İZMİR, (DHA)- ELEKTRİK Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, yaptığı yazılı açıklamada, Alsancak'taki tarihi Elektrik Fabrikası'nın arazisiyle birlikte satılması için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ilana çıkıldığını belirterek, "Ülkenin kıt kaynaklarıyla zor şartlarda kamulaştırıldığını unutmadan, tarihi değerimize tüm İzmirliler sahip çıkmalıdır" dedi.
İzmir'de 1926 yılında Belçikalı Traction-Elektricite şirketi tarafından yapılan, 1928 yılında devreye girdiğinde sokak aydınlatmasında hava gazından elektriğe geçilmesini sağlayan Alsancak'taki tarihi Elektrik Fabrikası, 1960'lı yıllara gelindiğinde ise İzmir'in elektrik ihtiyacını yüzde 30'unu karşılıyordu. Yıllar içinde hizmet dışı kalan fabrika, bugün metruk ve harap yapı haline geldi. Tarihi Elektrik Fabrikası için Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.'nin (ADÜAŞ) diğer taşınmazları ile birlikte verilen ilanda, taşınmazın satış yöntemi uygulanmak suretiyle 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde özelleştirileceği duyuruldu. EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, Devlet İhale Kanunu'nun kısıtlamalarına tabi olmadan, arazisi için satılmak istendiğini öne sürdüğü fabrikanın İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 8 Ocak 1998 tarihli kararıyla 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' olarak tescillendiğine dikkat çekti. Tapu kaydına da yansıyan bu tescile ilişkin kurul kararında, yapının özellikleri nedeniyle tarihi belge niteliği taşıdığı ve gelecek kuşaklara iletilmesi gerektiğinin belirtildiği hatırlatıldı.
'KENTE KAZANDIRILMALI'
EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, alanın ticari olarak yapılaşmaya açılmasının önüne geçilerek, tarihi ve simge yapının kente kazandırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada şöyle denildi:
"Elektrik Fabrikası'nın ülkenin kıt kaynaklarıyla zor şartlarda kamulaştırıldığını unutmadan, tarihi değerimize tüm İzmirliler sahip çıkmalıdır. 1943 tarihinde kamulaştırılarak İzmir Belediyesi'ne devredilen sahanın ve bugün 'Korunması Gerekli Kültür Varlığı' niteliğinde olan binaların amaç dışı kullanım için satılmasına engel olunmalıdır. Alanın tapusu yeniden İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devredilerek, amacına uygun olarak müze ve eğitim merkezi olarak kullanılması sağlanmalıdır. İnşa edildiği dönemin endüstriyel özelliklerini yansıtmasının yanı sıra ülkemizin kalkınma çabaları içinde de önemli yeri bulunan tarihi yapımız, hemen yanı başındaki Havagazı Fabrikası gibi kentin kültürel yaşamına katkı sağlayacak şekilde teknoloji müzesi ve eğitim merkezine dönüştürülmelidir. Özelleştirme adı altında üzerindeki tarihi binanın zamanla yok edilerek, alanın ticari olarak yapılaşmaya açılmasının önüne geçilmeli ve tarihi simge yapı kente kazandırılmalıdır. Kentte yaşayan tüm yurttaşlar ve Elektrik Fabrikası'nda yıllarca emek veren meslek büyüklerimiz adına, başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşları; binanın restore edilerek İzmir'e yeniden kazandırılması için girişimde bulunmaya davet ediyoruz."
ELEKTRİK FABRİKASI'NIN TARİHİ ÖNEMİ
Elektrik Fabrikası, bugün Enerji Müzesi olarak hizmet vermeye devam eden İstanbul'daki Silahtarağa Santrali ile aynı dönemde faaliyetlerine başlamış ve 1998 yılına kadar aralıksız olarak kentin enerji ihtiyacını karşılamaya katkı vermiş. Elektrik Fabrikası'nın temeli, Osmanlı döneminde, 1913 yılında imzalanan yabancı ortaklığa imtiyaz veren sözleşmeye dayanılarak 1926 yılında Belçikalı Traction-Elektricite şirketi tarafından atılmış. Santralin 18 Ekim 1928'de devreye girmesiyle birlikte kentte yaşam değişmeye başlamış, sokak aydınlatmasında hava gazından elektriğe geçilmiş, ilerleyen yıllarda ise atlı tramvaylar yerine troleybüsler devreye girmiş. Resmi Gazete'de 27 Temmuz 1943 tarihinde yayımlanan 'İzmir Tramvay ve Elektrik Türk Anonim Şirketi İmtiyazı ile Tesisatının Satın Alınmasına Dair Mukavelenin Tasdiki ve Bu Müessesenin İşletilmesi Hakkında Kanun' kapsamında satın alınarak, kamulaştırılmıştır. Kurulu gücü 5 mw olan Elektrik Fabrikası'nın yabancı özel sektör tarafından işletildiği uzun yıllar boyunca kapasite artışına gidilmemiş. Kurulu güç, kamulaştırmanın ardından Elektrik Su Havagazı Otobüs ve Troleybüs Genel Müdürlüğü'nün (ESHOT) işletilmesine geçildikten sonra 1949, 1952, 1954, 1955 yıllarında devreye alınan ek ünitelerle 40 mw'a ulaşmıştır. 1960'lı yıllara gelindiğinde ise İzmir'in elektrik ihtiyacını yüzde 30'unu karşılıyordu. ESHOT'tan sonra Etibank'ın işlettiği santral, Türkiye Elektik Kurumu'nun (TEK) kurulmasından sonra ise TEK'e devredilmiştir. Fabrika, ülke gündemine yeniden sokulan özelleştirme çalışmaları kapsamında TEK'in parçalanmasının ardından son olarak Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. bünyesinde kalmış ve üretimin durdurulmasının ardından, teknoloji tarihi açısından önemli ekipmanlar ve cihazlar hurdaya ayrılarak, yok edilmiştir. İçi boşaltılan ve yıkılmaya terk edilen bu tarihi değer, bugün metruk ve harap yapı ibarelerinin yer aldığı bir ilanla yeniden özelleştirilmek istenmektedir.
FOTOĞRAFLI