Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Yargının içinde çok net bir şekilde, Pensilvanya ile irtibatlı olan bazı kişiler var ve oranın irtibatına göre hareket etmeyi, kendilerini cennete gönderecek büyük bir ibadet gibi görüyorlar. Anayasa'ya ve yasaya aykırı hareket etmek onlar için önemli değil, çünkü başka bir yere sadakat var." dedi.
Bozdağ, TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen, Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Bozdağ, yargıda yaşanan sorunların herkesin ortak sorunu olduğunu söyledi.
Bu sorunları çözme konusunda fikir birliği oluşmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu kaydeden Bozdağ, yargıda uzlaşmanın rahatlıkla yapılabileceğini belirtti. Bekir Bozdağ, "Çünkü siyasi partilerin bu konudaki yaklaşımlarını ben de inceledim. Sadece Uzlaşma Komisyonu değil, seçim beyannamelerine de baktığımızda esasında, HSYK ile ilgili kısım dışında pek fazla bir ihtilaf gözükmüyor. Sadece HSYK üyelerinin seçilme yeterliliği için aranan nisapta tartışma var." diye konuştu.
Bozdağ, HSYK'daki bu seçim usulünün iki seçimde de yargıyı ayrıştırmaktan, karşı karşıya getirmekten, kutuplaştırmaktan ve yargının tarafsızlığına gölge düşürmekten başka bir sonuç doğurmadığını, üçüncü seçimde de doğurmayacağını söyledi.
- "Yanlışı Bağdat'a kadar götürmeyelim"
HSYK üyelerinin de aynı düşünceyi paylaştığını belirten Bozdağ, şunları kaydetti:
"Geçmişte böyle bir düzenleme; 'çoğulcu ve demokratik temsil olsun, tek tip yapı olmasın, herkes beraber otursun daha demokratik ve isabetli kararlar versin' diye iyi niyetle yapıldı. Yargıyı birilerine teslim etmek maksadıyla yapılmadı ama maalesef ortaya çıkan sonuçlar, bu iyi niyeti doğrulayan sonuçlar olmadı, hiç arzu etmediğimiz sonuçlar çıktı. Onun için, yanlışın Bağdat'a kadar gitmesini seyretmek, yanlışı seyredenlere daha büyük zarar verir. Bu yanlışı Bağdat'a götürmeyelim, yolda nereden döndürürsek kardır diyorum. CHP'li, MHP'li ve HDP'li arkadaşlarımızın olumlu yaklaşım ortaya koymalarından da önümüzdeki süreç için büyük bir memnuniyet duydum. Buradaki görüşleri Sayın Başbakanımıza da arz edeceğiz. İnşallah gelecek süreçte, genel başkanlar da aynı yaklaşımları ortaya koydukları zaman mutlaka beraber bir yol bulur ve bu konudaki düzenlemeyi yaparız diye umut ediyorum."
- "Anayasa ve yasalara bağlılık..."
Adalet Bakanı Bozdağ, Yargıtay, Danıştay üyeleri, diğer yüksek mahkemelerde görev yapan hakimlerin görevlerini yaparken Anayasa'ya ve yasalara bağlı olmasının önemine işaret etti.
Anayasa'nın 138. maddesinin, yargı görevi yapanların Anayasa, hukuk ve kanun dışında hiçbir yerle vicdani bir bağ içerisinde olmasına izin vermediğini kaydeden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes açık açık söylemese de söylese de bir gerçeğimiz var; yargının içinde çok net bir şekilde Pensilvanya ile irtibatlı olan bazı kişiler var ve oranın irtibatına göre hareket etmeyi kendilerini cennete gönderecek büyük bir ibadet gibi görüyorlar. Anayasa'ya ve yasaya aykırı hareket etmek onun için önemli değil, çünkü başka bir yere sadakat var. Herkes bu gerçeği görüyor; devlet, siyasi partiler, HSYK, hukukçular ve akademisyenler bunu görüyor. Yargının içinde tarafsızlığını ve Anayasa'ya sadakatini yitirmiş bu yapıyı geleceğe taşımak, bu ülkeye de hukuk devletine de yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına da en büyük zararı verir."
Bozdağ, bu tasarının Anayasa'ya aykırı bir yönünün olmadığını söyledi.
- "Görev süresine ilişkin düzenleme yapılması"
Anayasa'nın, Danıştay ve Yargıtay ile ilgili düzenleme yapma yetkisini yasa koyucuya verdiğini ifade eden Bozdağ, "Anayasa'da bu konuda negatif bir düzenleme olmadığına göre, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süresine ilişkin düzenleme yapmak yasa koyucunun asli görevidir." diye konuştu.
Bozdağ, Danıştay ve Yargıtay üyelerinin görev süresini 12 yıla çeken hükmün, Anayasa'nın, yasamanın takdirine bıraktığı konulardan birisi olduğunu bildirdi.
Bu düzenlemenin, hakimlik ve savcılık teminatına ilişkin Anayasa'nın 139. maddesinin ortaya koyduğu bütün kriterlere dikkat edilerek hazırlandığını vurgulayan Bozdağ, "Hakim ve savcılar arasında, Yüksek Mahkeme ya da diğer mahkeme üyeleri şeklinde bir hiyerarşi yok. Fiili bir durum var ama resmi bir hiyerarşi yok. Birinci gün göreve başlamış bir hakimle, Yargıtay'ın başkanı arasında bir hiyerarşiyi bizim hukukumuz öngörmüyor. Sadece ilgili kanuna göre hakimler üçüncü sınıf, ikinci sınıf, birinci sınıfa ayrılmıştır. Bu sınıf sistemi, hakimler arasında hiyerarşik bir ilişki bulunduğu anlamını taşımamaktadır. Birinci sınıf hakim herhangi bir mahkemede görevlendirilebileceği gibi asliye ceza mahkemesinde, üçüncü sınıf hakim ağır ceza mahkemesinde görevlendirilebilir; bunlar birbirini de denetleyebilir." ifadesini kullandı.
- "Yargıtay'da 1 milyon 260 bin dosya var"
Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı Vuslat Dirim, şu anda Yargıtay'da 1 milyon 260 bin dosya olduğunu belirterek, bu düzenlemeden sonra Yargıtay'ın içtihat mahkemesi olacağını, gerçek işlevini yapmaya başlayacağını söyledi. Dirim, "Ama bu sancılı olacak. Çünkü, daire ve üye sayısı azalıyor. Fakat 3 yıl gibi kademeli bir geçiş öngörülmesi işi kolaylaştırıyor." dedi.
Danıştay Genel Sekreteri Enver Kaya ise şu anda Danıştay'da 209 bin dosya olduğunu, artık tamamen yerel mahkeme gibi çalışmaya başladıklarını belirterek, tasarıyı desteklediklerini kaydetti.
Müzakerelerin ardından, CHP'nin, tasarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ilişkin önergesi kabul edilmedi.
Tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan tasarının müzakeresine, yarın maddeler üzerinden devam edilecek.