödülü'nü alarak, Kültür Bakanlığı'nın Osmanlı uygarlığı üzerinde bir eser hazırlamak üzere tertip ettiği Kültür Bakanlığı 700. Yıldönümü Yayın Komisyonu'nun başına getirildi.

Türkçe ve İngilizce ikişer cilt şeklinde hazırlanan ve editörlüğünü yaptığı eserle, "Dünya Kitap Fuarı"nda birincilik ödülü alan İnalcık, Vakıflar Genel Müdürlüğü Araştırma Kurulu ve Kültür Bakanlığı Osmanlı Bilim ve Kültür Mirası'nın 700. Yılı Anma Komitesi üyeliklerine seçildi.

İnalcık, Prof. S. Faroqhi ile birlikte E. J. Brill'in (Leiden) "The Ottoman Empire and Its Heritage" serisinin editörlüğünü üstlenerek, 2005 yılına kadar bu seriden yayınlanan 38 cilt Osmanlı tarihini Batı dünyasına tanıtan belli başlı eserler arasında yer aldı.

1999'da Balıkesir Üniversitesi'nden ve Türk Kültürüne Hizmet Vakfı'ndan şükran plaketleri alan Prof. Dr. Halil İnalcık için aynı üniversitede "Halil İnalcık Salonu" açıldı.

İnalcık, 2000'de İstanbul'un sosyal ve ekonomik tarihi için büyük öneme sahip olan "Halil İnalcık Araştırma Projesi"ni hayata geçirdi.

2001'de Sofya Üniversitesi'nde fahri doktora verilen İnalcık, 2002'de İslam Konferansı Teşkilatı tarafından Teşekkür Plaketi ve Kültür Bakanlığı 2002 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görüldü.

Prof. Dr. İnalcık, Macaristan Cumhurbaşkanı Ferenc Madl'ın elinden, "Macaristan Liyakat Nişanı"nı, 2003'te Türkiye Yazarlar Birliği ve Ankara Üniversitesi'nden şükran plaketini, "Milli Savunma Bakanlığı Ödülü"nü ve 2004'te de Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat ve Turizm Vakfı'nın, "Bursa Ulusal Kültür Yaşamına Katkı Ödülü"nü aldı.

-Bir asırlık ömre 25 kitap, 300'ü aşkın makale sığdırdı

Halil İnalcık’ın eserlerine bir bütün olarak bakıldığında onun Osmanlı tarihinin hemen hemen bütün dönemleri üzerine araştırmalar yaptığı ve bu araştırmalarında muazzam bir konu çeşitliliği olduğu görülüyor.

İnalcık’ın eserleri temelde Siyasî Tarih, Sosyal ve Ekonomik Tarih alanına dahil olarak kurumlar tarihi, devlet yapısı ve felsefesi, hukuk, ticaret, toplumsal tabakalar, üretim, vergi, bürokrasi, demografik yapı, şehir tarihi ve Sentez Eserleri kapsamında Osmanlı sosyal ve ekonomik tarihini aydınlatmaya dönük çalışmaları kapsayıcı şekilde gruplandırılıyor.

Ayrıca 1942'de savunduğu Tanzimat ve Bulgar Meselesi başlıklı doktora tezinde Dolmabahçe Sarayı arşivinde II. Abdulhamid'in Bulgar meselesi hakkında toplattığı vesika külliyatını, 1840-41 Vidin isyanı ile ilgili belgeler bulan İnalcık, Vidin valisinin ve müfettişlerinin gönderdiği raporlardan isyanın sebeplerinin altında, ağalarla Bulgar köylüsü arasındaki toprak meselelerinin yattığını tespit etti ve incelediği dönemde diğer bölgelerdeki huzursuzluk ve karışıklıkların da yine toprak meselelerinden kaynaklandığı gerçeğinden hareketle Osmanlı tarihinin temel probleminin toprak meselesi ve buna bağlı sorunlar olduğunu ortaya koydu.

Halil İnalcık, Osmanlı sosyal ve ekonomik meselelerinin hiçbirinin dayandığı hukuki temellerinden soyutlanarak incelenemeyeceğinden hareketle, akademik hayatının daha ilk dönemlerinden itibaren Osmanlı hukuku üzerinde araştırmalar yaptı.

Osmanlı Devleti'nin sosyal ve ekonomik tarihi bağlamında araştırmalar yaptığı bir diğer alan olarak Osmanlı şehir tarihiyle ilgilenen İnalcık, özellikle 1950'lerde Bursa kadı sicilleri üzerinde yaptığı araştırmalarında, Bursa kadı sicillerine ait 300'den fazla belgeyi neşretti.

Bilge alim Prof. Dr. Halil İnalcık'ın başlıca kitapları arasında "Tanzimat ve Bulgar Meselesi", "Tarihli Suret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid", "Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar", "Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân İzladi ve Varna Savaşları", "Tursun Beg, The History of Mehmed the Conqueror, Chicago-Minnesota: American Research Institute" ve "Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi" gibi kitaplarla çağı aydınlatan bilim insanı İnalcık, yaklaşık 25 kitap yazdı.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla özel kabir yapıldı

Halil İnalcık, 25 Temmuz 2016'da çoklu organ yetmezliği nedeniyle Ankara'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Cenazesi Bakanlar Kurulu kararıyla Fatih Camii Haziresi'ne defnedildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile İnalcık için özel bir kabir yapıldı. Halil İnalcık'ın kabri, geleneksel Osmanlı Ulema Kabri şeklinde dizayn edildi.

Osmanlı tarih düşürme geleneğine uygun olarak Murat Bardakçı tarafından kaleme alınan ve hattat Sabri Mandıracı'nın yazdığı, Halil İnalcık'ın mezar taşı kitabesi şöyle:

"Kutb-ı aktâb-ı müverrîhîn idi / Cümle âsârı buna muhkem delîl / Rıhletiyle artık öksüzdür ilim / Böyle emretti bunu nazm-ı celîl / Şimdi mutlak Fatih’in bağrındadır / Fethi ondan dinliyorken biz melîl / Hüzn içinde söyledim tarih-i tâm / Kalbi yıkdı hicr göçdü Mîr Halîl-1437"

(O, tarihçilerin kutublarının kutbu, hepsinden yüksek mertebede idi ve yazdığı bütün eserler bunun böyle olduğunun delilidir. Vefatıyla ilim artık öksüz kalmıştır, herkesin günü geldiğinde öleceğinin bir emir olduğu da Kur’an’da zaten geçmektedir. Halil İnalcık, şimdi mutlaka Fatih Sultan Mehmed’in yanında, onun bağrındadır; İstanbul’un fethini bizzat ondan dinliyordur ama biz üzgün ve boynu bükük haldeyiz. Böyle bir hüzün içerisinde tarih düşürdüm ve hicrî 1437’ye karşılık gelen ‘Ayrılık kalbi yıktı, Halil Bey göçtü gitti’ sözü vefatının tarihi oldu.)

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler