TBMM Danışma Kurulu toplanamadığı için HDP, önerisini grup önerisi olarak Genel Kurul'a taşıdı.
Öneri üzerinde konuşan HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, gözlerinin önünde kadın, anne, yaşlı ve bebeklerin öldüğünü belirterek, "Ya Rabbim, bu zulmü bırakmayasın. Kana ne zaman doyacak bu toprak, bu coğrafya, bu iktidar, bu zulüm?" dedi.
Baydemir'in konuşması sırasında AK Parti ve HDP'li milletvekilleri arasında sözlü tartışma yaşandı.
"Cizre, Silopi ve Sur'da yaşanan vahşetin Gazze, Ramallah ve Halep'te yaşanan vahşetten farkı kalmadığı" ifadesini kullanan Baydemir, iki fotoğraf göstererek, "Şurada iki tane fotoğraf var; ikisi de bebek fotoğrafı. Bunu yapanın da bunu yapanın da Allah belasını versin. Sayın Başbakan bu fotoğrafa hüngür hüngür ağlıyor ama bu fotoğrafın vesilesi oluyor. Bu devleti yöneten akla söylüyorum: artık kadın, çocuk, sebi öldürmekten vazgeçin, bunun sonu yok" diye konuştu.
Baydemir, "yaşananların ülkeyi bin yıllık kardeşliğe değil, bin yıl etkisi sürecek düşmanlığa götürdüğünü" ileri sürerek, olayların "hendek ve barikat nedeniyle değil, müzakere masasının devrilmesinin sonucu" olduğunu savundu.
Baydemir, "Öldürmekle sorun çözülmez. Yegane yol, her iki tarafın şiddeti durdurarak çatışmasızlık zeminine geri dönülmesidir. Eğer Meclis işlemezse, katliama sessiz kalmaya devam ederse, konu BM'ye, Adalet Divanı'na, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne gidecek. Bizimle birlikte yaşamak istemiyorsanız, elinizi yakamızdan çekin. Talebimiz birlikte yaşamdır. Sizin dayattığınız birlikte yaşam değil, köleleştirmektir. Bu halk asla köleleşmeyecek, asla zulme, zalime boyun eğmeyecek" ifadesini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, sataşma gerekçesiyle söz alarak, kimsenin cenaze üzerinden tartışma yapamayacağını söyledi.
Çakır, "Ben İçişleri Bakanı, Bakan Yardımcısı, Emniyet Genel Müdürü ile görüştüm. 10 kişilik bir morgda 17 kişinin kaldığı doğrudur. Evet, dedikleriniz doğrudur; bazı soğuk hava depolarına cenazeler konulmuştur ve fakat doğrunun bir başka boyutu, bir başka yüzü şudur ki aynı kişilere, 'gelin cenazelerinizi kaldırın' denildiğinde, defin ruhsatları verildiğinde, bilerek ve isteyerek bu kişiler cenazelerini kaldırmamıştır" dedi.
HDP'li Baydemir de sataşma gerekçesiyle yaptığı konuşmada, "BM nasıl ki Suriye'de, Bosna Hersek'te devreye girdiyse -gidişat o gidişatı gösteriyor- gelin, bunlara zemin hazırlamayın, bu Meclis devreye girsin. Nasıl AB ile müzakere yapıyorsak, kendi içimizde önce müzakereyi başlatalım ve sonuç alalım" görüşünü ifade etti.
Bazı AK Parti milletvekilleri, Baydemir'e, "PKK'ya silah bırakma çağrısında bulunsana. Teröristleri çekin şehirden, ondan sonra konuşalım" diye laf attı.
-"Bırakın Türkiye partisi olmayı, parti bile olamadılar"
AK Parti İstanbul Milletvekili Aziz Babuşçu, öneri aleyhinde yaptığı konuşmada, şunları kaydetti: "HDP, kendi siyasetini benimseyen Kürtleri 'makbul Kürt', AK Parti'yi destekleyen Kürtleri ise 'gayrimakul Kürt' olarak tanımlıyor. Ahmet Kaya'nın varlığına tahammül gösteremeyen malum medya, ulusalcı statükocular, elitler ve çözüm sürecini sabote etmek için elinden geleni ardına koymayan Pensilvanya çetesi, HDP'yi niye destekliyor? Çünkü Kürt kardeşlerimizi HDP üzerinden statükonun yedeğine düşürmeye çalışıyorlar. Türkiye'nin makbul vatandaşı olan beyaz Türkler, kaybettikleri iktidarlarını Kürt kartı üzerinden yeniden elde etmeye çalışıyorlar."
Her fırsatta HDP'yi Türkiye partisi olmaya çağırdıklarını ifade eden Babuşçu, "Onlar, bırakın Türkiye partisi olmayı, parti bile olamadılar. Çünkü siyasi parti olmak şiddeti reddetmekle başlar. Bir siyasi parti sorunları kansız, kavgasız, Meclis marifetiyle halletmeyi öngördüğü için kurulur zaten. Oysa HDP'liler, her fırsatta şiddeti yücelttiler. Terör örgütünün emrinde bir memur gibi olmayı sürdürdünüz. Hendek siyasetine sahip çıktınız. Bir parti eş başkanı düşünün ki, her türlü silahı stoklayıp bu ülkenin şehirlerine hendek kazarak güvenlik güçlerimize karşı savaş açan teröristleri savunuyor, destekliyor" dedi.
HDP Milletvekili Baydemir, Şırnak'ta Orman Müdürlüğü bahçesinde dört cenazenin bulunduğunu, ancak sağlık görevlilerinin müdahalesine izin verilmediğini savunarak, "Müzakere masası devrildiğinden beri 600'ü aşkın insan yaşamını yitirdi. Cumhurbaşkanı, 'iki bin insanı devirdik' diyor. Bu insanların tamamı, askeri, polisi, sivili, gerillası bu ülke halkının, halklarının evlatlarıdır. Ne korkudur ki, sizi bu savaşı savunmaya itiyor? Irkçılığın, milliyetçiliğin, faşizmin esiri olmuşsunuz" ifadesini kullandı.
Birleşimi yöneten Başkanvekili Ahmet Aydın, kaba ve yaralayıcı sözler kullanılmamasını isteyerek, "Sayın Cumhurbaşkanı terörle mücadele kapsamında öldürülen terörist sayısından bahsetti, insan sayısından değil" uyarısında bulundu.
-"Sri Lanka modelimiz yok"
Öneri lehinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kürt meselesinin silahla, çatışmayla, topla, tankla, hendek ve barikatla değil, siyasetle, konuşarak ve Meclis'te çözülebileceğini belirterek, bunu konuşmaları gereğini söyledi. Sokağa çıkma yasaklarının bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi önüne geldiğini, ancak görüşülmediği için AİHM'e gittiğini belirten Tanrıkulu, Türk yargısının iflas ettiğini ileri sürdü.
Tanrıkulu, ülkenin zor günlerden geçtiğini, ağır ölüm ve acı olayların yaşandığını ifade ederek, "Üç yaşındaki çocuk dün babasının ardından ağlıyor. Bu çocuklara nasıl cevap vereceğiz? Dün evinin içerisinde kahvaltı yaparken kadın yaşamını yitirdi. Taybet İnan'ın cenazesi 7. gününde sokaktan kaldırıldı" dedi.
Bazı fotoğraflar gösteren Tanrıkulu, "Hükümetin daha önce Sri Lanka fantezisi vardı, topyekün imha. Şimdi düşman görme durumu var. Bu ölümlerin olmasını istemiyorsak Parlamento görevini yapmalı ve yeni bir mekanizmayı başlatmak zorunda. Yoksa anaların kanı toprakta kuruyor" diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, kendilerinin Sri Lanka modeli olmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti bu milleti kucaklamaya çalıştı. Demokrasi ve özgürlük esası üzerinden bunu yapmaya çalıştı. Bu tek taraflı olacak bir iş değil, tabii ama AK Parti, sonuna kadar meşru siyaset zeminlerinde her düşünceye açık bir Türkiye kurdu. Yaşanan, Ortadoğu'daki gelişmeler neticesinde büyük rüyaların peşine düşen bir terör örgütünün hendek kazıp içini patlayıcıyla doldurup arkasına silahlı gençleri koyarak, aklı sıra öz yönetim ilan edebileceği sevdasına kapılmasıdır. Kusura bakmayın, ne Türkiye Cumhuriyeti devleti ne dünyada herhangi bir devlet, herhangi bir meşru otorite buna göz yummaz."
Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP'li Tanrıkulu, Sri Lanka modelinde neler yapıldığını okuduğunu anımsatarak, "Bunu burada yapmanıza imkan yok. Lokal yerler seçiyorlar. Cizre boşalıyor, kalan yurttaşlara düşmanca davranan ve yurttaşı gibi davranmayan bir anlayış. Bu benzerlikler yapılıyor. Dış dünya bunu tanımlıyor, gideceğimiz yol yanlış yoldur. İnsanlarda inanç oluşturalım, 'soruna el koyduk sen hendeği, barikatı kaldır' diyelim. Bu bizim elimizde" ifadesini kullandı.
-"İradenizi bir kişiye teslim etmişsiniz"
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, "ölümleri araştırmak için yüreğinde insanlık kırıntılarının kalması ve özgür iradeleriyle oy kullanan milletvekillerinin çoğunlukta olması gerektiğini" kaydetti.AK Parti sıralarından az sayıda milletvekilinin bulunduğunu ifade eden Atıcı, "Ülkede çocuklar ve kadınlar ölürken daha önemli ne iş var? İş mi takip ediyorsunuz, çay mı içiyorsunuz? AKP sıralarının sadece yüzde 10'unun dolu olmasını ibretle seyrediyor ve sizleri kınıyorum" şeklinde konuştu.
Bir gazete manşetini gösteren Atıcı, kadın ve çocukların öldüğünü belirterek, "Kimin öldürdüğünün önemi var ama esas önemli olan bu çocuk ve kadınların öldürülmesidir. Asker, polis şehit edildi. Gelin bunları araştıralım. Kim öldürdü? Vicdanınız bu kadar kurumuş. Oy, başkanlık, saltanat uğruna değer mi? Bir insan öldürürken binlerce terörist yarattığınızın farkında değil misiniz? Allah için ne yaptığınızın farkına varın. Açlıktan ve hastalıktan da ölümler yaşanıyor" görüşünü savundu.
Atıcı, "iktidarın ölenler arasında da ayrım yaptığını" ileri sürerek, iki fotoğraf gösterdi. Atıcı, güvenlik güçlerinin belli şahısların evine zırhlı araçlarla yiyecek götürdüğünü, sağlık çalışanlarının hedef haline getirildiğini söyledi.
Atıcı'nın "İradenizi bir kişiye teslim etmişsiniz, o kişi ne emrediyorsa onu yapıyorsunuz" sözlerine, AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi.
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, "kayıkçı kavgası" yaşandığını ifade ederek, AK Parti ve HDP sıralarını gösterdi. Yılmaz, "akan kanda her iki partinin de parmağı olduğunu" öne sürdü.
AK Parti Grup Başkanvekili Çakır, "O zamanki politikalar da doğruydu. Akan kanın durması için gerekli çabalar gösterilmiş, hala da gösterilmeye devam ediyor. Şırnak'ta dün gece öldürülen teröristler sokaktadır ve yanlarında silahlar vardır. Sabahtan şimdiye kadar belediye yetkililerine 'gidin cenazeleri alın' denilmesine rağmen gitmemişlerdir" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, "milletvekillerinin keyiflerinin yerinde olduğunu" belirterek, "20 bin lira maaş alıyorsunuz. İş takibiyle evlerinizi, arabalarınızı değiştiriyorsunuz" ifadesini kullanmasına, AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi.
Konuşmaların ardından HDP grup önerisi kabul edilmedi.