HABER

Velayet davasında hukuk savaşı

Oğlunun velayetini alamayan baba; adalet bakanlığı’na karşı hukuk savaşı başlattı

Velayet davasında hukuk savaşı

İZMİR (İHA) - İzmir’deki boşanma davasında mahkeme çocuğun Eşrefpaşa Hastanesi'nde memur olarak görev yapan baba Talat K.'ye vermişti. Bu durumu içine sindiremeyen ve Kınık Adliyesi’nde katip olarak çalışan Berna K., oğlunun kötü muameleye maruz kaldığını iddia ederek velayeti bir gün sonra çalıştığı Kınık Adliyesi'ne başvurarak geri istedi. Tedbir kararı. hastane raporu ve dava başvurusu aynı gün kabul edilen bayan katip, başvuru yaptığı gün jet bir karar ile velayeti eski eşinden geri aldı. İzmir'deki kesinleşmiş karara rağmen Kınık Aile Mahkemesi bayan hakimi Buket Sayın Önal'ın verdiği jet karar hukukçular arasında da tartışma konusu yarattı.

Eşinin görev yaptığı Kınık Adliyesi'nden verilen karar ile çocuğun velayetini kaybeden baba, Kınık Aile Mahkemesi'nin bayan hakimi Buket Sayın Önal'ın asıl yetkili olan Karşıyaka 2. Aile Mahkemesi'nin verdiği kararı incelemeden ve görmezden gelerek karar verdiğini iddia ederek Avukatı Murat Yeşilkaya aracılığı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne bayan hakimi şikayet etti. Adalet Bakanlığı'nda kısa bir süre sonra gelen yazıda bayan hakim hakkında yasal işleme yer olmadığına dair yazı babaya bir şok daha yaşattı.

Karşıyaka Aile Mahkemesi'nde görülen dava sırasında eşinin, çocuğa kötü muamele yaptığını iddia ederek kendisini suçladığını belirten Talat K., "Eşimin bu iddiaları üzerine mahkeme konuyu araştırdı ve iddiaların doğru olmadığı ortaya çıkınca takipsizlik kararı verdi. Karşıyaka Aile Mahkemesi, her ikimizin durumunu inceledikten sonra velayeti bana verdi. Eşim bir gün sonra Kınık Adliyesi'ne başvurarak aynı iddiaları tekrarlayıp benim oğluma kötü muamele yaptığımı belirterek şikayette bulunarak velayeti geri istedi. Kötü muameleden dolayı hakkımda takipsizlik kararı verilmesine rağmen Kınık Aile Mahkemesi hakimi, İzmir Aile Mahkemesi'nin kararını dikkate almadan çocuğun velayetini bir günde jet hızıyla aynı Adliye'de görev yapan eski eşime vermiştir. Bayan hakimin görev yetkilerini aştığı ve görevi kötüye kullandığı iddiasıyla avukatım Murat Yeşilkaya aracılığı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Dairesi'ne şikayette bulundum. Bakanlıktan gelen yazıda bayan hakim ile ilgili soruşturmaya yer olmadığını belirtildi. Bende bunun üzerine İzmir İdare Mahkemesi Başkanlığı aracılığı ile Ankara İdare Mahkemesi'ne dava açtım. Ben haksızlığa uğradığıma inanıyorum. Oğlumun velayeti için hakkımı sonuna kadar arayacağım. Ankara İdare Mahkemesi'nden de bir sonuç çıkmazsa, iç hukuk yollarını tükettiğim için AİHM'sine başvuracağım" dedi.

Kınık Aile Mahkemesi hakiminin vermiş olduğu kararın Türk Hukuk’u açısından çok tartışılacağını belirten T. K.’nın avukat Murat Yeşilkaya, "Asıl davanın görüldüğü mahkeme çocuğu babaya vermiştir. Kınık Adliyesi’nde görev yapan B. K., yaptığı başvurunun geçersiz sayılması gerekir. Kaldı ki zina yaparak evlilik birliğini yıkan bir anneye velayetin verilmesi ne derece doğru olduğu konusu da tartışılır" dedi.

Ankara İdare Mahkemesi'ne yapılan başvuruda kanun sadece bireyler için değil, hakim için de bağlayıcıdır satırlarına yer veren Avukat Murat Yeşilkaya, "Her ne kadar hakimler görevlerinde bağımsızlar ise de bu bağımsızlık onun anayasa, kanuna ve hukuka aykırı olarak karar vereceği anlamına gelmez. Hakimin bağımsızlığının karşılığı kanuna bağlılıktır. Hakim ancak, kendisine kanunla takdir yetkisi tanınan kanun metninden ve metinde açıklık bulunmayan hallerde bunun yorumundan anlaşıldığı yerlerde hak ve nasfetle hükmedebilir. Hakim yasada bulunmayan yetki verilmeyen bir konuda taktir yetkisini kullanırsa bu kanun koymak ve düzenlemek anlamına gelir ki, hukuk güvenliği açısından tehlikeli hale gelir ve kanun koymak önemini kaybeder. Bir başka ifadeyle hakim, takdir yetkisini kullanabilmesi için yasanın açık bir hükmü olması gerekir. Aynı zamanda hakim, taktir yetkisini kullanırken kanun dairesi içerisinde hareket etmelidir. Mevcut olayımızda ise hakime tanınmış bir takdir hakkı olmamasına rağmen mevcut delillerin ve verilen tam aksi yönünde karar verilmiştir. Çünkü tedbir kararı verilmesini gerektiren bir kötü muamele olmadığı takipsizlik kararı ile sabit olmasına rağmen mahkeme tam aksi yönde kanunlara aykırı olacak şekilde takdir yetkisi altında bir karar vermiştir" diyerek hakimin görevlerini ve yetkisini hatırlattı.

Avukat Yeşilkaya, iç hukuk yollarından bir sonuç elde edemedikleri taktirde konuyu AİHM'sine taşıyacaklarını söyledi.

En Çok Aranan Haberler