HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Türkiye'deki demanslı sayısı 600 bini buldu

ANTALYA'nın Kemer ilçesindeki Ulusal Nöroloji Kongresi'ne katılan Prof.

Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA) - ANTALYA'nın Kemer ilçesindeki Ulusal Nöroloji Kongresi'ne katılan Prof. Dr. Gökhan Erkol, "Ülkemizde demanslı sayısı artıyor. Çünkü yaşlı nüfusumuz artıyor. Son nüfus sayımına göre yapılan bir hesaplamada kabaca 600 bin demanslı olduğu biliniyor" dedi. Kemer'de bu yıl 54'üncüsü yapılan Ulusal Nöroloji Kongresi'ne katılan Prof. Dr. Gökhan Erkol, demans ve alzheimer hastalıkları hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Erkol, "Demans oldukça sık görülen bir hastalık. 65 yaş sonrasında yüzde 5 civarında gözüküyor ve her 5 yılda bir iki katına çıkıyor. 80- 85 yaş grubu içerisinde neredeyse her iki kişiden birinde demans söz konusu. Ülkemizde de demanslı sayısı artıyor. Çünkü yaşlı nüfusumuz artıyor. Son nüfus sayımına göre yapılan bir hesaplamada kabaca 600 bin demanslı kişi olduğu biliniyor" dedi. 100'E YAKIN NEDENİ VAR Demansın bir şemsiye terim olduğunu aktaran Prof. Dr. Gökhan Erkol, içerisinde birçok hastalığın olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Erkol, "Bu hastalıkların içerisinde en önemli etken alzheimer hastalığı. Onun dışında belki demans çoğu zaman alzheimere eşdeğer kullanılıyor ama başka hastalıklar da var demansa neden olan. Damar kökenli demanslar var özellikle. Hareket bozukluklarıyla birlikte giden demanslar var. Parkinson hastalığının belirli bir döneminden sonra demans yine ortaya çıkabiliyor ve hemen hemen büyük bir liste 100'e yakın neden demansa neden olabiliyor" diye konuştu. BELİRTİLERİ AZALTICI TEDAVİ UYGULANIYOR Alzheimer hastalığında mevcut uygulanan tedavilerin, beyinde eksik olan maddelerin yerine konulmasına yönelik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökhan Erkol, şöyle devam etti: "Tabii ki en önemli çalışmalar çoğunlukla ilk iki ya da üç nedeni oluşturan hastalıklar üstünde gidiyor. Alzheimer hastalığı da bunlardan biri. Hastalığın şu anki tedavisi daha çok belirtilere yönelik. Alzheimer hastalığında beyinde belli maddelerin eksikliği söz konusu. Bu eksikliği yerine koymaya yönelik tedavi yapılıyor. Daha doğrusu vücutta salgılanan beyindeki nörokimyasalların yıkımını engelleyici ilaçlar kullanabiliyoruz. Bir de bazı sistemleri kısmi de olsa bloke edici bir ilaç grubumuz var, bunları kullanıyoruz. Bunlar ne yapıyor? Hastaların üçte birinde hakikaten kayda değer bir etki gösterebiliyor. Hasta yakınları da biz de fark edebiliyoruz bunu. Üçte birinde belli bir süre belirtileri durağan hale getiriyor. Bu hastalığı durdurduğu anlamına gelmiyor her zaman. Ama belli bir kısmında da hangi ilacı kullanırsanız kullanın -ki üçte birlik bir grubu oluşturuyor- bunlarda çok fazla bir fayda elde edemiyoruz. Dediğim gibi daha çok hastalığı ortadan kaldırıcı bir tedaviden ziyade belirtileri bir parça azaltıcı bir tedavi grubu." Alzheimer hastalığıyla ilgili yeni çalışmalar olduğunu da söyleyen Erkol, "Biz biliyoruz ki alzheimer hastalığı aslında demans oluştuğunda çıkan bir hastalık değil. Demansın oluşmasından 15- 20 yıl önce ortaya çıkıyor ilk belirtiler beyinde. Evet biz yavaş yavaş bu belirtileri gösterebilir durumdayız, beyindeki belli inceleme yöntemleriyle. Bunun bize ne faydası var? Şimdiye kadar biz ilaç çalışmalarını hep alzheimer, demans olmuş, bunamış hastaları aldık ve öyle olunca da sonuçlar çok parlak olmadı açıkçası. Şimdi artık hastalığın mekanizmalarına yönelik tedavileri deneme şansımız var. Bu alanda da birkaç vücudun bağışıklık sistemini değiştirici ilaçla ilgili çalışmalar da sürmekte" dedi.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler