İSTANBUL(ANKA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, THY'de yaşanan sürecin sadece bu kurumun değil, Türkiye'nin geleceğini de etkileyecek çok önemli bir süreç olduğuna dikkat çekerek, hem THY hem de Hava-İş nezdinde girişimlerde bulunduklarını, ancak sendikanın sorunun çözümüne dönük iyi niyetli çabaları karşılıksız bıraktığını söyledi.
Satıcı, "Hiçbir kuruluşun, THY çalışanlarını öne sürerek, kişisel menfaatlerini ülke ve toplum çıkarlarının önüne koymaya hakkı yoktur. İnatlaşmanın, kimseye sağlayacağı bir kazanım yoktur. Tam tersine, THY'yi büyük ölçüde yıpratacak, çalışanları işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak ve ekonomiye darbe vuracak bir sürece sürükleyenler, bunun sonuçlarının ağır sorumluluğunu da üstlenmiş olacaklardır" dedi.
"THY'NİN ASIL ZENGİNLİĞİ İNSAN KAYNAĞI"
Satıcı, yaptığı yazılı açıklamada, Türk Hava Yolları'nı (THY) Türkiye'nin uluslararası güçlü imajının oluşmasına katkı sağlayan en önemli kurumların başında geldiğini ifade ederek THY'de grev ihtimaline ulaşan süreci, bu kurumla en yoğun ilişkiyi yaşayan üretici ve ihracatçılar olarak endişeyle izlediklerini dile getirdi.
Satıcı, THY'nin sadece bir havayolu şirketi değil, Türkiye'nin turizmine, dış ticaretinin önemli bir bölümüne aracılık eden, ilaçtan soğuk zincir gerektiren bir çok ürüne kadar ihraç ve ithal mallarını taşıyan, Türkiye'nin sembolü olan bir kurum olduğunu hatırlattı.
"GREV İHTİMALİ, BÜTÜN EKONOMİYİ İLGİLENDİRİYOR"
THY'nin Türkiye ekonomisinin büyümesinin, üretmesinin, satmasının en önemli paydaşlarından biri olduğuna işaret eden Satıcı, "Böylesi büyük bir öneme sahip THY'de gündeme gelen grev ihtimali, sadece THY çalışanını değil, Türkiye'nin sanayi ve ihracat şirketlerinde çalışan milyonlarca insanı ve bir bütün olarak ekonomiyi ilgilendirmektedir. Türk sanayisi bir bütün olarak çalışan bir ekosistemdir. Bu ekosistem, üretimden pazarlamaya, finanstan lojistiğe tüm birimlerin koordineli bir şekilde çalışmasıyla ayakta kalır. Eğer THY'de grev ihtimali gerçekleşirse, Türk sanayisinin lojistik bacağı çok ciddi biçimde olumsuz etkilenecek ve bu durum ekonomik istikrara büyük zararlar verebilecektir" diye konuştu.
"1991 GREVİNİN ZARARLARI 5 YILDA TELAFİ EDİLDİ"
Satıcı, 1991 yılında 38 gün süren grevin, THY o yıllarda tekel konumunda olmasına rağmen, hem kurumda hem de Türk ekonomisinde yarattığı tahribatın çok büyük olduğunu hatırlattı.
Kurumun bu zararları telafi etmesinin 5 yıl sürdüğünü, THY çalışanlarının da bu sürecin olumsuz etkilerini doğrudan yaşamak zorunda kaldığını belirten Satıcı, "Biz sanayiciler ve ihracatçılar olarak THY ile sendika arasındaki toplu sözleşme görüşmesinin elbette ki tarafı değiliz. Ancak bizi ilgilendiren, ülkemizin gözbebeği olan bu kurumu, başarılı noktaya taşıyan çalışanlarının yaşam kalitesinin daha iyi hale getirilmesi ve hizmetin kesintisiz ve geliştirilerek sürdürülmesidir" dedi.
"KİMSE BİNDİĞİMİZ DALI KESEMEZ"
Satıcı, bu sebeple, THY'nin, kurum çalışanlarının ve Türk ekonomisinin zarar görmemesi için, TİM olarak hem THY hem de Hava-İş nezdinde girişimlerde bulunduklarını, ancak Hava-İş'in sorunun çözümüne dönük iyi niyetli çabaları karşılıksız bıraktığını söyledi. Satıcı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Herkes çok iyi bilmelidir ki, THY'de yaşanan süreç, sadece bu kurumun değil, Türkiye'nin geleceğini de etkileyecek çok önemli bir süreçtir. Kimsenin bindiğimiz dalı kesmeye hakkı yoktur. Hiçbir kuruluşun, THY çalışanlarını öne sürerek, kişisel menfaatlerini ülke ve toplum çıkarlarının önüne koymaya hakkı yoktur. İnatlaşmanın, kimseye sağlayacağı bir kazanım yoktur. Tam tersine, THY'yi büyük ölçüde yıpratacak, çalışanları işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak ve ekonomiye darbe vuracak bir sürece sürükleyenler, bunun sonuçlarının ağır sorumluluğunu da üstlenmiş olacaklardır. Biz, THY çalışanlarının sağduyulu davranacaklarına ve Türkiye'nin gururu olan kuruluşun grev macerasına sürüklenmesine izin vermeyeceklerine, kendi geleceklerine sahip çıkacaklarına inanıyoruz."