Rengin Arslan
İstanbul
Uluslararası PEN’in 15 Kasım “Dünya Hapisteki Yazarlar Günü” etkinlikleri kapsamında İstanbul’da yapılan basın toplantısında, Türkiye'de tutuklu ve tutuksuz yargılanan yazar, yayıncı ve gazetecilerin oranın çok yüksek olduğu belirtildi.
PEN’den yapılan açıklamada, Türkiye’deki Terörle Mücadele Kanunu’nun yazarların, yayıncıların ve gazetecilerin yargılanmasında belirleyici olduğunu belirtildi ve bu uygulamaların sonlanması için Türkiye’nin “hızlı ve güç adımların” atması çağrısında bulunuldu.
PEN açıklamasında ayrıca, “Yazar, yayıncı ve gazetecilerin yargılandığı davalar hemen gözden geçirilmeli, bu kişilerin hiçbirinin kendi ifade ve örgütlenme özgürlüğünden meşru ve barışçıl bir şekilde yararlanması nedeniyle cezai kovuşturmaya uğramadığı kesin olarak tespit edilmelidir.” denildi.
Basın açıklamasının ardından yazar ve gazeteciler kendi konuşmalarını yapmak ve tutuklu gazetecilerle yazarların mektuplarını okumak üzere bir araya geldi.
PEN Türkiye Başkanı Tarık Günersel'in ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte, Odatv davasından tutuksuz olarak yargılanan gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, KCK davasından tutuksuz yargılanan Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı konuşma yaptılar.
Ahmet Şık, konuşmasını Diyarbakır Cezaevi’nde tutkulu bulunan, avukat Muammer Erbey’e adadı.
Büşra Ersanlı ise, konuşmasında, “Şehit anneleri ve Cumartesi anneleri bir araya gelemiyorlar. Aralarına çelikten kalkanlar döşenmiş, oysa en çok bu birlikteliğe ihtiyacımız var.” dedi.
Ragıp Zarakolu ise, İngilizce yaptığı konuşmasında, “Türkiye’de terörist oranı çok yüksek. Ama Türkiye’de bu kadar terörist ve yazar olmasından gurur duyuyoruz,” dedi.
Ragıp Zarakolu, hapiste bulunan yazarlar Dursun Yıldız, Ayşe Berktay ve diğer yazarların kitaplarından örnekler vererek, “Hapishaneler, Türkiye’nin akademileridir. Oraya ya yazar olarak girersiniz ya da orada yazar olursunuz.” dedi.
Tutuklu yargılanan Ayşe Berktay’ın yazdığı mektubu, kardeşi Ali Berktay okudu. Berktay mektubunda tüm mağduriyetlere karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.
Diyarbakır Cezaevi’nde iki yıldır tutuklu bulunan Muammer Erbey ise, toplantıya gönderdiği mektubunda, “Biz farklı düşünenler Türkiye’de mutlu değiliz.” dedi.
PEN üyesi Petek Demir de, Tuncay Özkan ve Soner Yalçın’ın mektuplarını aktardı. Soner Yalçın mektubunda, “Özel Yetkili Mahkemeler eliyle Türkiye’de Ortaçağ engizisyonu yeniden canlandırılmış, adalet dağıtması gereken mekanizma baskı ve intikam aracına dönüşmüştür,” dedi.
Ergenekon davasından 5 yıldır tutuklu bulunan Tuncay Özkan ise mektubunda, “Gazetecinin direnişi yazmaktır. 1514 gündür cezaevinde verdiği mücadelede daktilo verilmeyen hücremden çıkan, elle yazılmış yedi kitabımdır.” dedi.
13 Kasım’da Uluslararası PEN heyeti ve kurumun başkanı John Ralston Saul, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaret etmiş ve hapishanede bulunan veya tutuksuz yargılanan yazar ve gazetecilerle ilgili kaygılarını dile getirmişlerdi.
John Ralston Saul, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Gül’ün ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerin Türkiye’nin geleceğine ilişkin olumsuz etkisi olduğunu kabul etmesi önemli.” demişti.