BİZE ULAŞIN
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, zorunlu kapanmaların gündemde olmadığını belirterek virüse karşı toplumsal bağışıklık oluştuğunu söyledi. Riskli grupların dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, "Grip düşünün mesela. Daha önce grip geçirmiş olmanız sizin bir daha grip geçirmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Bu da onun gibi. Yani bu oluşan bağışıklık bütünüyle sizi hasta olmaktan korumuyor ama yine de oluşan bağışıklığın hastalığın ağır seyretmesini engelleyici bir özelliği olduğunu sanıyorum, ben böyle inanıyorum. Çünkü toplumda bir bağışıklık oluştu. Yani gerek aşılamalardan dolayı gerek hastalığı geçirenlerden dolayı. Yeterli düzeyde olmasa bile bir bazal koruma oluştu. Bu hastalığın daha hafif seyretmesine yol açıyor. Bir de virüsün geçirdiği mutasyon da aynı yönde olunca bu iyi bir gelişme. Ben artık 2020- 2021’deki gibi tekrar kaotik bir ortama geri döneceğimizi düşünmüyorum. Kötü günlerin geride kaldığını düşünüyorum" diye konuştu.
Risk gruplarının dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Özlü, şu ifadeleri kullandı:
"Bir de yüksek riskli ortamlar var. Mesela toplu taşıma bunlardan bir tanesi, asansörler bunlardan bir tanesi, kapalı, dar ve havalandırılmamış. Diğer insanların kullanımına açık. Böyle bir yerde maskesiz bulunmak riskli elbette. Onlara dikkat etmek lazım. Bir de tabii düğün, dernek, nişan, söz, mevlit, konserler, sinemalar, tiyatrolar, mitingler, ibadet yapılan yerler, kalabalık ortamlar. Buralarda maskeli olmak lazım. Dikkatli olmak lazım. Mesafeyi korumaya çalışmak lazım. Tekrar kapanma beklentim yok. Yani zorunlu bir kapatma ya da o öyle bir ihtiyaç olacağını düşünmüyorum. Öyle bir şey gündemde değil. Zaten tüm dünyada da böyle bir beklenti yok. Sadece bazı ülkelerden maske kullanımı konusunda tavsiyeler var. Onu zaten biz baştan beri yapıyoruz. Ben şu anda da maske kullanıyorum. Mesela hastanede sürekli maske kullanıyorum. Onun dışında böyle dar, kapalı, iyi havalandırılmamış sosyal alanlarda maske kullanmaya devam ediyorum” dedi.
Koronavirüs tedbirlerinin kaldırılmasıyla birlikte vaka sayılarında da artış görülmeye başlandı. Koronavirüsten korunmanın en etkili yollarından biri olan aşılar için de hatırlatma dozu randevuları açıldı.
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Recep Demirhan, koronavirüsle mücadelede hatırlatma dozunun ve maske kullanımının önemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bir ay önceye göre yaklaşık 30-40 katın üzerinde vaka sayısında artış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demirhan, "Özellikle 50 yaşın üzerinde, kronik hastalığı olan kişilerin maskesini hemen hemen her ortamda takmalarını istiyoruz. Aşıları eksik olan kişilerin, mutlaka maskeyi takmalarını öneriyoruz. İstiyoruz ki başkalarına da hastalık bulaşmasın" dedi.
Prof. Dr. Recep Demirhan, "Ülke olarak hastanelerimizde şu anda hiçbir problemimiz yok. Yoğun bakımlarda da doluluk yok. Şu anda koronavirüsle ilgili yoğun bakımda yatan hastamız yok. Mutlaka hatırlatıcı aşı dozlarımızı yapmalıyız, yaptırmalıyız. Elimizde fazla miktarda aşı da var. Bir önceki aşı dozlarımız hangi türdeyse o aşı dozlarıyla aşılanmaya devam edilebilir veya şu anda Turkovac aşısının da etkisi oldukça fazla, bu aşıyı da vatandaşlarımıza öneriyoruz. Tercih etmelerini istiyoruz çünkü, ülkemizde üretilen ve son dönemde oldukça geniş spektruma sahip bir aşı. Öteki dozların etkinliği azaldı. Etkinliği en fazla 5-6 ay sürüyor. O etkinliğin azalması nedeniyle, tekrar bir hatırlatıcı dozla araya girip bağışıklığımızı artırırsak, sonbahardan sonrası bizler için daha kolay olur" ifadelerini kullandı.
Koronavirüsten en çok etkilenen grubun aşısızlar olduğunu belirten Prof. Dr. Demirhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eksik doz aşılanmış olanlar da koronavirüse yakalanabiliyor çünkü, vücudunda onu koruyabilecek hiç antikor, asker yok. Ya hastalığı geçirerek bağışıklanması söz konusu veya aşılanarak. En basit, en kolay, en pratik, en hasarsız yolu aşılanmak. Dolayısıyla toplumun tüm kesimlerini aşılamamız gerekiyor. Hastanemizde aşısızları çok fazla hasta olarak görüyoruz. Tam doz aşılı olanlar hastalığı geçirmiş olsa bile ayakta geçiriyorlar, çok basit geçiriyorlar. Bir gribal enfeksiyon gibi geçiriyorlar. Bunun için aşılanmak çok önemli."
En fazla yapılan aşının Biontech olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demirhan, "Çünkü daha önceki dozları Biontech olan kişiler, aynı aşı ile devam ettiler. İkinci en fazla yapılan aşı şu anda Turkovac. Türk aşısı olduğu için ona karşı da ciddi bir güven, hassasiyet var. Turkovac da etkin bir aşı. Yan etkisini görmediğimiz bir aşı. Sınovac'a tercih biraz daha düşük. Bakan Bey'in açıklamasından sonra, bugüne kadar 20 bin civarında yapmış olduğumuz aşı var. Burası 00.00'a kadar devam ediyor. 10 ayrı odada aşılama hizmeti burada duruyor. Vatandaşlarımızı bir an önce yaz, tatil dönemi demeden aşılanmaya davet ediyoruz. Aşılarını yaptırsınlar ki sonbahara rahat ve korunaklı bir şekilde girelim" dedi.
4'ncü doz aşısını olmak için gelen Orhan Bayram, "Aşıdan sonra koronavirüs geçirdiğim için çok ağır atlatmadım. Hafif atlattım ama, hatırlatma aşımızı da olacağız. Korkuyoruz. Benim aynı zamanda kalp rahatsızlığım da var, ondan dolayı korkuyoruz. Çok fazla kalabalığa da girmemeye çalışıyoruz" dedi.
6'ncı kez aşı olan Ömer Baş ise, "Okul ve personel servisi kullanıyorum. İnsanlarla iç içeyim. Çok yakınımızdaki kişiler hastalığı ağır geçirdi ama, ben ufak bir şey hissetmedim. Hiçbir şekilde ters etki de görmedim. Niye aşı olmuyorsunuz? Bugüne kadar hepsini oldunuz, şimdi niye olmuyorsunuz? Her şeyde olduğu gibi aşılar konusunda da yine kargaşa açma peşindeler. Ama aşı oldukları için benim gibi dua edenler var. Herkesin devam etmesi lazım. En temiz şekilde hayatlarına devam edecekleri nokta bu" diye konuştu.
DHA
