HABER

TBB Başkanından Kılıçdaroğlu'na yaylım ateş

Coşar, Kılıçdaroğlu'nun, kendisine yönelik açıklamalarına ilişkin, ''görevini layıkıyla yerine getirip getirmediğine ilişkin değerlendirmeyi, TBB delegelerinin yapabileceğini'' belirtti.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisine yönelik açıklamalarına ilişkin, ''görevini layıkıyla yerine getirip getirmediğine ilişkin değerlendirmeyi, TBB delegelerinin yapabileceğini'' belirtti.

Coşar, ''Zorunlu Açıklama'' başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, katıldığı bir televizyon programında kendisini ''görevini adam gibi yapmamakla, kimi yargısal tasarruflara karşı isyan etmemekle, yeri göğü inletmemekle ve yerini bilmemekle'' itham ederek, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürdü.

''Cevap verme hakkımı kullanmayacağım, zira konumum, yetişme tarzım, kişiliğim, nezaketim siyasi bir partinin başkanı ile hangi konuda olursa olsun polemiğe girmeye engeldir'' ifadelerini kullanan Coşar, Kılıçdaroğlu'nun kimi konularda bilgi veya bilgilendirme eksikliği olduğunu, açıklamasıyla Kılıçdaroğlu'nu ilgili konular hakkında bilgilendirmek istediğini kaydetti.

TBB'nin herhangi bir siyasi partinin değil, barolar ve avukatların birliği olduğunu, TBB'nin görevlerinin Avukatlık Kanunu'nun 110. maddesinde düzenlendiğini belirten Coşar, ''Sayın Kılıçdaroğlu'nun okuduğu zaman göreceği üzere, anılan maddede tahdidi (sınırlı) olarak sayılan görevler arasında 'isyan etmek', 'yeri göğü inletmek' gibi görevler yer almadığı gibi, kanunla verilen görevlerin dışında bir başka faaliyette bulunulması da hukuken mümkün değildir'' değerlendirmesinde bulundu.

Coşar, TBB'nin hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

''Bu görev de diğer görevleri gibi Türkiye Barolar Birliği ve onun Başkanı olarak benim tarafımdan ciddiyetle yapılmıştır, yapılmaktadır ve yapılacaktır. Bu görevin yapılmasında Türkiye Barolar Birliğinin ve Başkanı olarak benim ölçüm, hukukçu olmanın, hukuk kuruluşu olmanın ağırlığına, ciddiyetine, saygınlığına dikkat etmek, siyasetin diliyle değil, hukukun diliyle yazmak ve konuşmak, medya yoluyla kendi kişisel reklamımı yapmamak, devam eden kimi davalarla ilgili olarak yapılan açıklamalarda Anayasa'nın 138/2 ve Türk Ceza Kanunu'nun 288. maddelerine uygun hareket etmektir.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak, benim görevimi adam gibi yapıp yapmadığımı değerlendirmek, -Sayın Kılıçdaroğlu'nun da takdir edeceği üzere beni seçen Türkiye Barolar Birliği delegelerinin görevidir. O nedenle benim bu konuda hesap vereceğim makam anamuhalefet partisin Sayın Başkanı değil, Türkiye Barolar Birliği Genel Kuruludur.

Hukuktan, hukukun üstünlüğünden, herkesin hukuktan yana tavır koyması gerektiğinden söz eden ve yine herkesi hukuka uygun ve saygılı davranmaya davet eden Sayın Kılıçdaroğlu'nun bilmesini isterim ki hukuk 'haklar' demektir. Diğer bütün hakların üstünde ve merkezinde yer alan en temel hak ise insan haklarıdır. Kategorik hukuk ilkeleri olarak hukuk felsefesinin merkezinde yer alan özgürlük, eşitlik, adalet gibi ontolojik ve ahlaki değerden türeyen insan hakları, diğer bütün hak iddialarına göre ahlaki öncelik taşır. İnsanın, sadece insan olması nedeniyle sahip olduğu özgürlük ve eşitlik değerlerinin başkalarınca tanınmasını ve her türden dış saldırıya karşı korunmasını gerektiren en üstün ahlaki ve vicdani talep olan insan hakları bu yönüyle diğer bütün ahlaki, hukuki ve siyasi taleplerden önce gelir.

Salt yaşamış olmak için değil, onurlu yaşamak için gereksinim duyduğumuz insan hakları, 'insanın, insan olarak özündeki onurdan' kaynaklanır. Bu öz, insanın ahlaki doğasıdır. O nedenle haktan, hukuktan, hukukun üstünlüğünden söz eden Sayın Kılıçdaroğlu'ndan, benim kişilik haklarıma ve insanlık onuruma saygılı olmasını beklemek, herhalde benim de hakkım olsa gerekir.

En Çok Aranan Haberler