Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, gelişim içinde olan toplumların uygarlığın çağdaş gereklerine yüz çeviremeyeceğini belirtti.
Sezer, Medeni Yasa'nın kabul edilişinin yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, bireyin yok sayıldığı otoriter bir yönetim anlayışına son veren Yüce Atatürk'ün, egemenliğin ulusa ilişkin olduğu çağdaş yönetim modeli Cumhuriyet ile bilgisizliğe, dogmalara, bağnazlığa ve yoksulluğa karşı büyük bir savaşım başlattığını
vurguladı.
Sezer, Türk ulusunun yeteneklerini ve isteklerini iyi bilen Atatürk'ün, toplumun yaratıcılığını ve çağdaşlaşma sürecine katılımını engelleyen tüm etkenleri ve kurumları kaldırarak, yurttaşların yönetime ve yaşamın her alanına eşit biçimde katılmasını sağladığını kaydetti.
Laik devlete geçiş için sağlam bir zemin hazırlayan Cumhuriyet yönetiminin, laik ve tekli hukuk düzeninin benimsenmesi için çağdaş medeni yasanın oluşturulması yönünde önemli çalışmalar başlattığını belirten Sezer, "gerçek bir Türk aydını" olduğunu belirttiği dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un, dünyadaki medeni
yasaların en yenisi, en iyisi, en anlaşılırı, en demokratiği olduğunu düşündüğü İsviçre Medeni Yasası'nı Türk hukuk sistemine kazandırarak, ancak böyle ilerici bir yasanın Türk ulusunun çağdaşlaşma isteğine yanıt verebileceğini ortaya koyduğunu dile getirdi.
Sezer, şöyle devam etti:
"Dinsel hukuk sisteminden laik hukuk düzenine geçişin temeli sayılan Medeni Yasa, hukuk birliğini gerçekleştirerek, yurttaşların yasalar önünde eşitliğini sağlamış, hukuk devriminin en önemli adımı olmuştur. Türk kadınının çağdaş bir kimlik kazanarak, toplumsal yaşamda etkin rol üstlenmesi, ülkemizi her alanda güçlü kılmış;
üretime, yönetime ve yaşamın tüm alanlarına katılmaya başlayan kadınlarımız, yaratıcılıkları ve başarılarıyla gelişme sürecine yadsınamaz katkılarda bulunmuştur.
Gelişim içinde olan toplumlar uygarlığın çağdaş gereklerine yüz çeviremez. Bugün Türkiye'de demokratikleşmeden ve özgürlüklerden söz edebiliyorsak, bunu Atatürk ilke ve devrimlerine borçluyuz. Ulusumuz, Atatürkçü düşünce sisteminden aldığı güçle aydınlanma çabalarını sürdürecek, her zaman çağdaş uygarlığın güçlü bir temsilcisi olacaktır."