Ceyhun Efe Öç
İstanbul
Transmusicales festivalinde sahne alan 100 grubu bu yıl toplam 62 bin kişi izledi
Fransa'nın kuzey batısındaki Rennes kenti, tarihi - ahşap evleri ile meşhur bir şehir. Orta Çağ'dan kalan bu eşsiz yapılar kadar eski olmasa da kent, tarihi 1979 yılına uzanan bir müzik festivali ile de biliniyor.
Transmusicales isimli bu festival, yalnızca şehrin sosyal yaşantısı için değil müzik tarihinin neredeyse son 40 yılı için bir kilometre taşı konumunda.
Dünyadaki birçok festival "headliner" denilen yıldız müzisyenler veya gruplarla izleyici toplarken, Transmusicales "keşif" festivali olma özelliği ile öne çıkıyor.
Festivalin 38 yıllık tarihinde, bu özelliğinin hakkını veren birçok isim sahne aldı.
Örneğin, Nirvana 1991 yılında Transmusicales sahnesinde "Smells Like Teen Spirit"i çalarken henüz "Nevermind" albümü piyasaya çıkmamıştı.
Festival alanına girişte, "keşif" niteliği öne çıkan isimler ziyaretçilere hatırlatılıyor.
3 günlük etkinliği bu yıl ziyaret eden 62 bine yakın kişiyi, festival alanına girişte önceki yıllarda sahne alan "keşif"lerin fotoğrafları karşılıyor.
Transmusicales'i izleyici için her yıl daha çekici kılan da ne ile karşılaşılacağının bilinmemesi olmalı.
Festivalin 3 yaratıcısından biri olan Jean-Louis Brossard, bu yıl "Transmusicales tarihinin en büyük festivalini yaptık" diyerek bu yıl 62 bin kişinin Rennes Fuar Merkezi'ndeki hangarlarda yeni gruplarla tanıştığını söylüyor.
Festivalde bu yıl neyin öne çıktığını sorduğumuzda ise, Brossard, programda kadın sanatçı sayısının artmasına dikkat çekiyor;
"Performansların yüzde 30'unu kadın gruplarından oluştu. Bunun için özel bir çaba göstermedik. Sadece bu yıl dünyada çok iyi kadın grupları vardı"
Türkiye'li bir rock n roll grubu olan The Ringo Jets 2014 yılında festivalde sahne almıştı.
Festival son 10 yılında özellikle Türkiyeli gruplara ve sanatçılara da programda yer vermeye başladı. 2002 yılında Mercan Dede, 2005 yılında Saadet Türköz, 2014 yılında da The Ringo Jets Transmusicales'de sahne aldı.
"Biz festival olarak büyük isimlerin değil, özel isimlerin peşindeyiz" diyen Brossard'a bu noktada, Türkiye'de alternatif müzik üreten grupların ve sanatçıların Avrupa'da nasıl isimlerini duyurabileceğini soruyoruz.
Festivalin direktörü Brossard, bunun birçok farklı duruma bağlı olduğunu söyleyerek, "Çok sayıda yabancı sanatçı örneğin Fransa'da isim yapmayı başardı. Bunun olabilmesi ise plak şirketlerinin, medyanın ve tabii internetin tamamının doğru bir şekilde bir araya gelmesine bağlı" diyor.
35 ülkeden 100 grubun sahne aldığı bu yılki festivale yaklaşık 200 bin nüfuslu Rennes kentinden 61 bin kişilik bir katılım oldu.
Bu da şehirde yaşayan her 4 kişiden birinin Rennes Fuar Merkezi'ndeki hangarlar arasında yayılan yüksek sesli müziği takip ettiği anlamına geliyor.
Bu denli yüksek bir katılımda, festivalin kent için bir gelenek olmasının yanında yeni bir Nirvana ya da Bjork'le karşılaşma ihtimali de etkili oluyor olmalı.