Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sistemi mahkumiyet ihtimali az olan davaların açılmaması yönünde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da Cumhuriyet savcılarına takdir hakkını genişletmekten geçiyor." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Yargı Reformu Stratejisi Programında Yargı Reformu Stratejisi Belgesini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformu strateji belgesinin altıncı amaç başlığının "adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet hizmetlerinden memnuniyetin artırılması" olduğunu söyledi.
Usül kanunlarında dava açma ve kanun yoluna başvuruda bir hafta, iki hafta bazen 7, 10, 15, 30 ve 60 gün gibi farklı sürelerin bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, sürelerin farklı olmasının sadece karışıklara neden olmakla kalmadığını, mağduriyetlere de yol açtığını vurguladı.
Bu sorunu sürelerin yeknesak hale getirilmesi suretiyle çözeceklerini bildiren Erdoğan, 2018 yılı istatistiki verilerine göre Cumhuriyet savcılıklarında yüzde 13,5, ceza mahkemelerinde yüzde 7 ve hukuk mahkemelerinde ise yüzde 4,2 oranında görevsizlik ve yetkisizlik kararı verildiği bilgisini paylaşarak, ayrıca görevsizlik ve yetkisizlik sebebiyle bozma kararı verilme oranının da oldukça yüksek olduğuna işaret etti.
Bu durumun yargılama sürecini uzattığının altını çizen Erdoğan, yeni bir sistem kurarak bu tür olumsuzların önüne geçmeyi planladıklarına değindi.
Tanıklık uygulamasının, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin tecellisine doğrudan etki eden bir yöntem olduğunu vurgulayan Erdoğan, yargı süreçlerinde tanığa özgü uygulamaların geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Erdoğan, bunun için tanıklığı zorlaştıran uygulama ve yaklaşımların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılacağına dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Mesela bazı ülkelerde tanıklar için özel bekleme odaları oluşturularak davaların taraflarıyla yüz yüze gelmeleri ve psikolojik olarak yıpranmaları engelleniyor. Benzer uygulamaların yapılmasına olanak sağlayacak önemli değişiklikler bizde de yapılacaktır. Ayrıca mevzuatta yer alan tanıklık ücretinin yeniden belirlenmesi gerekiyor. Reform çalışmaları kapsamında tanıklara yaklaşımla ilgili standartların yükseltilmesi için gereken adımlar atılacaktır."
- "Cumhuriyet savcılarının takdir yetkileri genişletilecek"
Recep Tayyip Erdoğan, strateji belgesinin yedinci amaç başlığının "ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması" olduğuna değinerek, bu kapsamda Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisinin genişletileceğini kaydetti.
Mevzuata göre, yeterli şüphenin varlığı halinde kamu davası açılmasının zorunlu olduğuna işaret eden Erdoğan şöyle devam etti:
"Buradaki 'yeterli şüphe' kavramı, uygulamada basit şüphe olarak tatbik edilmektedir. Bu durum da açılan dava sayısını ne yazık ki artırmaktadır. Şüpheli hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ihtimali çok düşük olan soruşturmalarda dahi Cumhuriyet savcılarınca dava açılmaktadır.
Neticeye baktığımızda 2018 yılında şüphelilerin yüzde 52,6'sı hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığına' dair karar verilmiştir. Açılan davalardaki mahkumiyet oranı ise yüzde 48,1'dir. Sistemi mahkumiyet ihtimali az olan davaların açılmaması yönünde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da Cumhuriyet savcılarına takdir hakkını genişletmekten geçiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde adalet sistemlerinin, uyuşmazlıkların öncelikle soruşturma aşamasında çözülmesi ve önemli konularda dava açılması yönünde reformlara yöneldiğini bildirdi.
Ülkede de ön ödeme ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi uygulamalarının genişletilmesine ihtiyaç bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Savcılık aşamasında ne kadar çok sorun çözebilirsek mahkemelerdeki yargılamaları o derece sağlıklı hale getiririz." diye konuştu.
- "Mağdurun rızası ve mahkemenin onayı mutlaka aranacak"
Erdoğan, halen ön ödeme müessesesinin sadece adli para cezasını gerektiren veya üst sınırı 6 ayı aşmayan suçlar için uygulandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ancak şikayete bağlı ve üst sınırı bir yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda devreye giriyor. Uzlaşma ise şikayete bağlı suçlar ve kanunda öngörülen diğer bazı suçlar için düzenlenmiştir. Her 3 konuda da bu sınırlı uygulamayı genişletmeyi hedefliyoruz.
Bazı fiillere yönelik soruşturmaların fail ile savcı arasında anlaşmayla sonlandırılabileceğini özellikle sağlayacağımıza inanıyorum. Bu hususun uygulama örnekleri yurt dışında zaten var. Önceden belirlenecek belli suçlarda, suçunu ikrar eden şüphelinin hemen mahkemeye sevk edilmesi ve kanunda yer alan indirimden faydalanarak cezalandırılması sistemi rahatlatacaktır. Bu uygulama cezada pazarlık yönteminin aslında bir modelidir. Türkiye'de bu yöntemi kanunda yüksek ceza öngörülmeyen suçlar için getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca bu süreçte mağdurun rızası ve mahkemenin onayı da mutlaka aranacaktır."
- "İade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6"
Nitelikli yargılamanın ancak yeterli bir soruşturmayla mümkün olacağına dikkati çeken Erdoğan, bunun sağlanması için mevzuatta iddianamenin iadesi usulünün düzenlendiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Soruşturması eksik yürütülmüş bir iddianameyse savcılığa iade ediliyor. Aksi takdirde mahkemelerin soruşturma sırasında tamamlanması gereken işlemleri yapması ya da yapılmış işlemleri tekrar etmesi gerekiyor. Sonuçta ortaya hem önemli bir verimlilik sorunu çıkıyor hem de taraflar örseleniyor. Cumhuriyet savcılıklarının ve adli kolluğun güçlendirilmesine, aynı zamanda iddianamenin iadesi müessesesine de işlerlik kazandırılmasına ihtiyaç vardır. Halihazırda iade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6'dır. Bunun için iade kapsamı yeniden belirlenecektir. Soruşturmaların kalitesinin artırılması için hukuk fakültesi mezunlarının adli kollukta istihdam edilmesi sağlanacaktır."
(Sürecek)