Ankara - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Almanya'daki Deniz Feneri Davası ile ilgili olarak, "Bu tablo karşısında derhal, kaçınılmaz olarak Zahid Akman ayrılmalıdır ve ciddi bir şekilde, güvenilir bir hukuk süreci başlatılmalıdır. Bu konu Türkiye'yi mahcup etmeyecek bir şekilde, Türkiye ayağı Almanya'ya paralel olarak aydınlatılabilmelidir" dedi.
Sky Türk televizyonunda "Meclis Kulisi" programına katılan Baykal, dün sonuçlanan Almanya Deniz Feneri Davası ile ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, ciddi bir hukuk devletinde ve çağdaş bir demokraside bir dava nasıl incelenir, iddialar nasıl ortaya konulur, yargılama nasıl yapılır ve kimsenin
itiraz edemeyeceği bir sonuç nasıl ortaya konur, bunun mükemmel bir örneğinin görüldüğünü söyledi.
Bu davanın Almanya'nın en büyük yolsuzluklarından birisi,ama bağışı yapanların, toplayanların, kuryelerin Türk, organize edenlerin ise Türklerin oluşturduğu kuruluş olduğunu anlatan Baykal, şunları kaydetti: "Almanya kendi coğrafyasında, kendi topraklarında bu iş yapıldı diye ayağa kalkıyor. Hayranlıkla izlediğimiz bir yargılama sistemiyle net bir sonuca kısa sürede ulaşıyor, ama bizimle bu kadar ilgili bir konuda, bir ayağı burada olduğu halde hala kıpırdayabilmiş değiliz. 'Bize bir şey söylenmedi' diyor bizimkiler. Almanlara birisi bir şey söyledi de mi oldu? İlla birisinin bir şey mi söylemesi mi lazım? Sen devlet değil misin, yolsuzluğu sezemiyor musun, göremiyor musun? Bak Almanlar gördüler, üzerine yürüdüler, kanıtladılar, mahkum ettiler. Sen farkında değil misin? Bu yolsuzlukların arkasında neylerin yattığından bilgi sahibi değil misin? Devletin bütün olanakları senin elinde. Elin Almanı fark ediyor, sen niye fark etmiyorsun? Bu dramatik bir tablo."Alman mahkemesinin kararının Türkiye'yi hedef gösteren, suçlayan bir karar olduğunu savunan Baykal, kararda, "Asıl suçluların Türkiye'de olduğu"nun yer aldığını ileri sürdü.
Baykal, bunun yönetimi, iktidarı, idareyi ve yargıyı töhmet altında bıraktığını, Türkiye'nin bundan gerekli sonuçları çıkarması gerektiğini öne sürdü. Hukukun işlemez hale getirildiğini ileri süren Baykal, "Hukuka gelmeden senin yapman gereken var. RTÜK Başkanı hakkında Alman Mahkemesi 'elebaşlardan birisi odur' diyor. Ne olacak şimdi? Orada Zahid Bey kalacak mı? Kalmaya devam edecek mi? Böyle bir şey olabilir mi?" görüşünü savundu.
Bir süre önce yapılan değişiklikle RTÜK başkanının yargılanmasının başbakanın iznine bağlandığını kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan'ın burada ona sahip çıkma, kabadayılık yapıp 'vermem, yedirmem' falan demesi mümkün değildir. Bu tablo karşısında derhal, kaçınılmaz olarak Zahid Akman ayrılmalıdır ve ciddi bir şekilde, güvenilir bir hukuk süreci başlatılmalı, bu konu Türkiye'yi mahcup etmeyecek bir şekilde, Türkiye ayağı Almanya'ya paralel olarak aydınlatılabilmelidir. Ben bunu bir genel talep olarak söylüyorum, ama bunun böyle işleyeceği konusunda umutlu olduğumu maalesef söyleyemiyorum. Türkiye'de bu işin çığırından çıkmakta olduğunu, hukuk devletinin çok ciddi şekilde yaralanmış olduğunu, hukukun Türkiye'de işlemesinin olağanüstü güç noktaya geldiğini görüyoruz."
İnsani ilişkiler
727. Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Söğüt Şenlikleri'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile basına da yansıyan samimi görüntüleriyle ilgili bir soru üzerine Baykal, insani ilişkilerle siyasi çalışmayı birbirinden ayırdığını belirterek, kim olursa olsun bir araya geldiği herkese nazik davrandığını söyledi. Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasının Türkiye için yanlış olduğu kanaati taşıdığını ifade eden Baykal, Türkiye'nin partizanlıktan, militanlıktan uzak, ülkenin yararlarını düşünerek hükümetin yanlışına fren olabilecek bir cumhurbaşkanlığına ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Bu zorunluluğun gereğinin yerine getirilmesi şartına sahip olunmadığını savunan Baykal, "İnsan olarak kendisiyle bir problemim yok. Bir araya geldik mi konuşuruz, tatlı tatlı gülüşürüz. Ayrı bir iş" dedi. Baykal, söz konusu törenlerde Gül ile protokoldeki yerlerini aldıktan sonra aralarında geçen konuşmayı, şöyle aktardı:"Sayın Mehmet Sevigen de gelmişti, onunla da selamlaştı. Bana eğildi, 'Mehmet Sevigen'in saçlarında son zamanlarda bir gürleşme görüyorum' dedi. 'Tabii çağdaş teknolojinin imkanlarına ilgisiz kalamıyor herkes' dedim. Böyle gülüşüldü. Olay budur. Sadece Mehmet Sevigen'in saçlarındaki gürleşmeyle ilgili... Şakalar falan da yapıyor, ben de o şakaya karşılık veriyorum. Bundan daha doğal ve insani ne olabilir?"