İyi amaçla bakıldığında hızla artan insan nüfuzuna yiyecek yetiştirmek, kötü yönüyle bakarsak insanların daha fazla yemesini sağlamak.
İnsan vücudunda yaklaşık 100 trilyon hücre varken bağırsaklarımızda yaşayan mikrop sayısı bunun tam 10 katı. Diğer bir ifadeyle vücudumuzda yaşayan tüm hücrelerin %90’nını mikroplar oluşturmakta. Bu durum hayvanlar için de benzer.
Tüm hücrelerin enerjiye ihtiyacı vardır ve bu enerji şekerdir. Yediğimiz gıdalar sindirildiğinde açığa çıkan şeker bağırsaklardan emilir. Ancak bağırsaklarda var olan 1014 sayıdaki 2000 tür bakteri enerjiyi ilk karşılayan olarak kendi çıkarına bir düzenleme yapar. Çoğunu kendi kullanır, kalanını ise içinde yaşadığı insana bırakır ve şeker kana geçer.
Bu sistem tavuk için de, sığır için de böyledir veya böyleydi. Taki insanlar hayvanlara doğar doğmaz antibiyotik vererek bağırsaklarında bu önemli mikrop kaynağının oluşmasını önleyene dek. Bağırsak mikropları yok edilince gıdalarla alınan enerjinin tamamı tavuğun hücrelerine kalmış oldu. Tavuğun tüm hücrelerinden 10 kat daha fazla mikrobun kullanması gereken enerjinin hayvanı nasıl kısa süre içerisinde şişirebileceğini tahmin edin.
Gelelim insanlara. Bu kadar çoğunluğa sahip mikrop popülasyonun en fazla söz hakkına sahip olması doğal görünmekte. Son yıllarda bilimsel çalışmalar gösteriyor ki bağırsak hastalıkları başta olmak üzere otoimmun hastalıklar, allerji, diyabet ve obezite bağırsakta yaşayan mikroplarla yakından ilişkili.
International Journal of Obesity (2013) 37, 16–23 dergisinde yayınlanan çalışma ilk 6 aylık süreçte antibiyotik tedavisine maruz kalan bebeklerin ilerleyen dönemde daha fazla kilo aldığını göstermekte.
Şişmanlarda bağırsaklardaki mikrop sayısı ve dağılımı normal kilodaki insanlardan çok farklıdır. Bu farklılık özellikle kullandığımız antibiyotikler ve ilaçlardan ve dahası beslenme şeklimizden kaynaklanmaktadır. Karbonhidrat ağırlıklı beslenen biriyle protein ağırlıklı beslenen kişinin bağırsak florası aynı değildir.
Sonuç olarak: Bağırsaklarımızı kaplayan mikroplar yaşam dengemiz ve sağlığımız için son derece önemli bir görev üstlenir. Gelişigüzel antibiyotik ve ilaç kullanmak suretiyle bağırsak florasını bozmak obezite ve diyabet başta olmak üzere birçok hastalığa zemin hazırlar.
Olsun ben mikrobiota denilen bu organizmayı hiçe sayarak yaşayacağım, ne olacaksa olsun derseniz…. ve ilerde hastalanırsanız…. yine bu bakterilerden medet ummak zorunda kalabileceğinizi hatırlatmak isterim. Çünkü obezitede, kronik yorgunlukta, kabızlık ve iltihabi barsak hastalıklarında denenen ve başarılı olan modern tıbbın en ilginç tedavi yöntemlerinden biri dışkı nakli. Yani siz bağırsak floranıza iyi bakmazsanız, iyi bakan birinin florasını sahiplenmek için dışkısına ihtiyaç duyabilirsiniz.
Soru ve görüşleriniz için: aydinduygu1@mynet.com