HATAY (İHA) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Mersin'den sonra Trabzon'da yaşanan gerginliklerin üniversitelere sıçramasını düşünmek dahi istemediğini belirterek, olayların üniversite içerisinde ve toplumda olmaması için herkesin el birliği yapması gerektiğini söyledi.
Teziç, Mustafa Kemal Üniversitesi'nin (MKÜ) ev sahipliğinde Tayfur Sökmen Kampüsü'nde 81 rektörün katılımıyla gerçekleştirilen Üniversiteler Arası Kurul Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Teziç, son günlerde Mersin ve Trabzon'da yaşanan gerginlik ortamıyla ilgili bir soru üzerine, "Üniversiteler, akli planda her soruna yaklaşır. Gerginliklerin olmamasına çok özen göstermek lazım. Her konu hassas şüphesiz. Konular hassas olduğu için tutumlarımız, davranışlarımız da hassas olmalı. Söz konusu olan insan. İnsanların tepkilerinin, düşüncelerinin olduğu yerde de sorunlar hep insani boyutta çözülebilmeli. Şiddete yönelmemeli, şiddete yönelen durumlar bir düşünce zemininden, kaymayı sapmayı gösterir. Üniversitelerin içinde bu tür olayların olabileceğini düşünmek dahi istemiyorum. Kimse de düşünmek istemez. Üniversiteler seçkin kurumlardır. Düşünce alanlarıdır, araştırma alanlarıdır. Üniversiteler içinde olmaması, toplumda olmaması için hepimiz el birliği yapmalıyız. Olaylarda provokasyon olup olmadığı yargıya intikal ettiği oranda çözülecektir. Bunları tırmandıracak davranış ve tutumlar hiçbir zaman çözüm getirmemiştir" dedi.
Teziç, türban konusunda yeni bir tartışma yaratacak konumlarının olmadığını vurgulayarak, "Türban konusu bizim nazarımızda yargı ile halledilmiş bir konudur. Verilmiş yüce mahkemenin kararları var. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin kararları var. Biz kurallara bağlı olarak yetki alanımız içinde neye bağlıysak ona göre davranmak zorundayız. YÖK olarak bu konuda giysi biçimleriyle ilgili yeni bir tartışma yaratacak konumda değiliz. Bu planda çözülmüş kurallar ne ise biz o kurallara uymak zorundayız" diye konuştu.
Türkiye'deki üniversitelerin dünyadaki ilk 500 üniversite arasında yer alamamasını da değerlendiren Teziç, şunları kaydetti: "'500 üniversitenin içine niçin giremiyoruz' diyorsanız temel sorun kaynak yetersizliğinden kaynaklanıyor. 500'e giren üniversitelerin mali kaynaklarına bakmak lazım. Böyle ölçmek lazım. O üniversitelerde çalışan öğretim üyelerinin içinde bulunduğu maddi kaynaklara bakmak lazım. O üniversitelerde araştırmalar hangi kaynaklarla yapılıyor. Üniversitelerin paralarına devlet el koyuyor mu, onların kullanılmasında rahatlık sağlıyor mu? Bütün bunları bir arada düşünürsek, 500'ün içine girip girmeme konusunu da o boyutta tartışmak lazım. Analitik düşünerek bu mukayeseleri yapmalıyız. Güzel sanatlarda tasarruf düşüncesini çok sınırlı düşünmek lazım. Bu alanlar tasarrufa gidilecek alanlar değil. Bu alanlarda yapılacak kısıtlamalar ileride daha büyük kayıplara neden olur. Eğitim öğretim, güzel sanatlar dediğimiz alanlarda çok daha hassas."
Daha sonra başlayan Üniversiteler Arası Kurul Toplantısı, basına kapalı yapıldı.