BURSA (İHA) - İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Van'da depremlerin devam edeceğini belirterek, "Erciş'teki deprem binaları yordu. Edremit'te yıkım gücü 10 oldu. Evler 10. raunttan çıkan boksör gibiydi. Van'da daha çok cenaze namazı kılarız" dedi.
12 Kasım Düzce 1999 depreminin 12. yıldönümünde Bursa'da "Sıra nerede" adlı konferans düzenlendi. Nilüfer Belediyesi Uğur Mumcu Sahnesi'nde düzenlenen panelde, Türkiye'nin deprem gerçeği tartışıldı. Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Jeofizik Mühendisleri Odası ve Nilüfer Kent Konseyi tarafından tertiplenen panele çok az sayıda kişinin katılması dikkati çekti. Panelde söz alan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 15 bin kişiye bilgi verdiklerini belirterek, "Bu kadar az kişinin olması bizi üzdü.
Daha yeni Van depremini yaşadık. Kurban bayramında bir deprem meydana geldi. Ama bu salonu çok az kişinin doldurması bizi üzdü" diye konuştu.
"ENKAZ KALDIRMAYA ODAKLANMAYALIM"
18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydın Büyüksaraç, depremin sosyal bir vaka olduğunu ifade ederek, Türkiye'de deprem hazırlıklarının genellikle 'enkaz kaldırma' üzerine kurulduğunu vurguladı. Büyüksaraç, "Deprem sonrasında hayat duruyor. Eğitime ara veriliyor. Ekonomik hayat durdu. Depremin en önemli yönü sosyal boyutudur. Depremden etkilenmemek elimizde ise, zararlarını da asgariye indirmek mümkünse bunları tartışalım. İnsanlar sersefil çadırlarda hayatlarını sürdürüyor. 3 gün sonra
sorunlarını dile getiriyorlar. Demek ki depremi önceden bilmek çözüm değil. Bu insana ne kazandıracak? Bu konuda tartışmalar var. Japonya'da deprem olurken sadece sarsıntısının geçmesini bekleyen insanlar gibi biz de beklemeliyiz. Bütün hazırlıkların çoğu enkaz kavramı üzerine kurulmuş. Bugün belediyeler, valilikler, STK'lar oluşturdukları birliklerle, 'enkazdan insan kurtarırız' konusunda uzmanlaşıyor. Oysa bunlar ilk yardım konularını içeriyor. Siz o binanın altında kalmamalısınız. Enkaz diye bir kavram
olmamalı" dedi.
Van depreminin ardından hükümetin tedbir alma kararı aldığını ifade eden Büyüksaraç, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin 'Bursa'da yıkılması gereken 40 bin bina var' açıklamalarını da değerlendirdi. Büyüksaraç, "Peki güvensiz binayı biz nerede bulacağız? Hangi binayı yıkacağız? Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe, 40 bin binadan bahsetti. Bunlar bu şekilde telaffuz edilmek yerine gerçekçi ve somut ifadelerle ortaya konmalı. Bu oran Bursa'daki binaların 8'de biridir. Buradaki 160 bin insanı
evsiz bırakacaksınız demektir. İnsanların sosyal hayatını güvence altına almadan bu kararları almamalıyız. Nasıl bir yol izlenmeli? Depremlerin tüm dünyada yapılan istatistikleri gösterdi ki, can kaybına yol açan binaların şehirlere oranı binde 4 ve 6 arasında değişiyor. Van'daki depremi dikkate alırsak, binde 4 ile 6 arasında kalmalıdır. Bursa'daki 320 bin binanın binde 4 ile 6 arası depremde yıkılabilir. O zaman komple yıkılacak bu 200 binayı belirlemeliyiz. Bu belirleme, kendi içerisinde yapı kalitesi
ile ilgili olabilir. Mutlaka tarama noktasında bu binaları bulmalıyız. Bursa gibi bir şehirde yapacağımız tarama rasgele olmamalı" şeklinde konuştu.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremde eski binaların daha riskli olduğuna işaret ederek, "Aslanlar ceylan sürüsünün peşinden koşarlar. Daima en güçsüzünü, en yaşlısını yakalar. Deprem de böyledir. En yaşlı ve en güçsüz binayı yakalar. Doğanın kuralı böyle. Güçsüz bir yapıda oturup da 'inşallah deprem olmaz' demek bilime karşı durmaktan başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı.
"BURSA'DA DEPREM OLACAK MI?"
Bursa'dan geçen 2 ana kırığın olduğunu ve asgari 6,7 şiddetindeki deprem oluşturabileceğini vurgulayan Ercan, "Bursa'daki kırıkların boyları küçüktür. Bu küçük kırık boyları parçalı olduğu için, büyük bir deprem üretme yetkisi yoktur. Kaldı ki, Bursa'nın bin yıllık geçmişine bakarsak 7,-7,5 şiddetinde bir deprem yok. Bursa'da nerede olur? Bir tanesi Yenişehir'de olur. Bir tanesi de Kestel'de olur. Diğer bir yer ise Güzelyalı ve Mudanya dolaylarında. En muhtemel deprem riski bana göre Kestel'dir. Bursa'da
olan en büyük deprem 6,7 depremlerdir. Bursa'da sık deprem olmuyor" şeklinde konuştu.
Van'ın Edremit ilçesinde meydana gelen 5,6 şiddetindeki depremi değerlendiren Ercan, "Erciş'teki deprem binaları yordu. Edremit'te yıkım gücü 10 oldu. Evler 10. raunttan çıkan boksör gibiydi" dedi.
"İMRALI ADASI'NA DEPREM UYARISI"
Gemlik koyunda 6,4 şiddetindeki bir deprem olabileceğini kaydeden Ercan, "Bundan da İmralı adası etkilenebilir" uyarısında bulundu.
Bursa için en riskli özelliğin güncel tortu kalınlığı olduğunu kaydeden Ercan, ovanın yapılaşmaya açık olmasının sakıncalı olduğunu kaydetti. Bursa'da belediyenin deprem için önemli uyarıcı bilgiler içeren jeofizik verilerinden faydalanmadığını belirten Ercan, sözlerini şu şeklide sürdürdü:
"Bursa'nın çok güvenli yerleri var. Yamaçlı alanlar var. Bunun bedelini Bursa ödeyecektir. Bunları da anlatamadık. Bursa'da sarsıntının en çok büyüyeceği yer Görükle'dir. Ama biz büyükşehire jeofizik bilgilerin kullanılmasını öğretemedik. Bursa'nın ayıbıdır. Deprem bilgileri kullanılmalı. Bursa Büyükşehir Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunun. Cinayete teşebbüsten dava açılmalıdır. Bunu biz 10 yıldır söylüyoruz. Belediye başkanları değişiyor, ama zihniyet değişmiyor. Suçlu olan, ölen insan
değildir. Bir ülkede yasa var yönetmelik var".
"ERCİŞ'TE YAPISAL HATALAR ÇOK OLDU"
Van'ın Erciş ilçesinde meydana gelen depremin ardından ortaya çıkan bilançoyu değerlendiren Ercan, en büyük hatanın yapısal eksikliklerden kaynaklandığını vurguladı. Ercan, "Yerden gelen sorunlar yüzde 20, yapısal eksiklikler yüzde 65 ve uygulama eksiklikler ise yüzde 15'tir. Bizim en çok sıkıntımız yapısal eksikliklerdir. Uygulama eksikliği ise, yapının tasarımsız yapılmasıdır. Türkiye'de en çok yaygın hata, kolon ve kiriş bağlantıların olmamasıdır. Bu da baklava biçimindeki göçmelere sebep oluyor.
Tabanın olduğu yeri tavan düşüyor ve eziliyorsun. Hayat üçgeni de oluşturulamıyor. İş bitiyor" açıklamalarında bulundu.
Türkiye'deki yapıların yüzde 38'inin yapılaşma izni olmadığını belirten Ercan, "Van depremi ve Erciş depremi ilk ve son deprem değildir. Suçlular, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yerel yönetimler, üniversiteler, müteahhitler ve yapı denetimcilerdir" şeklinde konuştu.
"DAHA ÇOK CENAZE NAMAZI KILARIZ"
Van'daki 5,6 şiddetindeki depremin Erciş'teki depremin 251'de biri gücünde olduğunu vurgulayan Ercan, "Demek ki 7,2 şiddetindeki deprem çatlakçıklar oluşturdu. Bunlar da çatlaklar oluşturdu ve binayı göçecek hale getirdi. Olay bu. 5,6 şiddetindeki deprem, 10 şiddetinde yıkım gücünde oldu. 7 yıkım gücünde olması gerekiyordu. Bu dünyada tektir. Van kırıkları üzerinde henüz tam bilgimiz yok. Van ve Erciş depremi ilk ve son değil. Van Gölü için de araştırma yapmak istiyoruz. Bence asıl kırık Van gölü içinde.
Ben kuzeyde bekliyordum. Orada daha çok cenaze namazı kılarız" dedi.
Son depremde yıkılan otel sebebiyle Van'daki insanların hasar tespit raporlarına kuşkuyla bakabileceğini kaydeden Ercan, "Dün televizyonda bir öğretim görevlimiz, o otelin incelemesini yapmış, 'Dıştan baktık, gayet iyi görünüyordu' diyor. Ben olsam, alırım, içeri sokardım. Üniversitenin özerkliğine bakmaksızın bunu yapardım. Şuna bak ya. Bu ülke mühendisine güvenmezse kime güvenecek? Van'daki insanlar bu hasar tespit raporlarına inanır mı? Herkes işini layıkıyla yapmalıdır" ifadelerini kullandı.
(YS-MŞ-YHY-Y)