Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, “Aile toplumun temelidir. Aile hayatını sağlam temellere oturtmamış toplumlar ne kadar çeşitli alanlarda ilerlemiş olsalar da er geç çökmeye mahkûmdurlar” dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezinin (TDV KAGEM) “İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu” seminer dizisi kapsamında bu hafta Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, Kur’an ve sünnet penceresi üzerinden aileyi ayakta tutan değerleri ele aldı. Aile hayatının neredeyse yalnız şehevi arzular ve dünya malı uğruna heba edildiğinin örneklerini yaşadığımız çağımızda Kur’an ve sünnetle ailenin temel ilkelerine sarılmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu belirten Akbulut, “Aile toplumun temelidir. Aile hayatını sağlam temellere oturtmamış toplumlar ne kadar çeşitli alanlarda ilerlemiş olsalar da er geç çökmeye mahkûmdurlar” dedi.
“Aileyi ayakta tutan üç temel kavram; huzur, muhabbet, rahmet”
Akbulut, “Aile kavramı kişinin bakmakla yükümlü olduğu hane halkı için kullanılan bir kelime olup, destek-dayanak anlamına gelmekle birlikte iki tarafın da birbirine muhtaçlığını ifade eder. Aileyi ayakta tutan üç temel kavram üzerinde duran Kur’an-ı Kerim’in ‘İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, onun varlığının belgelerindendir. Bunlarda düşünen millet için dersler vardır’(Rum;21) ayetinde aile yuvasında sıcaklığı sağlamak üzere üç kavrama vurgu yapar; sükûnet, meveddet ve merhamet. Bu kavramlardan biri olmadan diğerleri eksik kalır. Sükûnet, hareketten sonra durgunlaşmak, taşkınlıktan sonra olgunluk, bir yeri yurt ve mesken edinmek ve huzur bulmak anlamına gelirken, meveddet; sevgide yakınlık, sevgide kararlılık ve ısrar demektir. Meveddet, müebbet muhabbettir. Muhabbet muhatabın vasfına ve eylemine, meveddet muhatabın cevherine, özünedir. Merhamet ise, incelik ve ihsan demek olup, insan tabiatına yerleştirilmiş şekli şefkat adını alır” diye konuştu.
“Sevgiye yapılan yatırım mutlaka geri döner”
Akbulut, “Kadın ve erkek, ilişkilerinde karşısındakinden ne duymak istiyorsa o dili kullanmalıdır. Dolayısı ile beşeri ilişkilerde ve ailedeki rahmetin tezahürü gereği yumuşak davranmak, hata ve kusurları affedici olmak, muhatabımızı adam yerine koymak ve kimliğine saygı duyup ona fikir danışmak oldukça önemlidir” dedi.
Nebevi sünnette ailenin temel ilkelerinin iffet, hayâ, sadakat, güven, doğruluk, anlayış, sevgi ve saygı, fedakârlık, tertip ve düzen, haklara riayet olduğunun altını çizen Akbulut, rahmetin sevginin oluşması için en anlamlı unsur olduğuna vurgu yaparak, “Sevgi para yönetimi gibidir. Sevgiye yapılan yatırım mutlaka geri döner. Sevgiyi göstermenin bin bir türlü hali vardır. Bu bazen birlikte zaman geçirmek, kimi zaman karşı tarafa takdir ve onay sözcükleri ile değer verdiğini göstermek, yeri geldiğinde söz ile ifade etmektir. Bu sebeple sevgiyi eşimize duymayı ya da görmeyi istediği biçimde aktarabilmek bir sanattır. Hz. Peygamber birbirine sevgiyle bakan eşlere Yüce Allah’ın da rahmet nazarıyla bakacağı ve birbirinin elini sevgiyle tutan eşlerin işledikleri günahların parmaklarının arasından dökülüp gideceği müjdesini vermiştir. Dolayısı ile eşler birbirine emanettir. Aslolan karşımızdaki bireye yaratıcıdan dolayı değer vermektir. Eşimize olan saygımızı, sadece onun yanında değil, o yokken de korumaya gayret etmeliyiz” diye konuştu.
“Evlilik bir evi değil, hayatı paylaşmaktır” diyen Akbulut, “Eşlerin birbirinin kimlik ve kişiliğine saygılı olması, düşüncelerine değer vermesi bu paylaşımın gereğidir. Kur’an özellikle erkeklere hanımlarıyla güzel geçinme, onlara maruf ile davranma ölçüsü getirmiştir.(Nisa:19) Allah Resulü aile hayatında eşlerin birbirlerinin sevmedikleri huylarıyla ilgili olarak ’Hiç kimse eşine nefret beslemesin, çünkü hoşlanmadığı huyları varsa buna karşılık hoşuna giden huyları da vardır’ diyerek bardağın dolu tarafını görebilmeyi tavsiye etmiştir. Aynı şekilde Efendimiz, sahabeden hanımlarına samimi davranmalarını istemiş, kendisi kolay kolay hediye kabul etmezken hanımlarına her yolculuk dönüşü hediyeler getirmeye çalışarak, ’Hediyeleşmek aranızdaki sevgiyi artırır, hediyeleşiniz’ demiştir” şeklinde konuştu.
“Eğer beklediğimiz gül gelmiyorsa gül sunmasını bilmediğimizdendir”
Akbulut, “Evlilik nikâhla başlayan ve belki cennete kadar sürdürülebilecek olan bir birlikteliktir. Bu yolculukta eşlerin önünü aydınlatacak, yükünü hafifletecek ilke ve uyarılara, örnek modellere ihtiyacı vardır. Eğer beklediğimiz gül gelmiyorsa gül sunmasını bilmediğimizdendir. Kur’an’ı yol haritası kılarak Hz. Peygamber’in en güzel örnekliğinden yararlanıp bu yolu yürümeye hem bizim hem çocuklarımızın hem de toplumumuzun acil ihtiyacı vardır. Bunu başarabilmek için bu ilkeler doğrultusunda aile hayatımızı devam ettirirken ihtiyacımız olan kavli duayı da unutmayalım” diyerek sözlerine son verdi.