ANKARA (İHA) - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul'daki olaylar nedeniyle polise çok yüklenildiğini belirterek, "Polis hepimizin güvenliği için var. Polis bize de lazım" dedi.
TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Eyyüp Cenap Gülpınar başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da gündem dışı söz alan DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Esenboğa havaalanı VIP girişinde polis tarafından arandığını belirterek, milletvekilinin cebinde bomba arayan bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını söyledi. Polisin, hayatın her alanında şiddet uyguladığını kaydeden Sakık, kendilerini şiddetle yıldırmaya çalışanların başarılı olamayacağını söyledi. İstanbul'da 1 Mayıs'ta yaşanan olaylara ve polisin tavrına da tepki gösteren Sakık, polisin İstanbul'daki olaylar sırasında kullandığı gaz bombalarını Meclis kürsüsünden milletvekillerine gösterdi.
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü de, gündem dışı söz alarak 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylardan dolayı hükümeti ve emniyetin tavrını eleştirdi. Olaylardan kullanılan gücün dengeli olmadığını öne süren Mengü, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü'nün görevden alınmasını istedi.
Hükümet adına 1 Mayıs'la ilgili eleştirilere cevap veren İçişleri Bakanı Atalay, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna işaret ederek bunun gereği olarak devlet-vatandaş ilişkileri ve toplumsal yaşama ilişkin esas ve usullerin belli yasal temellere dayandırıldığını vurguladı. Atalay, bu yasal temellere uyulmasının, kamu düzeninin sağlanması için zorunluluk olduğunu, aksi takdirde hukuk devletinde kamu düzeninin tesis edilmesinden bahsedilemeyeceği gibi toplumda huzur ve barışın tesis edilmesinden de söz edilemeyeceğini kaydetti. Hükümet olarak 1 Mayıs'ın huzur ve barış içinde kutlanması için her türlü tedbiri aldıklarını ifade eden Atalay, bu anlamlı günün barış, kardeşlik ve dayanışma duygularının güçlenmesine katkı sağlayacağı inancını hep muhafaza ettiklerini hatırlattı.
Bakanlar Kurulu'nda 1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanması için karar aldıklarını kaydeden Atalay, Türkiye'de ilk deha AK Parti hükümetinin bu günü emekle birleştirdiğini anlattı.
Türkiye genelinde gerek vatandaşların sağduyusu, gerekle alınan güvenlik tedbirleri sonucunda bazı istisnalar dışında amacına uygun kutlamalar yapıldığını ifade eden Atalay, hiçbir yerde izin sorunu yaşanmadığını vurguladı. Atalay, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün 58 ilde 89 yasal etkinlikle kutlandığını, bu etkinliklerde 43 açık hava toplantısı ve 46 basın açıklamasının yasalara uygun olarak yapıldığını ifade etti. Bu etkinliklere ülke genelinde 100 binin üzerinde vatandaşın katıldığını ifade eden
Atalay, 58 ilde 1 Mayıs'ın halaylarla, coşkularla, anlamına uygun şekilde kutlandığını söyledi. Bütün gayretlerine rağmen özellikle İstanbul'da bu olumlu tabloya gölge düşürecek bazı girişimlere rastlandığını belirten Atalay, izin istenmemiş ve izin verilmemiş bir meydanda 1 Mayıs kutlaması için organizasyonlar yapıldığını belirterek şunları söyledi:
"İstanbul Valiliği'nce toplantı ve gösteri yürüyüşleri için belirlenerek ilan edilen ve yıllardır kullanılan alanlar bellidir. Bunlar Kadıköy, Çağlayan, Kazlıçeşme ve Kartal'dır. Ne yazık ki bu durum bilinmesine rağmen geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs mitingi yapma konusunda ısrarlı taleplerle karşılaşılmıştır. Bu talepler İstanbul Valiliği'nce olumlu karşılanmamıştır. 1978 yılından bu yana da bu alanda hiçbir resmi, izinli toplantıya izin verilmemiştir. Aradan geçen uzun
yıllar içinde Taksim Meydanı'nın toplantı ve gösteri yürüyüşleri için kullandırılmamasını iyi tahlil etmek gerekir. Aradan geçen zaman içinde pek çok iktidar gelmiş ama bu uygulama değiştirilmemiştir. Bunu rasyonel sebepleri vardır. Bizim yaptığımız değerlendirmede de geçmiş yıllarda yaşananlar, uygulamalar, hassasiyetler göz önüne alınmıştır. Rastgele bir karar değildir. Taksim Meydanı trafik akışının merkezi konumunda ve pek çok yönden giriş çıkış yapılabilen bir meydandır. Denetimi çok zordur.
İşyerlerinin, halkımızın ve yabancı turistlerin yoğun olarak bulunduğu İstanbul'un kalbi konumunda bir alandır. Bu alanın miting amacıyla kullanılması durumunda ekonomik ve sosyal yaşamın her yönüyle olumsuz etkilenmesi gerçeği göz ardı edilemezdi. Daha uygun alanlarda, güvenli ortamlarda bayram havasında 1 Mayıs kutlaması yapılması mümkünken Taksim Meydanı'nda bu kadar ısrarcı olunmasını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum."
1 Mayıs öncesi alınan tedbirler kapsamında ilin emniyet ve asayişinden, kamu düzeninden sorumlu olan Valilik tarafından sendikaların yetkililerine yazıyla durumun bildirildiğini kaydeden Atalay, bu yazıda Taksim Meydanı'nda miting yapılmasının yasal açıdan mümkün olmadığı, bu meydanında yapılacak bir gösteri nedeniyle halkın huzuru ve sükununun bozulabileceği, genel güvenlik ve kamu düzeninin ciddi biçimde olumsuz etkileneceği hususuna yer verildiğini belirtti. Kutlamaların izin verilen alanlarda yapılması kaydıyla sendika yöneticisi ve temsilcilerinin Taksim'de saygı duruşunda bulunma ve anıta çelenk koyma etkinliğini yapabileceklerinin de belirtildiğini hatırlatan Atalay, burada yapılacak geniş katılımlı bir organizasyonun bazı terör örgütleri ve uzantılarının eylem yapması için müsait bir ortam oluşturabileceği yönünde güvenlik birimlerinin uyarılarının olduğunu söyledi.
Bu istihbari bilgiler arasında çok sayıda yasa dışı örgüt mensubunun provokasyon amacıyla İstanbul'a gelecekleri, 1 Mayıs gösterileri esnasında güvenlik güçleriyle çatışacakları gibi önemli ayrıntıların da yer aldığını bildiren Atalay, "Önümüze gelen veriler ve bilgilerden ciddi şekilde endişe ettik. Ben en üst seviyede bu bilgileri sendika yöneticilerine ifada ettim. Eğer bir şey olmadıysa tedbirler alındığı içindir. Alınan tedbirler önleyici olmuştur. Emniyet tedbirleri alınmasaydı çok daha vahim şeyler de olabilirdi. Biz, sorumluluk sahibi kişiler, gelen bilgiler çerçevesinde bu tedbirleri almakla görevliyiz. Eğer bu tedbirleri almasaydık o zaman görevimizi yapmamış olurduk. O zaman görevimizi ihmal etmiş olurduk.
Hükümetin yasal çerçevede huzur, barış ve bayram havasında bir kutlama yapılması yönündeki istek ve çabalarına rağmen istenmeyen bazı olaylar yaşanmıştır. Göstericilerin uyarıları dikkate almaması, yasa dışı örgüt mensuplarının taşlı, sopalı ve molotofkokteylli saldırılara devam etmesi üzerine korsan gösterilere müdahale edilmiştir. Bu müdahaleler sırasında öncelikle gerekli uyarılar yapılmış, bu uyarıların dikkate alınmaması durumunda da kademeli olarak diğer tedbirler uygulanmıştır" şeklinde konuştu.
Bakan Atalay, çıkan olaylarla 533 kişinin gözaltına alındığını, ifadeleri alınan 165 kişi hakkında başlatılan adli sürecin devam ettiğini, bunlardan 11'inin daha önce terör örgütü mensubu olmaktan, diğerlerinin ise başka sebeplerle yargılandığının tespit edildiğini bildirdi. Haklarında işlem yapılanların büyük çoğunluğunun işçi olmadığının da belirlendiğini söyleyen Atalay, "Çoğu yerde polisin karşısına işçiler değil yasa dışı örgüt mensupları çıkmıştır. Ben bütün sendikalarımızı, bütün milletvekillerimizi, siyasi parti temsilcilerimizi tenzih ediyorum. Ama böyle ortamların yasa dışı bazı unsurlara fırsat vereceğini zaten biliyorduk. Bunlar Taksim alanına çıkamadıysa ve daha ileri, bizi üzecek olaylar meydana gelmediyse bunların çok önceden en ücra köşelerden oraya çıkmasının önlenmiş olması sayesindedir" dedi.
Yakalananlarda tabanca, molotofkokteyli, sopa, sapanlar, bilyeler bulunduğunu anlatan Atalay, sapanın içine konulan bilyelerin metal kalkanları bile deldiğini belirtti. Bakan Atalay, konuşması sırasında ayağa kalkarak DİSK binasına gaz bombası atıldığını öne süren muhalefet milletvekillerine cevap vererek, DİSK binasına bomba atılmadığını, binada arama yapılmadığını açıkladı. Atalay, hiçbir parti binasına bomba atılmadığını vurguladı. Bakan Atalay şunları söyledi:
"Polise çok yükleniyoruz. Polis hepimizin güvenliği için var. Polis bize de lazım. Burada hiçbirimizin arzu etmediği görüntüler olmuştur. Ülkemizde bu görüntülerin hiçbirinin olmasını istemeyiz. Şu anda da bir ekip kuruldu, bunlar üzerinde çalışıyor ama polisimiz değerlidir ve hepimizin güvenliği için vardır. Biz hükümet olarak hiçbir vatandaşımızın incinmesini, üzülmesini istemedik. Alınan tedbirler de bunun içindir. Bunu isteyenlere de fırsat verilmemesi konusunda kararlılığımızı muhafaza ettik. Ancak İstanbul gibi bir mega kentte etkinlik düzenleyeceğini tüm ikazlara rağmen kamuoyuna açıklayan kişi ve örgütlere karşı da yasaların verdiği yetki çerçevesinde tedbirler alınmıştır. Bu müdahaleler sırasında vatandaşlarımızın zarar görmemesi için azami gayret gösterilmiştir. Bu tedbirler alınmasaydı çok daha fazla üzüleceğimiz vahim olaylar yaşanabilirdi. Eğer bir haksızlık, bir yanlışlık varsa onun üzerine de gidilir. Biz bu görüntüler olmasın diye çok uğraştık. Ama bu talebimiz yeterli karşılık bulmadı."
Atalay'ın yerine oturmasının ardından DTP Muş Milletvekili Sakık, Sakarya'da yaşanan olaylar konusunda hükümetin herhangi bir şey yapmadığı eleştirisini yöneltti. Bakan Atalay ise Sakarya'daki olaylar sırasında herkes evine sağsalim ulaşana kadar olayı takip ettiklerini hatırlattı.