10 aracı kurumun portföyündeki hisseler

Global piyasalarda krizin baskısı azaldıkça, kabuğuna çekilmiş hem kurumsal hem de bireysel yatırımcılar, ürkekçe de olsa gelişmekte olan piyasalarda boy göstermeye başladı. İMKB Ulusal 100 Endeksi’nde tarihi rekorların kırılmasının nedenlerinden biri de bu. Fakat 60 bine dayanan bu yükseliş dalgası kalıcı mı, yoksa bir portföy boşaltma operasyonu mu? Endeks bu kadar yükselmişken portföyleri hangi yönlerden gözden geçirmek gerekir? Yeni dönemde paranın en iyi kazanç elde edebileceği durak neresi?

Reklam
Reklam

Ekonomist'in haberine göre, İMKB son haftalarda rekor üstüne rekor kırarak 60.000 seviyesini zorluyor. Daha önceki hedeflerinde 60.000 seviyesine işaret eden uzmanlar, hedeflerini değiştirerek şimdi orta uzun vadede 66.500 seviyelerini telafuz etmeye başladı.

Ancak olası kâr satışlarına da dikkat çekiliyor.Piyasalarda çok dramatik değişiklikler olmasa da, faiz ve dövizde yaşanan inişli çıkışlı seyir, beklentilerin yönünü hızla değiştirebiliyor. Endeks, 60.000 seviyesine doğru ilerlerken ve döviz ile faizde volatil hareketler yaşanırken, yatırımcıların yeni bir strateji belirleyerek yola devam etmeleri kaçınılmaz. Çünkü borsadaki bu rekor yükseliş tüm yatırım araçlarındaki dengeler ve beklentileri de alt üst ediyor. Örneğin bu yükselişin yabancıların bir “portföy boşaltma” operasyonu olduğunu ileri sürenler var. Yani borsayı çok cazip bir noktaya getirip, daha da kazanç olacağı beklentisi oluşturarak DHL ve benzeri duraklardaki yatırımları borsa çekmek ve sessizce portföy boşaltmak… Bu, geçmişte olmamış bir şey değil. Bugün olur mu olmaz mı? Kimse bu soruya net yanıt veremez. Fakat yine de para piyasalarında dengeler yer değiştirirken, yatırımcılar olası kazançları kaçırmak, bazıları riskli, bazıları ise az riskli ama reel bir getiriyi de kapsayan bu kazanç oyunlarının dışında kalmak istemiyor.*****

Reklam
Reklam

Piyasaların röntgeni
İşte bu yatırımcılar için içinde geçtiğimiz bu dönemin röntgenini çekmeye çalıştık bu hafta. Borsadan faize, dövizden altına kadar birçok yatırım enstrümanı ile ilgili olarak, milyarlarca dolarlık portföylere yön verenlerin bu süreci nasıl yaşadıklarını araştırdık. Büyük aracı kurumların bu dönem için güvenerek portföylerine koydukları hisse senetlerini yine bu araştırmada bulacaksınız. Gelecek için önerdikleri hisseler de var. Yine öngörülerine güvendiğimiz yatırım uzmanlarından yatırımcılar için bir yatırım sepeti oluşturmalarını istedik. Yani ellerinde belli bir miktar parası olanların bu paranın ne kadarını hisse senedinde, ne kadarını döviz ya da altında tutmaları konusunda öneri aldık. Bunları ilerleyen sayfalarımızda bulacaksınız. Fakat önce borsada neler yaşandığını, her gün onbinlerce lot hisse senedine alış ve satış emri veren yatırım uzmanları ile konuşarak analiz edelim.

Reklam
Reklam

10 kurumdan öneriler
Önce 10 aracı kurumun borsayla ilgili değerlendirmelerine bakalım. Risklere dikkat çekenler kadar yükselişin sürmesini bekleyenler de var bugün borsada. Örneğin olası kâr satışlarına rağmen önümüzdeki günlerde endeksin 67.000 puana yükselebileceğini söyleyenler de bulunuyor. Bu nedenle model portföylerde aracı kurumların yüzde 25-30 oranında hisse tavsiye ettikleri görülüyor. Enflasyona endeksli bonolar, mevduat ve döviz varlıkların da portföylere konulması tavsiye ediliyor. Bunun yanında borsada fırsatları değerlendirme amacıyla bir miktar nakitte kalınması da öneriliyor.Hisse önerilerine bakıldığında ise 10 aracı kurum, toplamda 50 hisse senedini model portföyüne koyuyor. Bunlar arasında en çok önerilenler ise Halkbank, Türk Telekom, Tofaş, Anadolu Hayat Emeklilik, Aksigorta, TAV havalimanları, Trakya Cam, Enka İnşaat, Aygaz, Ford Otosan, İşBankası, Kardemir, Akçansa, Anadolu Sigorta, Koza Altın, THY, Turcas ve Tekfen. Trakya Cam 5 aracı kurumun listesinde yer alıyor. Üç aracı kurum Anadolu Hayat Emeklilik, Aksigorta, Halkbank, Tofaş, Aygaz, Tav Havalimanları, Kardemir ve Enka İnşaat’ı öneriyor. İki aracı kurum ise Tekfen, Türk Telekom, Tüpraş, YKB, İş Bankası ve THY’de tavsiyede bulunuyor. Yeni zirve arayışında olan hatta orta-uzun vadede 67.000 seviyeleri hedef gösterilen İMKB’de olası kâr satışlarında ise 57.600-56.000’ler görülebilir. Hatta teknik olarak 53.000-52.000 seviyelerine kadar düzeltmelerin olabileceği anlatılıyor.*****

Reklam
Reklam

Profesyonel yardım alın
Endeks için hedef değerinin 62.000-64.000 seviyeleri olduğunu söyleyen Ata Yatırım Araştırma Müdürü Nergis Kasabalı, “IMKB’ye bakışımız şu an için olumlu, bu ortamda endeks 60.000’i geçebilir ama küçük tasarruf sahiplerinin bu seviyelerde direkt yatırım yapmaları yerine yatırım fonlarını veya diğer profesyonelce yönetilen enstrümanları tercih etmelerini öneririz” diyor.Borsada 60.000 seviyesinin aşılabileceğinde hemfikir olan Ak Yatırım Araştırma Müdürü Erkan Savran da yurt dışı piyasalardaki yukarı momentumun devamı ve İMKB şirketlerinin ilk çeyrek kârlılıklarının olumlu bir görünüm sergilemesinin bunu sağlayabileceğini söylüyor. 60.000’in aşılması durumunda teknik olarak 61.500 ve 64.500 dirençlerinin gündeme gelebileceğini ifade eden Erkan Savran, teknik olarak aşağı tarafta ise 58.000 desteğinin önemli bir seviye olduğunu söylüyor.

Hedef fiyatlara yakınız
Oyak Yatırım Araştırma Müdürü Cemal Demirtaş’a göre hisseler yüzde 5 kadar daha yukarı potansiyel taşıyor. O nedenle Cemal Demirtaş, endekste artık bu seviyelerden düşüş bekliyor. Endekste yüzde 15 civarında gerileme olabileceğine dikkat çeken Cemal Demirtaş, “Hisse bazlı hareketler yine yaşanır ancak değerlemelerimize göre satış geleceğini düşünüyoruz. Bu seviyelerden alım önermiyoruz ama beğendiğimiz relatif hisseler var. Bunlar Anadolu Hayat Emeklilik, Arçelik, Halkbank Selçuk Ecza, Tekfen, Tüpraş, Türk Traktör” diyor.*****

Reklam
Reklam

Sabit getiri tercihi
Faiz tarafına bakıldığında ise mevduatın getirisi kadar, vadesiyle de yatırımcıların gözdesi olduğuna dikkat çekiliyor. Diğer taraftan, krizle birlikte öne çıkan eldeki parayı korumaya dönük istekle birlikte, anapara korumalı ve garantili fonlara kayış olduğu teyit ediliyor. Her ne kadar borsadaki son yükselişle birlikte ileriye yönelik potansiyel birleşince hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarının ağırlığının arttığı söylense de, burada yatırımcının hala çekinceli davrandığı da ekleniyor.“Uzun vadeli faiz getirili enstrümanları bu seviyelerden yatırım için çok güçlü alternatif görmüyoruz” diyen İş Yatırım yurtiçi piyasalar müdür yardımcısı Yasin Demir, mevduattan çıkan paranın, vergisel avantajlara göre yatırım fonlarına ya da Hazine bonolarına yönelebileceğini söylüyor. Ancak yatırımcının yerleşmiş risk algısı açısından burada önemli bir dönüşüm öngörmediklerini belirten Demir, yatırımcıların sabit getirili ürünlerden uzaklaşmayacağını ifade ediyor.Tahvil/bono ve mevduat tarafında çift haneli faiz ihtimali yılın sonlarına bırakılmış görünüyor. Merkez Bankası’nın çıkış stratejisini aceleye de gerek olmadan yavaş yavaş uygulamaya koyacağının anlaşıldığını söyleyen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Mert Yazıcıoğlu, bunun aynı zamanda faizlerde düşüş döneminin sona erdiğini gösterdiğini belirtiyor. Buradan hareketle, tahvil/bono faizinde de politika faizine ilişkin kararlara bağlı bir seyir beklentisinin korunduğu söylenebilir.

Reklam
Reklam

Mevduattan fonlara kayış
Merkez Bankası’ndan bir faiz artırım kararı gelene kadar, bu yılın başından bu yana görülen bir puanlık bant içindeki hareketin devam edeceğini belirten Garanti Portföy stratejisti Tolga Macit Güsar, düşük faiz ortamının ve yükselen hisse senedi fiyatlarının yatırımcıların ilgisini sabit getirili enstrümanlardan hisse senedi içeren A tipi, B tipi fonlar ve korumalı fonlara kaydırdığını tespit ettiklerini söylüyor. Buna karşın Güsar’a göre, Türkiye’de faize dayalı enstrümanlar bir süre daha yatırımcı tercihlerinde ön planda olacak. Merkez Bankası’nın yıl sonuna kadar 100-250 baz puan arasında faiz artırımına gidebileceği tahmin ediliyor. Bu artırımların 2011’de de devam edeceği beklentileri de mevcut. Bu doğrultuda bu yıl sonuna doğru yüzde 10.5 civarında bileşik bir faiz görülmesi de yine güçlü bir ihtimal olarak sayılıyor. Bu dönemde stratejilerinde anapara korumalı fonlara ağırlık verdiklerini belirten Fortis Portföy fon direktörü Cenk Aras, A tipi fonlarda potansiyel yüksek olmasına rağmen, yatırımcılar bu fonlara girmeye çekindikleri tespitini yapıyor.*****

Reklam
Reklam

Dövizde tercihler değişmiyor
Döviz tarafında ise değişimlerin dışarıda ABD ve Avrupa ekonomilerine bağlı seyri devam ediyor. Bu durum, Yunanistan’ın durumuna ilişkin net sonuçlar alınmadan ve diğer Euro bölgesi ekonomilerine ilişkin dile getirilen olumsuz ihtimaller bir ortadan kalkmadan da değişeceğe benzemiyor. Yunanistan’a yardım konusunda ortaya çıkan rakamlara karşın, süren belirsizlik hali Euro’daki yükselişi sınırladığı gibi, ABD cephesinden gelen karışık veriler de kesin yön tayinini zorlaştırıyor. Gelişmelerin, yatırım tarafında ise ciddi boyutta değişikliklere yol açmadığı belirtiliyor.

Düzlüğe çıkış
Ancak Avrupa ekonomilerine yönelik giderilemeyen kaygıların, önümüzdeki dönemde de Euro’yu baskı altında tutmaya ve doların güçlenmesine neden olması ihtimali güçlü. İçerde ise kurun bu yıl hem dış hem iç olumsuzluklar biraraya geldiğinde bile 1.55’i geçmekte zorlandığına dikkat çekiliyor. Eğer Avrupa tarafında piyasaları da rahatlatacak bir ‘düzlüğe çıkış’a dair somut işaretler gelirse, Euro’nun kısa vadede 1.39 ve üzeri seviyeleri görmesi mümkün görülüyor. Bu seviyeler, dolar/TL’de de yeniden 1.45 ve altı seviyeler için beklentileri canlı tutuyor. Yine de uzun soluklu bir yükseliş ihtimalinin önünü, FED’in ABD ekonomisinde olumlu gelişmelerle birlikte faiz artırım sürecini başlatacağı beklentisi kesiyor. İçerde yurt dışı gelişmelere bağlı değişimler yaşanırken, TL’nin güçlü kalmaya devam edeceği görüşleri ön planda olmaya devam ediyor. Geçen hafta yabancı kurumların TL tavsiyesi de kurdaki gerilemeyi beraberinde getirdi.*****

Reklam
Reklam

Dalga boyu kısa
Yurtdışı piyasalarda krizden çıkışın yarattığı olumlu havanın devam edeceği durumda yukarı yönlü bir baskının oluşmasının zor olduğunu söyleniyor. Türkiye ekonomisinde beklenenden hızlı toparlanma olursa sermaye akımlarının artması sonucu TL’de hızlı bir değer artışının gündeme gelebileceğine işaret ediliyor. Siyaset cephesinde yaşanabilecek olası gerilimler ise TL’de değer kaybına yol açabilecek iç faktörler arasında.

Yurt dışından gelecek kaynaklar, dolar/TL kurunda yaşanabilecek gerilemenin en önemli sebebi olarak görülüyor. Ayrıca, hisse senedi ve tahvil/bono piyasalarından kuru belirgin şekilde yukarı hareket ettirecek yabancı çıkışlarının olması ihtimali de zayıf bir ihtimal olarak değerlendiriliyor. Sonuç olarak, dövizde beklenti olası hareketlerde dalga boyunun kısa olacağı yönünde. Öte yandan, uzman görüşleri dolar, Euro ve diğer para birimlerinin her geçen gün yatırım aracı olmaktan çıktığında birleşiyor. Bu para birimlerindeki yüksek volatilitenin, hisse senedi gibi spekülasyon aracı olmalarına sebep olduğu da belirtiliyor. Yatırım tarafında “TL’de kalma” önerisi yine ön planda ancak döviz tercihi bulunanlar için dolar daha rasyonel bir seçim olarak kabul ediliyor. “Varlık barışı nedeniyle olduğunu düşündüğümüz bir döviz girişi eğilimi gözlemliyoruz” diyen Ak Portföy Genel Müdür Yardımcısı Ertunç Tümen, bu faktörden bağımsız olarak gelişmekte olan ülke para birimlerinin değerlenme eğiliminin sürdüğünü belirtiyor. Tümen, “Bu açıdan kurda geçici dalgalanmalar yaşansa da uzun vadede TL'nin döviz kurları karşısında yatay bir seyir izlemesini, TL yatırım araçlarının getirisinin dövizin üzerinde kalmasını bekleyebiliriz” diyor.

Altına iki yönlü talep
Her dönem koruyucu bir yatırım aracı olarak görülen altın, son dönemde uluslararası piyasalarda Euro/dolar paritesi ekseninde yaşanan bir ileri bir geri harekete bağlı hareket ediyor. Ancak doların değer kazandığı zamanlarda da genel hareket olan altın fiyatlarında düşüşün çok da güçlü olmadığı görülüyor. Altına ve altına dayalı enstrümanlara yatırımlarda ‘uzun vade’ vurgusu bu açıdan önemli olmaya devam ediyor. Yatırımcıların altın fiyatlarındaki son düşüşün ardından pozisyonlarını artırdığını gözlemlediklerini belirten Finansinvest yatırım danışmanlığı birim yöneticisi Berna Seher Özdemir, “Altın fiyatlarının önümüzdeki bir yıl boyunca güçlü kalacağı ve buna bağlı olarak da özellikle altının yükselişine odaklı Goldist gibi enstrümanların ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz” diyor.*****

Beklentiler
• 2010 ilk çeyreğinde şirket kârlarında 2009 aynı döneme göre önemli toparlanma olabilir.
• 28 Nisan ABD MB toplantısında faiz oranında değişiklik beklenmiyor. En erken artış beklentisi Ağustos gösteriliyor.
• Şirket sahiplerinden hisse satışının ve halka arzların devamı piyasaları hareketlendirebilir.
• Endekste yüzde 45’e yakın ağırlıktaki bankaların birinci çeyrek kârlarında önemli artış olabilir.
• Merkez Bankası’nın döviz alımları yoluyla parasal genişlemeye devam etmesi bekleniyor.

Riskler
• Siyasi atmosferde artacak bir gerginlik piyasalar tarafından her an beklenen bir gelişme.
• Teşviklerin sona ermesi ile tüketimin yeniden azalması (otomotiv, beyaz eşya vb)
• FED’in faizleri beklenenden erken artırması, carry trade’in tersine dönmesini beraberinde getirebilir.
• Türkiye’de özel tüketim harcamalarının ÖTV ve KDV indirimlerinin sona ermesinin ardından zayıflaması.

“Endekste 75.000 öngörülerimiz var”
Halil Reçber / Anadolu Yatırım Teknik Stratejisti “Endeksin 48.000 seviyesinden itibaren kademeli olarak 60.000 hedefimize ulaştığını görüyoruz. Yükseliş hareketinin kısa vadede son satış fırsatları olarak gelişebileceğini tahmin ediyoruz. Çok sert dalgalanmalara ve sert satış görüntüsü şimdilik oluşmasa da temkinli piyasa moduna yönelik beklentimizi korumaya devam ediyoruz. Önce kısa vadede nisanın üçüncü haftası ile mayısın üçüncü ve dördüncü haftaları arasına kadar düşüş beklentimiz bulunuyor. Çünkü grafikteki gibi son yıllarda hep aynı trend görülüyor. Bunun ardından yine aynen grafiklerde olduğu gibi sert ve uzun vadeli yükselişler bekliyorum. İstatistiklere baktığımızda önce ortalama yüzde -15 ile 20 aralığında yani 54.000-52.000 bölgesine kadar düşüş olabilir. Ardından ralli, hazirandan itibaren başlayıp temmuz ve ekim aylarına kadar devam edecek. Burada endeks için 70.000 hatta 75.000 ihtimali öngörülerimiz dahilinde.” *****

5 PORTFÖY YÖNETİCİSİNDEN PORTFÖY ÖNERİLERİ
Piyasaların mevcut seyri ve beklentiler, tek bir yatırım aracına yatırımın doğru karar olmayacağını gösteriyor. Riski dağıtmak açısından da sepet yapmak en doğru tercih. Fon yöneticileri; bu dönemde değerlemeler itibariyle risklerin çok arttığına dikat çekiyor.Fon yöneticilerinin bu döneme ilişkin önerileri şöyle:

Ak Portföy - Ertunç Tümen: Yüzde 50 TL mevduat, yüzde 25 uzun vadeli bono, yüzde 15 hisse senedi (gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler), yüzde 10 anapara koruma amaçlı fonlardan oluşan bir sepet yapılabilir.

Fortis Portföy - Cenk Aras: Yatırımcılara yüzde 10 ila yüzde 25 arasında anapara korumalı fon taşımalarını öneriyoruz. Alınabilecek risk ölçüsünde A tipi fonların portföylerde taşınması mantıklı ama kesinlikle kayba tahammülü olmayan yatırımcılar, anapara korumalı fonlar, B Tipi tahvil-bono ve B Tipi likit fonlardan bir portföy oluşturabilir. B Tipi fonlarda, likit fon harici yatırımların biraz daha portföylerde arttırılması getiri potansiyelini arttırabilir. Faiz beklentilerine paralel, bir müddet daha kısa vadeli yatırımlar yapıp daha sonra yüzde 10 civarı bono alımında bulunmak en doğru strateji olacak.

Garanti Portföy - Tolga Macit Güsar: Türk ekonomisinin büyüme potansiyeli dikkate alındığında, hisse senetlerindeki olası düşüşleri yatırımcıların alım yönünde fırsat olarak kullanabileceklerini düşünüyorum. Buna ek olarak, yatırımcılara önümüzdeki dönemde TL ağırlıklı yatırımlara yönelmelerini ve portföylerinde kısa-orta vadeli bonolar bulundurmalarını önerebilirim.

İş Yatırım - Yasin Demir: Dolar, Euro, hisse senedi gibi ürünleri yüksek volatilitelerinden dolayı riskli ürünler sınıfında değerlendiriyoruz. Yatırımcıların TL cinsi yatırım araçlarında kalmalarını öneriyoruz. Kısa ve orta vadeli Hazine bonoları ve bunlara yatırım yapan yatırım fonları, bu dönemde önereceğimiz sepette yer alıyor. Daha çok risk arayan yatırımcılara, ekonomilerdeki toparlanma beklentilerine paralel olarak kıymetli maden, emtia ya da bunlara yatırım yapan fonları önerebiliriz. Strateji Menkul - Bülent Topbaş: Ortalamada portföylerde yüzde 15-35 hisse olmasını öneririm. Enflasyona endeksli tahvillerde reel faiz oranı yüzde 3’ün üzerinde, TÜFE’ye endeksli tahviller TL için iyi bir yatırım aracı. Portföyün kısa vadeli likidite ihtiyacı haricindeki kısmını da bu yatırım aracına ayırırdım. Yönetim ücreti yüksek olan likit fonlardan ise artık uzak durulmalı. Yatırım sepetine hisse de koyulmalı. Ama doğası gereği hisse yatırımı volatildir ve yatırımcı kısa vadede değer kayıplarıyla karşı karşıya kalabilir.*****

“Mevduatın tahtı sallanmıyor”Mert Yazıcıoğlu / Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı “Mevduat bizim klasik ve temel yatırım aracımız. Ne bu özelliğini yitiriyor ne de yapısı değişiyor. Dolayısıyla her ne kadar yeni yatırım ürünleri piyasaya çıkıyor olsa da kısa dönemde mevduatın tahtında bir sallanma olmayacağı görülüyor. 2009’da yurt içi yerleşiklerin bono portföylerinin arttığını gözlemledik. Ana para korumalı fonlar da yeni ve ilgi çekici ürünler. Ayrıca İMKB’deki bireysel yatırımcıların sayısı da artıyor. Uzun bir aradan sonra ilk şirket tahvili halka arz edildi. Ancak hiçbiri mevduatın tahtını sallayamıyor.”

“Yabancı ilgisinde ciddi artış var” Ertunç Tümen / Ak Portföy Genel Müdür Yardımcısı“Özellikle yabancı yatırımcılardan 5 ve 10 yıllık Hazine bonolarına ciddi anlamda bir ilgi artışı görüyoruz. Hazine de bu ilgi sayesinde borç stokunun vadesini uzatma imkanı buluyor. Bu eğilim, Türkiye açısından risk priminin daha da geri gelmesini sağlayacak. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın gevşek para politikasından daha nötr bir para politikasına geçmesini bekleyebiliriz. Bu değişim, getiri eğrisinde uzun vadeli bonoların getirisini daha cazip hale getirebilir.”

“62.500 seviyeleri denenecek”Arzu Odabaşı /Global Menkul Değerler Stratejisti“Borsada 62.500 seviyesinin deneneceğini düşünüyorum. Borsada alım önermeye devam ediyorum. ABD ve Türkiye’nin ilk çeyrek büyüme beklentisine ait olumlu tahminler, hisse senedi piyasalarında alımlara devam etme beklentimizi güçlendiriyor. Ayrıca olası bir referandum beklentisi de yerli ve yabancı yatırımcılar için yine önemli bir yatırım fırsatı doğuruyor. Yatırımcılar risk anlayışına göre, yüzde 30 hisse senedi pozisyonundan, yüzde 70 hisse pozisyonuna kadar hisse alabilir.'