94 yıllık köftecinin büyük isyanı

3. Kuşak Sultanahmet Köftecisi Mehmet S. Tezçakın, ’Sultanahmet Köftecisi’nin ismini izinsiz olarak kullananların oluşturduğu pazarın büyüklüğünün 100 milyon liraya ulaştığını söyledi.

Tezçakın, bazı firmaların dükkanlarına kendi fotoğrafını bile astıklarından şikayet etti.

Sultanahmet köftesinin patentinin, İnegöl ya da Akçaabat köftesi gibi coğrafi işaret olarak alınmadığını, isim ve marka kullanım hakkının yalnızca Tezçakın ailesine ait olduğunu ifade eden Tezçakın, "Semt adından esinlendim diyerek adımızı kullanıp tüketiciyi aldatıyorlar. Mazisi 3-5 yıl öncesine dayanan firmaların Sultanahmet köftesinin ününe leke sürmesine izin vermeyeceğiz. Nerede olursa olsun, eğer adında ‘Tarihi’ ibaresi bulunmuyorsa, kuruluş tarihi olarak da 1920 belirtilmiyorsa, o köfteci Tarihi Sultanahmet Köftecisi değildir, sunduğu da Sultanahmet köftesinden başka bir şeydir’’ dedi.

Reklam
Reklam

Tezçakın, bugüne kadar markalarını taklit eden onlarca işletme hakkında hukuki süreci başlattıklarını anımsatarak, şunları söyledi:

"Maddi ve manevi tazminat talebiyle açtığımız davalardan, bugüne kadar sonuçlananların tamamında lehimize karar verildi. Taklitçi firmalar birer birer kapanırken, onbinlerce lira da tazminat ödemeye mahkum oldular. Marka değerimiz korumak için davaları açmak zorunda olsak da insanların bu kadar yatırım yaptıktan sonra mahkeme kararıyla dükkânlarını kapatmaları bizleri üzüyor. Bugün kurumsal nitelikli bir köfteci dükkânının maliyeti lokasyonuna göre en az 300 bin TL’den başlar, milyon liraları aştığı bölgeler olur. Dükkan değeri ve franchise bedelleri üzerinden yaptığımız hesaplamada, Sultanahmet köftecisinin taklitlerinin oluşturduğu pazarın 100 milyon lira dolayında olduğunu belirledik."

BENİM FOTOĞRAFIMI BİLE KOYUYORLAR

Tezçakın, "İnternet sitelerine giriyorsunuz, benim aile tarihimi kendi tarihleri gibi anlatıyorlar. Dedemin fotoğrafını kullanmalarını artık doğal görüyorum da benim fotoğrafımı bile dükkânına asan taklitçiler var" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Türkiye’de 3 neslin üzerinde hizmet veren işletme sayısının özellikle de yeme-içme sektöründe iki elin parmaklarını geçmeyeceğini vurgulayan Tezçakın, "Saymak isteseniz akla öncelikle Şekerci Hacıbekir, Kurukahveci Mehmet Efendi, Vefa Bozacısı, Tarihi Sultanahmet Köftecisi olarak biz, bir de Karaköy Güllüoğlu gelir. Bu işletmeler, Türk mutfak kültürüne yön veren kuruluşlar. Bunların korunması, desteklenmesi gerekir. Ama maalesef böyle bir destek alamıyoruz. Hepimizin ortak derdi taklitçiler" dedi.