Yeni hastane yapımında geç kaldık
ANKARA (İHA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) bağlı hastanelerde yaşanan yoğunluğun idari değil, fiziki imkansızlıklardan kaynaklandığını belirterek, "Artan nüfus karşısında yeni hastanelerin yapılması noktasında geç kaldık" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine bakanlığının çalışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başesgioğlu, sosyal güvenlik konusunun tüm dünya ülkelerinde köklü arayışlar içinde olduğunu ifade ederek, "Bugün nüfusumuzun yüzde 87.7'si sosyal güvenlik kapsamı içerisinde. Geri kalan nüfus sosyal güvenlik şemsiyesi altında değil. Türkiye'de her yıl, emeklilik sistemimize 250 bin vatandaşımız katılıyor. Şu anda Bağ-Kur ve SSK'nın toplam emekli sayısı 5 milyon 340 bin civarındadır" diye konuştu.
Yeni İş Yasası'nın çalışanların hakkını koruyan, aynı zamanda, yeni iş yaratmaya, yeni istihdam olanaklarına imkan veren bir denge üzerine kurulduğunu ifade eden Başesgioğlu, geçen yıl Hazine'den Sosyal Sigortalar Kurumu'na 4.9 katrilyon, Bağ-Kur'a 5 katrilyon ve Emekli Sandığı'na 6.1 katrilyon civarında bütçe transferi olduğunu hatırlatarak, sosyal güvenlik açıklarının toplumda ve ekonomik çevrelerde çok tartışıldığına kaydetti. Başesgioğlu, şunları söyledi:
"Sigortacılık sistemi bir nimet-külfet dengesi üzerine kuruludur. Yani, bu kurumlar, toplamış oldukları primlerle hem sigortacılık hizmetini hem de sağlık hizmetini sigortalılarına sunmakla mükelleftir. Ancak bizde maalesef uzun yıllardır, bu sosyal güvenlik kuruluşlarımızda bir fon oluşmaması ve primlerin giderleri karşılamaması dolayısıyla, Hazine'ye devamlı ihtiyaç duyulmuş ve Hazine'den bu şekilde bütçe transferleriyle bu kurumların açıkları kapatılmaya çalışılmıştır. Şimdi, Sosyal Sigortalar Kurumu açısından ifade etmem gerekirse, geçen yıl prim gelirleri ile giderleri arasında yaklaşık 5 katrilyon açık var. Peki, bunu SSK üzerinden yapmasak devlet, vatandaşlara vermiş olduğu bu hizmeti, mutlaka başka bir kurum kanalıyla yapmak zorunda. Dolayısıyla 'sosyal güvenlik açıkları' derken, 'SSK açıkları' derken, meselenin bu yönüne de bakmamız gerekiyor. Sosyal Sigortalar Kurumu, sosyal devlet olmanın gereğini, bir şekilde, 40 yıldır, 50 yıldır üstlenmiş ve bunu yerine getirmek üzere çalışıyor. Sosyal Sigortalar Kurumu'nu yargılarken, sosyal politikaları ve sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getiren bir kurum olduğunu da ifade etmemiz gerekiyor. Geçen yıl almış olduğumuz tedbirlerle Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bütçe açığındaki artış yaklaşık 4 kat azalmıştır. Belki de Sosyal Sigortalar Kurumu, yakın tarihinde ilk defa nakit bazda ek bütçe ihtiyacı duymayarak 2003 yılını kapatmıştır. Bütün bu tedbirlere rağmen hitap ettiği nüfusun fazlalığı dolayısıyla, elbette, prim gelirleri ile giderleri arasındaki bu dengesizliği de bir anda kapatmak mümkün değildir."
Bakan Başesgioğlu, bakanlığı döneminde, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Bağ-Kur Kanunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu gibi 6 önemli tasarının kanunlaştırıldığını hatırlatarak, yeni çıkan yasalarla birlikte, sosyal güvenlik kuruluşlarının yasal statüye kavuştuğunu belirtti. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun, bugün kapsamında bulunan 33 milyon nüfusa, yaklaşık 145 hastane, 10 bin hekim ve 34 bin civarında yatak kapasitesiyle hizmet vermeye çalıştığına dikkat çeken Bakan Başesgioğlu, Sağlık Bakanlığı'yla birlikte başlatılan "Ortak Kullanım Projesi" ile 1 Ocak 2004'ten itibaren tüm Türkiye'de, sigortalıların sağlık ocaklarına uğramaksızın ve sevke tabi olmaksızın, doğrudan doğruya devlet hastanelerine gitme imkanına kavuşturulduğunu vurguladı. Kamu Sağlık Tesisleri ortak kullanım projesinin bugüne kadar bu manada gerçekleştirilen en köklü proje olduğunun altını çizen Başesgioğlu, "Elbette, bu uygulamanın ilk başlarında bazı sıkıntıların doğabileceğini daha önceden öngördük. 33 milyon nüfusa, bir anda devlet hastanelerinden de yararlanma imkanını açmış olduğumuz için, başlangıçta uygulamada çeşitli sıkıntıların ortaya çıkması doğaldır ama her iki bakanlık, bu sıkıntıları gidermek için büyük bir gayret içerisindedir" ifadelerini kullandı.
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞTİRİLMESİ Başesgioğlu, hastanelerinin yoğunluk sebebinin fiziki imkansızlıktan kaynaklandığını vurgulayarak, artan nüfus karşısında yeni hastanelerin yapılması noktasında geç kalındığına işaret etti. Başesgioğlu, SSK'da yeni yatırım yapılmadığı gibi uzman hekim ve diğer sağlık personelinin de alınmadığını söyledi. Kısa vadede tüm kamu hastanelerini ortak kullanıma aldıklarını ve Devlet Demir Yolları'nın 4 hastanesini de SSK bünyesine kattıklarını ifade eden Başesgioğlu, yoğunluğu azaltmak için ve hastaların rahat muayene olması için mesai süresini 4 saat artırdıklarını kaydetti. Sigortalıların, yapılacak paket anlaşmalar çerçevesinde, özel sağlık tesislerinden de yararlanma imkanını getirmeye çalıştıklarını belirten Başesgioğlu, ilaç konusunda sıkıntıların olduğunu ve bunu gidermek için de sektörle bir arayış içerisinde olduklarına dikkat çekti. Başesgioğlu, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun kaldırabileceği mali yük çerçevesi içerisinde sektörle bir anlaşma yapabildikleri takdirde, sigortalıların da serbest eczanelerden yararlanabileceğini söyledi. Esas olanın, sosyal güvenlik sisteminin geleceğe sağlıklı bir şekilde aktarılması meselesi olduğuna işaret eden Başesgioğlu, şunları söyledi:
"Acil Eylem Planı'nda öngörüldüğü şekilde, sosyal politikalar üç temel ayak üzerine oturtulmuştur. Bunlardan birisi genel sağlık sigortasıdır. Bir diğeri birleştirilmiş emeklilik sistemidir. Bir üçüncü ayak da sosyal yardım ve hizmet kurumlarının birleştirilmesi meselesidir. Bu konuyla ilgili çalışmalar bittikten sonra ilgili tarafların görüşleri alınacak. Sosyal güvenlik sistemi bugün sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın tartıştığı önemli ve güncel bir konudur. Biz Türkiye olarak, bu konuda geç kalmak istemiyoruz ve sosyal güvenlik sistemimizi, şu andaki mevcut sıkıntılarını gidererek, önümüzdeki yıllara, önümüzdeki on yıllara sağlıklı bir şekilde devretmek için gayret içerisindeyiz."
