Abdullah Öcalan’ın önerisiyle 1 Ekim 1999’da Şemdinli’den Türkiye giriş yapan ilk “barış grubu”nun içinde yer alan M. Şirin Tunç ve Gülten Uçar, yarın Türkiye’ye giriş yapması beklenen üç “barış grubu”na ilişkin “umarız bizim akıbetimize uğramazlar” dedi. Tunç ve Uçar, “Daha ılımlı şeylerle karşılaşacaklardır. Ama bunun kendi içinde riski de var. Şu anda demokratik bir tıkanıklık yaşanıyor. Muhalefet açılıma karşı. Yeni grupların gelmesi hükümetin de elini güçlendirir. 1999’da değerlendirilmeyen fırsatın bu sefer değerlendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
M. Şirin Tunç ve Gülten Uçar, Aknews’e yaptığı açıklamalarda Türkiye’ye Kuzey Irak’tan “barış grupları”nın gönderilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu ve Türkiye’ye giriş yaptıklarında yaşadıklarını anlattı. “Umarız bizim akıbetimize uğramazlar” diyen Tunç ve Uçar,
“Daha ılımlı şeylerle karşılaşacaklardır. Ama bunun kendi içinde riski de var. Şu anda demokratik bir tıkanıklık yaşanıyor. Muhalefet açılıma karşı. Yeni grupların gelmesi hükümetin de elini güçlendirir. 1999’da değerlendirilmeyen fırsatın bu sefer değerlendirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
-“ÖNCE MİSAFİRLİK, SONRA SORGULAMA”-
10 yıl dağda kalan Tunç, Öcalan’ın “Kürt ve Türk halklarının barışı için 1999’da iyi niyet girişimi” altında bir grubun, Türkiye’ye gelmesi önerisi üzerine birkaç arkadaş olarak gönüllü olduklarını, 1 Ekim 1999’da Türkiye’ye giriş yaptıklarını” belirten Tunç, daha sonra yaşadıklarını şöyle anlattı:
“8 kişilik grup olarak silahlarımızla birlikte geldik, çünkü ne olacağını bilmiyorduk. Şemdinli, savaşın başladığı yer olarak bizim için önemliydi. Barışında oradan çıkması doğruydu. Şemdinli’de bizi karşılayan bini aşkın asker vardı. Bir binbaşı, ‘Arkadaşlar ben silahımı bırakıyorum. Siz de silahlarınızı bırakın ve orta yerde kucaklaşalım’ dedi. Mevcut subaylar geldi ve tokalaştık. Daha sonra Asayiş Kolordu Komutanı gelerek, ‘Hoş geldiniz’ dedi. Bu toprakların Kürtlerin ve Türklerin ortak vatanı olduğunu, emperyalistlerin bizi birbirimize düşürmeye çalıştığını, bu tavrı boşa çıkarmamız gerektiğini anlattı.”
-“3 YILA YAKAN CEZAEVİNDE KALDIM”
Daha sonra tabura götürüldüklerini ve burada kendilerine “misafirimizsiniz” denildiğini kaydeden Tunç, ardından Skorsky helikopterine bindirilip götürüldükleri yerde sorgulandıklarını söyledi. Tunç, “Gözlerimiz bağlandı ancak bir general buna karşı çıktı ve göz bantlarımız çözüldü” dedi ve dört günlük sorgunun altından mahkemeye çıkarıldıklarını, 15-22.5 yıl arasında cezalar verildiğini kaydetti.
Tunç, daha önceden 24 yıllık çekilmiş cezası olduğu için verilen cezanın buna sayıldığını ve 3 yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra çıktığını, diğer arkadaşlarının ise 4.5 yıl yattığını vurguladı.
Tunç, Öcalan’ın önerisiyle yeniden üç grubun gelişiyle ilgili olarak da “O süreç tarihi bir süreçti ancak Türkiye tarafından değerlendirilmedi. ‘Bu hareketin önderliğini yapmış kişi elimizdedir, idam cezasıyla rehin alınabilir’ yaklaşımı söz konusuydu. Diğer yandan örgütü ‘tümden tasfiye edeceğiz’ mantığı vardı. O yüzden yeterince etkili olamadı o süreç. Şu anda ise şartlarda değişimler var. Umarım eski hatalar işlenmez, sürecin önünü açmak açısından olumlu yaklaşımlar olur” şeklinde konuştu. (ANKA)