Diyarbakır'da pazar günü yapılacak Nevruz etkinliği için hazırlanan ve Valiliğin mahkemeden aldığı kararla yasakladığı afişin önünde açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çanakkale savaşının yıldönümüyle ilgili Kürtçe ve Türkçe afiş asan Diyarbakır Valiliği'nin tutumunu eleştirdi.
Demirtaş, "Devlete Kürtçe hiçbir zaman yasaklanmadı. Kürtlere, Kürdistanlılara Kürtçe yasaktır. Valilik denen kurum gereksiz bir kurumdur. Yani gereksiz bir kurumun astığı afişte gereksiz bir afiştir. Bizim önerdiğimiz sistemde valilik denen bir mekanizma yoktur. Fazlalık olarak sisteme dahil edilmiş bir kurumu da biz inşallah en kısa sürede bir anayasa değişikliği ile kaldıracağız" dedi.
**VALİLİĞİN YASAKLADIĞI AFİŞ ÖNÜNDE TOPLANTI**
Diyarbakır'da 18 Mart pazar günü yapılacak Nevruz kutlamalarıyla ilgili BDP Genel Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş, yardımcısı Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Mardin Bağım sızMiletvekili Ahmet Türk ile yardımcısı Van Bağımsız Miletvekili Aysel Tuğluk ve BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ait Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Nevruz etkinlikleri için hazırlanan ve üzerinde üç kibrit çöpünün yer aldığı Türkçe, 'ya özgürlük ya özgürlük' anlamına gelen Kürtçe 'An azadi, an azadi' yazısının bulunduğu ve Valiliğin mahkemeden aldığı kararla yasakladığı afişler asıldı.
**KÜRTLERİN 4 TALEBİ İÇİN NEVRUZ'DA İMZA KAMPANYASI BAŞLATILIYOR**
Ahmet Türk, bu yıl yapılacak Nevruz kutlamalarında Kürtlerin istemleri ve mücadelelerinin alanlara yansıtılacağını belirterek şöyle dedi:
"Biz özgürlük mücadelesi veriyoruz. Halkımızın hukukukun sağlanması için çaba gösteriyoruz. Bütün bu çığlıklarımızı duyurmaya yönelik çalışmalarımızı yaparken bugün medyada birçok kirli haberinde üretildiğini görüyoruz. Nevruz'u sesimizi duyurmaya yönelik olarak kutlayacağız. Tedbirleri alacağız. Gerginliklere asla meydan vermeyeceğiz. Bunu tedbirlerini de alacağız. Birileri katılımı engellemeye yönelik bazı kirli haberleri ürettiğinde biliyoruz. Halkımızın duruşunu ortaya koymak koymak içinh sesimizi yükselteceğiz. Bunun dışında farklı bir anlaşıyışı Nevruz'da beklemesin. Halkımızı mücadelelerine sahip çıkmaları için meydanlara davet ediyoruz. Bu yıl özgürlüğümüzün yılı olarak, geleceğimizin günü olarak ilan ediyoruz. Özgürlük aşkıyla mücadele eden Kürtleri kimse susturamaz. Bu mücadelemiz özgürlüğü yakalayıncaya kadar devam edecektir" dedi. Bu yılki Nevruz'un ulusal birlik günü olarak kutlanacağını belirten Türk, " 9 Mart'ta Kürt siyasetçileri, kanaat önderleriyle ulusal ittifak adına toplantı yaptık. Bu bu Nevruz'u bütün Kürt partileriyle, sivil toplum örgütleriyle sağladığım ittifak doğrultusunda kutyacağız. Bütün Kürtlerin vazgeçilmez 4 temel talebi var. Kimliğinin tanınması, anadilde eğitim hakkı, siyasi statü ve Kürtlerin örgütlenme hakkının sağlanması. Bu 4 talebin karşılanması için Nevruz'da imza kampanyası da başlatıyoruz. 15 Nisana kadar toplanacak imzalarla taleplerimizi Türkiye gündemine taşıyacağız" dedi.
**KIŞANAK: NEVRUZ SORUNLARIN AŞILMASI İÇİN ÇIKIŞ GÜNÜ OLACAK**
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Nevruz'un Kürt halkı için dirilişi, özgürlük arayışını temsil ettiğini ve halkın bu nedenle bu Nevruz'da da taleplerini haykıracağını söyledi. 2012 Nevruz'unun Kürt halkının ve Türkiye'nin yaşadığı sorunların aşılması konusunda çıkış olacağını dile getiren Kışanak, "Halkımızda bunun heyecanını, çoşkusunu görüyoruz. Son 3 yılda Kürt sorununda büyük sıkıntılar yaşandı. Demokratik muhalefete yönelik baskı ve sindirme dalgası devamz ediyor. 6 bin kişi cezaevinde. Hergün cenaze kaldırıyoruz. Roboski(Ortasu) katliamının üzerinden 3 ay geçmesine rağmen henüz katillerin ortaya çıkarılmasına dönük resmi bir tutum söz konusu değil. İmralı'daki tecrid savaşı derinleştiren bir tutumdur. Çözüm imkansız ve uzak değil. Biz bir kez daha bu Nevruz'da çözüm önerilerimizi dünya ile paylaşacağız" dedi.
**TUĞLUK: NEVRUZ'DA HALK ÖCALAN'A SAHİP ÇIKTIĞINI GÖSTERECEK**
Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, 2012 Nevruz'unun Kürt halkı açısından çok önemli olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Amed'de (Diyarbakır) yakacağımız Nevruz ateşi Kürdistan'daki Nevruz ateşi barışa vesile olur. Bizler hep adalet, kardeşlik, barış istedik, bu topraklarda özgürce yaşamak istedik, hakkımızı ve hukukumuzu da istedik. Halkımızın direnişini ifade eden bu Nevruz, halkımızın irade beyanını ifade ettiği bir Nevruz'a dönüşecektir. Ezeceğiz, bitireceğiz diyenlere karşı 'varız' mesajı verilecek. Bu halk değerlerine sahip çıktığını bir kez daha gösterecektir. 7 ayı aşkındır hukuksuz bir şekilde tecrit altında bulunan sayın Öcalan'a sahip çıktığını da gösterecektir. Biz halkımızın alanlardaki bu coşkusuna layık bir nevrozu kutlamak için orada olacağız. Tek yürek olarak haklı meşru taleplerimizi dile getireceğiz. Bir kez daha barış diyeceğiz. Bir kez daha kardeşlik diyeceğiz. Ölüm değil yaşam kazansın diyeceğiz. Kin ve nefret değil sevgi kazansın diyeceğiz. Umarız, Nevruz'da verilen mesaj ilgili yerler tarafından doğru algılanır. Bu Nevruz'u yeni bir başlangıca çevirebiliriz"
**DEMİRTAŞ: KENDİ VATANIMIZ KÜRDİSTAN'DA ÖZGÜRCE YAŞAMAYA KARARLIYIZ**
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 1980'lerde Diyarbakır Cezaevi'nde Nevruz ateşi olarak yakılan 3 kibrit çöpünün boşuna yanmadığını ve Nevruz ateşinin bugüne kadar çevresini aydınlattığını ve umut olduğunu söyledi. 2012 Nevruz'unun da yeni bir çıkışın umudu olacağını belirten Demirtaş, şöyle dedi:
" 2012 Nevruz'u önceki Nevruzları aşacak bir düzeyde, heyecanla, katılımla Ortadoğu'daki bu kadar hızlı siyasal gelişmelerinde yarattığı motivasyonla güçlü bir Nevruz olacaktır. Önceki yıllardan farkı öncelikle bu yönüyle vereceği siyasi mesajların netliği öne çıkacaktır. 2012 Nevruz'un da kendi kimliğiyle kutlanmasını istedik. Nevruz'a katılacak konuşmacımların sanatçıların değil tarihten aldığı o değiştirici gücüyle bağımsız bir Nevruz kimliğiyle kutlanmasını istedik. Artık Nevruz kişilerden bağımsız bir özgürlük müceadelesini sembolize ediyor. DTK ve BDP olarak Nevruz'u bu yönüyle ortaya çıkacak bir formatta planladık. 130 merkezde ortak organizasyonlar yapacağız. Amed (Diyarbakır) Nevruz'u öylesine görkemli bir Nevruz olmalıki, o gün herkes Nevruz meydanında olmalıki bütün dünyaya bir kez daha 'evet biz burada kimliğimizle, kendi anavatanımızda, Kürdistan'da özgürce yaşamaya kararlıyız' mesajı çıkmalıdır. Oradaki o birlikte duruş bütün dünyaya verilecek en büyük mesajdır. Oraya gelenler sadece BDP'ye oy verenler değildir. Kendi coğrafyasında onurlu yaşama isteği olan herkes o gün o alanda toplanıyor. Bunu sadece bir parti kutlaması olarak ele almadık. Ulusal birliğin de bir ifadesidir. Sadece Kürtlerin deği,l bu coğrafyada yaşayan ve ezilen herkesin bir semboludur. Nevruz bir özgürlük meydanı olacaktır. Bu yıl bizler siyasal dönüşümün dizaynı için Nevruz alanlarında olacağız. Biz barış elimizi uzattık ama siz işkenceyi zulmü faşizmi dayattınız ama biz size müzakere için bir fırsat daha sunmak için Nevruz'da olacağız"
**'KÜRTÇE DEVLETE SERBEST BİZE YASAK, VALİLİKLERİ KALDIRACAĞIZ'**
Basın toplantısından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Valilik Nevruz ile ilgili hazırladığınız ve bilboardlara astığınız afişi mahkeme kararıyla yasaklatıp bilboardlardan söktürdü, ancak siz bu yasaklı afişin önünde konuşuyorsunuz. Valilik ise bugün Çanakkale savaşıyla ilgili Kürtçe ve Türkçe afiş astırmış. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu şöyle cevapladı:
"Devlete Kürtçe serbestir. Devlete Kürtçe hiçbir zaman yasaklanmadı. Kürtlere Kürtçe, Kürdistanlılara Kürtçe yasaktır. Bu konuda söylenecek çok şey var, devlete dair valiliğe dair. Nevruz arifesinde gündemi değiştirmiyeyim o nedenle çok şey ifade etmek istemiyorum. Kürtlere de Kürdistan'a da kendi ana dili serbest olacaktır. Valilik denen kurum gereksiz bir kurumdur. Yani gereksiz bir kurumun astığı afişte gereksiz bir afiştir. Bizim önerdiğimiz sistemde valilik denen bir mekanizma yoktur. Fazlalık olarak sisteme dahil edilmiş bir kurumuda biz inşallah en kısa sürede bir anayasa değişikliği ile kaldıracağız. O nedenle bir afişi yasaklamak veya kaldırmak valiliğin yetkisinden kesinlikle çıkarılacaktır. Çünkü vali diye bir şey olmayacaktır. Ankara'dan atanmış iktidarın zihniyetini temsil eden bir kurum bizim yönetim anlayışımızda olmayacaktır. Halk kendi seçtiği yöneticiler aracılığıyla yönetilecektir. Halkın seçtiği yöneticilerde halkın diline kültürüne değer veren onlara saygı duyan yöneticiler olacaktır. Ancak gördüğünüz gibi yasaklanan afiş burada bu afişte 'ya özgürlük ya özgürlük' deniyor. Örneğin eğer devlet bu özgürlük kavramından bu kadar korkuyor ve yasaklıyorsa özgürlük kavramını suç olarak tanımlıyorsa o zaman AKP'nin bugüne kadar özellikle kendi programlarında kaymakamlıkların valiliklerin veya AKP teşkilatının kullandığı özgürlük kavramlarını da suç olarak tanımlamalıdır. Sadece bir partinin yaptığı Kürtçe çalışma suç olarak tanımlanıyorsa bu devlet yaklaşımıdır. Bu sadece Valiliğe özgü bir yaklaşım değil merkezde alınmış bir kararın Diyarbakır valiliği tarafından veya mahkemeler tarafından uygulanmasıdır. Ama Valilik yasakladı diye, mahkeme yasakladı diye özgürlük kavramı veya Kürtçe yasaklanmıyor. İşte o afiş arkamızda dağ gibi duruyor alanlarda da meydanlarda da olacaktır bu afiş"
DHA