ANKARA (ANKA) - Yarın Anayasa Komisyonu'nda görüşülmeye başlayarak yasalaşma yolunda start alacak AKP ve MHP'nin Anayasa ve YÖK Yasası'nda değişiklik öngören "Türban Paketi", türbanı savunanları bile memnun etmedi.
Türban düzenlemesine karşı çıkan kesimlerin bu konudaki görüşleri bilinirken, türbanın serbest kalmasını savunanlar bile, AKP-MHP işbirliği ile yarın Anayasa Komisyonu'nda ele alınacak pakete karşı çıkıyorlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklaması, ardından da MHP'nin sürpriz önerisiyle gündeme gelen türban düzenlemesi ile ilgili başlayan tartışmalar Türkiye'yi ikiye böldü. Başta CHP ve DSP gibi siyasi partiler olmak üzere, Yargıtay ile Danıştay, TÜSİAD, üniversite senatoları, rektörler, sendikalar, kadın örgütleri, demokratik kitle örgütleri, emekli subay dernekleri ve iş çevrelerinin büyük bölümü türbanın serbest bırakılmasına kesin bir dille karşı çıkıyor. Meclis'te grubu bulanan DTP ile bir sandalye ile temsil edilen ÖDP düzenlemeye farklı gerekçelerle karşı çıkan siyasi partiler arasında yer alıyor. Her iki partinin de Meclis'te pakete destek vermeleri beklenmiyor.
TÜRBANI SAVUNANLAR BİLE MEMNUN DEĞİL
Ancak türbanın serbest bırakılmasını yıllardır savunan bazı siyasi parti ve örgütler de AKP-MHP işbirliği ile gündeme gelen türban düzenlemesine karşı çıkıyor. Başta Saadet Partisi ve BBP olmak üzere, Mazlum-Der ve bazı sendikalar ile türbanlı öğrencilerin temsil edildiği sivil toplum girişimleri de düzenlemenin sadece üniversitelerle sınırlı kalmasını gerekçe göstererek karşı çıkıyor. Tepkilerini eylemlerle dile getiren bu çevreler, TBMM önünde gösteri düzenlediler ve imza kampanyaları başlattılar. AKP içinde de tartışma yaratan bu düzenleme çalışmaları ile birlikte görüş açıklayan biri Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ile Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman hakkında ön inceleme başlatıldı. Yine AKP için sivil anayasa hazırlayan Bilim Kurulu'nun başkanlığını yapan ve türban serbestisini savunan Prof. Dr. Ergun Özbudun da düzenlemeden hoşnut olmayan isimler arasında yeralıyor. Türbanın serbest bırakılmasını isteyen gazeteciler ve köşe yazarları arasında da bu düzenlemeden hoşnut olan isim hemen hemen bulunmuyor. Türban ile ilgili düzenlemenin yetersiz olduğunu savunanlar arasında Hasan Celal Güzel de yeralıyor. Türbanı savunan çevrelerde de derin çatlak yaratan AKP-MHP işbirliği ile yapılan düzenleme yarın Meclis'te görüşülmeye başlanacak.
-İSTEDİKLERİ HALDE KARŞI ÇIKANLARIN GEREKÇELERİ
ANKA'nın derlediği bilgilere göre türban serbestliğine destek veren ancak AKP ve MHP'nin Anayasa değişikliğini yetersiz bulan çevreler ve gerekçeleri şöyle:
SAADET PARTİSİ: Saadet Partisi Türban serbestliği için yapılacak düzenlemenin Anayasa'nın 10., 42. ve YÖK Kanunu'nun EK 17. Maddesi'nde yapılacak değişiklikle çözmeye çalışmanın yanlış olduğunu savunurken, düzenlemenin kamu çalışanlarını da kapsayabilmesi için "Anayasanın Din ve Vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. maddesinde" yapılması önerisini getiriyor. Bunun için Anayasa'nın 24. Maddesinin 1. fıkrası sonuna "Kimse dini inancından ve inancına uygun kılık ve kıyafetinden dolayı Anayasa'da açıkça belirtilen haller dışında hiçbir temel haktan mahrum edilemez" cümlesini eklemenin yeterli olacağı ifade ediliyor.
BBP : BBP ise Anayasada yer alan "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" ilkelerini kapsayan 10. madde hakkında farklı bir değişiklik önerisinde bulunuyor. Öneride, Anayasa'nın 10. maddesine "kılık kıyafet"i ve "Kamusal alanlardan ve kamu hizmetlerinden yararlanmaları konusunda hiçbir gerekçe ile insanlar arasında ayrım yapılamaz ve farklı muameleye tabi tutulamaz" hükmü getiriliyor. Bu değişikliğin gerçekleşmesi halinde mevcut 10. maddede bulunan, "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür; Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz; Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükümleri çıkarılmış olacak.
MAZLUMDER : Başörtüsü yasağının her alanda kaldırılması gerektiğini savunan MAZLUMDER de AKP ve MHP'nin sadece yüksek öğretim kurumlarında türban serbestliğini yetersiz buluyor.
TÜRBANLI ÖĞRENCİLER : AKP ve MHP'nin, üniversitelere türbanla girilebilmesi için 'çene altında bağlama' koşuluyla uzlaşması, üniversite öğrencileri tarafından da farklı değerlendiriliyor. Okul dışında türban kullanan öğrencilerin büyük bir kısmı, çene altında bağlama koşuluna tepki gösteriyor ve bu koşula karşı çıkıyor.
MEMUR-SEN İLE EĞİTİM-BİR-SEN: Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) ise Memur-Sen ile beraber yaptığı açıklamada, türban yasağının daha da genişletilerek çıkması gerektiğini savundu. Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, AKP ve MHP'nin türban konusunda yapılacak düzenlemeler etrafında anlaşmaya varmasının olumlu ancak öngörülen düzenlemenin tek tipçi, dayatmacı ve baskıcı olduğunu belirtti. Kır, "Anayasa'nın 42. maddesinde yapılacak değişikliğin kamu hizmeti alan, kamu hizmeti veren ifadeleri daha geniş bir yasak alanının oluşmasına vesile olacaktır. Şimdi üniversitelerde başörtüsü serbesttir diye, sevinen kadınlarımızın kızlarımızın iş devlet dairelerinde görev almaya gelince hevesleri kursaklarında kalacaktır. Yani yasak çözülmüş olmayacak, mekanı değiştirilmiş olacaktır." diyor.
İLKDER : İLKDER Başkanı Zehra Dönmez, "Belirli bir noktaya gelindi, ancak çözüm hizmet alan-hizmet veren noktasında aranmalıydı. Düşünün bir hukuk okuyor ama hakim, savcı olamayacak, 'git evinde bulaşık yıka' diyecekler. Tıp okuyana ‘doktor olamazsın, nasıl olsa eşleriniz sizleri kamuda temsil ediyorlar' diyecekler. Bu asla kabul edilemeyecek bir çözüm yoludur. Bundan sonra hak arayışlarımız devam edecek.
MEDENİYET VAKFI : Medeniyet Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Ağırakça: "Sorun pansumanlarla halledilebilecek bir sorun değildir. Yarın rektörler yine yasalarda açık arayacak, farklı üniversitelerde farklı uygulamalar baş gösterecektir. Baskıcıların engelleme çabaları devam ettikçe başörtüsü mağdurlarının mücadelesi de devam edecektir."
TÜRKİYE SAĞLIK İŞÇİLERİ SENDİKASI : Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu : "Darbeci anlayışlar demokrasi karşıtlığı ve özgürlük düşmanlığı hiçbir zaman kazanamamıştır. Bundan sonra da kazanamayacaktır. Mevcut Meclis'te bu kazanamayanların tarihle yeraldığı kara sayfada yer almak istemiyorsa başörtüsü konusunda geri adım atmamalı, artı demokratik söylemleri elinin tersiyle itmelidir, konu özgürlükse, Meclis bir adım önde olmak zorundadır."
PROF.DR ERGUN ÖZBUDUN : AKP için anayasa taslağı hazırlayan Bilim Kurulu'nun Başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, sözkonusu çalışmasında özgürlüklere yer vereceklerini belirtti ve Yüksek Öğretim Kanunu'nun Ek 17. maddesindeki düzenlemenin de çarşafa engel olmayacağını belirterek şöyle eleştirdi:
"Ben giyim kuşam konusunda uzman bir kişi değilim fakat tasavvur edebiliyorum ki pekala çarşafla da bu kriterlerin karşılanması mümkün. Bu tanım burkaya engel olur, peçeye engel olur, çarşafa engel olmaz. Çarşaflı bir genç kızımızın da yüzünün açık olması ve hüviyetinin tespit edilmesi mümkündür. Bunlar sürtüşme yaratacak. "