Manisa (AA)- Kurtuluş Savaşı sonrasındaki yanmış yıkılmış bir kenti yeşillendirme çalışmalarına önderlik eden ve değişik yaşamı nedeniyle "Manisa Tarzanı" olarak anılan Türkiye'nin bilinen ilk çevrecisi Ahmet Bedevi'nin ölümüne, yol çalışması nedeniyle ağaçların kesilmesinin neden olduğu öne sürüldü.
Bağdat'ta 1900 yılında doğan, Kurtuluş Savaşı yıllarında er olarak çarpışan ve kırmızı kuşaklı İstiklal Madalyası ile onurlandırılan Ahmet Bedevi'nin, 1923 sonrasını Manisa'ya adadığı 63 yıllık yaşamından bilinmeyen kesitleri, bu dönemin tanıklarından Araştırmacı Yazar Ali Haydar Aksakal, 1953 sonrası tanıştığı ve birlikte birçok gezilere katıldığı Bedevi'nin parayla ilgilenmediğini, çok okumuş ve kültürlü bir insan olduğunu, belediyeden aldığı bahçıvanlık maaşını yarım saat içinde yoksullara dağıtırken, yemek yediği Dede Lokantası'na düzenli olarak su taşıdığını, kente su geldiğinde ise lokantanın su faturalarını ödemeye çalıştığını söyledi.
Manisa'da genç kızların Tarzan'ı dört gözle beklediklerini belirten Aksakal, "Tarzan günlerini parklarda geçirirdi. Topladığı güzel çiçekleri şehrin en güzel kızlarına götürür, verirdi. Ayırımcılık yapmazdı, her mahallede her gün bir hanımefendi onu beklerdi. Bayanlar onun kendilerine çiçek vermesini bir ayrıcalık olarak görürlerdi" dedi.
"Manisa'da bir dönem, yol genişletme çalışmaları nedeniyle ağaçlar kesildiğini belirten Aksakal, "Tarzan o sırada Manisa'da değil bizimle beraber yurt gezisinde idi. Dönüşünde bu ağaçların kesildiğini görünce çok üzülmüştü. 'Moralim bozuldu, evlatlarımı yok etmişler' dedi. Çevresindeki insanlar ve yerel yöneticiler kendisine üzülmemesini, bu ağaçların başka bir yere tekrar dikileceğini söylediler. Ancak Tarzan biliyordu ki, o ağaçlar başka bir yerde tutmayacak, çünkü 30 yıllık çınar ve çam ağaçlarıydı. Bu olay, Tarzan'ın hastalanmasına ve bir süre sonra ölümüne neden oldu" diye konuştu.
Tarzan'ın vefatından sonra kulübesinin türbe haline gelmemesi için yerel yöneticiler tarafından yıktırıldığını belirten Haydar Aksakal, Manisa Belediyesi tarafından yeniden yaptırılan kulübenin orijinalinden daha modern olduğunu belirtti.