ANKARA (İHA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Ozan Arif'in yazdığı, İsmail Türüt'ün seslendirdiği, 'Plan Yapmayın Plan' isimli şarkıda 'sakıncalı' bir şey olmadığını savunarak, "Ozan Arif, Türkiye'nin birliği ve beraberliğine kastedecek bölücü ve hain emellerle faaliyet yapanlara karşı milletin duygularına tercüman olmuştur" dedi.
BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu, dün şehit aileleri ve gazilerle birlikte iftar yaptı. Ohal Gazileri Şehit Aileleri İle İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde düzenlenen iftar yemeğine katılan Yazıcıoğlu, yemekten sonra yaptığı konuşmada, şehit ve gazi aileleriyle iftar yapmanın kendisini onurlandırdığını belirtti. Yazıcıoğlu, bugün birçok iftar daveti olduğunu, fakat şehit aileleri ve gazilerle beraber olmaktan onur duyduğunu söyledi. İftar yemeğine katılan Anadolu Şehit Dernekleri Federasyon
Başkanı ve Şehit Babası Mehmet Gencer ve Ohal Gazileri Şehit Aileleri İle İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Müslüm Öztürk, Yazıcıoğlu'na teşekkür ettiler. Yazıcıoğlu, iftar yemeğine katılan şehit babası Halis Aytaç'la bir süre sohbet etti. Aytaç, şehit oğlunun bugün doğum günü olduğunu söyleyince duygulu anlar yaşandı. Aytaç, Yazıcıoğlu'na dönerek, "Şehit aileleri ve gazilerle ilgilenen ve bize en yakın duran siyasi parti lideri sizsiniz" dedi.
Bir gazetecinin Ozan Arif'in yazdığı ve İsmail Türüt'ün söylediği parçayla ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine Yazıcıoğlu, Ozan Arif'in parçasını okuduğunu belirterek, parçada sakıncalı bir şey görmediğini kaydetti. Parçanın sözlerinde kışkırtıcı ve bölücü bir niyetin olmadığını, fakat klibi benimsemediğini ve hoş görmediğini ifade eden Yazıcıoğlu, Ozan Arif'in Türkiye'nin birliği ve beraberliğine kastedecek ve bölücü, hain emellerle faaliyet yapanlara karşı milletin duygularına tercüman olduğunu söyledi.
"İster milletvekili, ister paşa, ister tüccar, ister gazeteci olalım, hepimiz bu vatan topraklarının birliği, milletimizin bekası ve geleceği, bayrağımızın şerefi için canlarımızı vermeye, gazi ve şehit olmaya hepimiz hazırız" diyen Yazıcıoğlu, bir tek birey bile ayakta kaldığı sürece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yıkılmayacağını ve vatanın bölünmeyeceğini ifade etti. Terörle mücadelenin topyekun bir savaşı gerektirdiğini kaydeden Yazıcıoğlu, "Terörle mücadele; terör örgütünü okşayarak, terör
örgütüne yumuşak mesajlar göndererek, onun uzantısı sözde siyasetçilere kibarlık yaparak çözülmeyecek kadar derin bir konudur" diye konuştu. Terörle mücadelenin psikolojik, sosyal, siyasal ve askeri alanda yapılacak bir mücadeleyi gerekli kıldığını ifade eden Yazıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Her birinden taviz vermeden terörle mücadelede sonuna kadar gitmek ve terörün kökünü kazımak zorundayız. Bugün yurdumuzun her bir köşesine mayın döşeyenler, askeri kahpece arkadan vuranlar ve bu devlete isyan ederek dağlarda eşkıyalık yapmış olanlar, sizin arkanızdaki hamileriniz, sizi koruyan, kollayan ve size silah temin eden küresel güçler her kimse bu milletin düşmanıdır, bizim düşmanımızdır."
Yazıcıoğlu, DTP'yi kastederek, siyasilerin teröre ve terör örgütüne açıkça karşı olduğunu belirtmeleri gerektiğini söyleyerek, "Terör örgütüyle bağlantılarınızı koparacak, teröriste sempati duymadığınızı ifade edeceksiniz. Teröriste 'kardeşim' demeyecek, şiddet ve teröre karşı mücadele safına katılacaksınız. Bunu yapmadığınız sürece demokrasiden istifade etme hakkınız olmaz" dedi. Siyasi partilerin kapatılması taraftarı olmadığını ancak 'terörle kol kola, teröristlerle yan yana ve terör örgütünün bir
parçası olarak hareket eden bir yapıya siyasi parti demenin mümkün olmadığını' ifade eden Yazıcıoğlu, daha önce de savcı ve hukukçuların harekete geçmesini ve görevlerini yapmasını istediğini ve bu sözlerinin arkasında olduğunu ifade etti. Yazıcıoğlu şunları aktardı:
"Türkiye İran olmaz, Cezayir olmaz, Suriye olmaz, Malezya olmaz. Türkiye Türkiye'dir. Türkiye'nin kendine ait şartları var. Bu şartlar içerisinde Türkiye bütün korkularını yenerek demokratik bir ülke olmak durumundadır. Biz bu korkularımızla koyun koyuna yatmak ve birbirimizle cebelleşmeye devam etmek yerine, korkularımızı aşarak, geleceğe dev bir adım atmak zorundayız. Tabii ki anayasamızı değiştirirken tüm kesimlerimizin görüşlerinin alınması gerekiyor. Anayasa bir ortak mutabakat metnidir.
Milletimizin tümünün değer yargılarını içinde görebileceği ortak bir metin halinde oluşturulmalıdır. Tabii ki bir taraftan ülkenin güvenliğini ve birliğini muhafaza ederken, diğer taraftan milletin de inanç özgürlüğünü teminat altına alacak bir anayasa istiyoruz. Bu alandaki yapılacak iyileştirmenin, Türkiye'yi Malezya'ya döndüreceğini söylemek çok gerçekçi değil."