Güneydoğu Avrupa ile ilgili haberler veren Southeast Times haber sitesi Türk dizilerinin Balkanları nasıl fethettiğini haberleştirdi.
Binbir Gece Türkiye'de ilk kez 2006 yılında Kanal D'de gösterildiğinde, hikayesi ile hem skandal yarattı hem de izleyicileri oldukça etkiledi. Dizide, Şehrazat Evliyaoğlu adlı bir mimarın, çok hasta olan küçük oğluna ilik nakli yapılması için gereken para karşılığında, istemeden de olsa patronu Onur Aksal ile ilişkiye girmesi anlatılıyor. Zaman içinde ikilinin arasında bir aşk doğuyor.
Dizinin fanatiklerinden 32 yaşındaki İstanbullu iş kadını Banu Kılıç, "Daha önce hiç böyle bir dizi görmemiştik. 'Siz olsanız böyle bir teklifi kabul eder miydiniz?' İşte bu her kadın için zor bir soruydu," diyor.
Binbir Gece hayran forumlarından birinde yazan bir izleyiciye göre, diziyi bu kadar heyecan verici ve gerçekçi yapan şey, "başroldeki karakterin, kendi kendisinin öz annesi olduğunu öğrenmesi" gibi akıl almaz olayların yaşanmaması.
Dizi ekranlarda sona erse de, hikaye gerçek hayatta devam etti ve başrol oyuncuları Halit Ergenç ve Bergüzar Korel arasında bir ilişki başladı. Çift, 2009 yılında Ergenç'in eşinden boşanmasından kısa bir süre sonra evlendi ve bir erkek çocuk sahibi oldu.
Tekrar yayınları bile yüksek rating alan dizi, Türkiye'ye, özellikle de Binbir Gece'nin çekildiği yerlere yönelik ciddi bir ilgi yarattı. Turistler kendilerine özellikle dizi ve oyuncular hakkında içerden haberler verebilecek rehberler arıyor.
Hırvatlar "Onur"a hasta
En çok ilgi çeken kişi ise hikayenin ana karakteri Onur (Ergenç). Yaptığı ahlaksız teklife rağmen, pek çok kadına göre Onur ideal erkeği temsil ediyor.
34 yaşındaki personel şefi Nursel Onar, şöyle diyor: "Onur karakteri, her kadının istediği ve hayran olduğu özelliklere sahip: zengin, romantik ve birlikte olduğu kadına deliler gibi aşık. Binbir Gece, kadınlar için harika bir diziydi."
Onur'un mavi gözleri, Hırvat kadınlarını da büyülemiş. Dizi, RTL kanalında her akşam yayınlanıyor. Ergenç, geçtiğimiz ay Zagrep'i ziyaret ettiğinde, hayranları onu bir süperstar gibi karşıladı.
Onur çılgınlığı bütün magazin gazetelerini ve hatta daha ciddi çizgideki medyayı bile sarmış durumda. Konzum adlı süpermarketler zinciri için Zagrep'te bir reklam filmi çeken ve birkaç günlüğüne şirketin konuğu olan dizinin başrol oyuncuları, gittikleri her yerde hayranlarının sevgi gösterileri ile karşılaştı.
Satılık daire ilanı: Onur'un evinin neredeyse aynısı!
Peki bu popülerlik ne boyuta ulaştı? Zagrep'te geçtiğimiz ay çıkan bir satılık daire ilanında, dairenin "Onur'un evinin neredeyse aynısı olduğunun" belirtildiğini söylersek, durumu yeterince açıklamış oluruz herhalde.
Sırbistan'da pembe dizilerin 1990'lardan bu yana sadık bir izleyici kitlesi var. Çok kısa bir süre öncesine kadar Prva Srpska kanalında hafta içi primetime kuşağında yayınlanan Binbir Gece de en çok beğenilen dizilerden biriydi.
Dizi, 10 Aralık'ta sona erdi. Son bölümün yayınlanmasından sonra, Korel ve Ergenç TV kanalına konuk oldu. Oyuncuları posterlerle karşılayan izleyiciler, daha sonra onlarla tanışma fırsatı da buldu.
Bir Hırvat gazetesi ise çifti Brad Pitt ve Angelina Jolie ile özdeşleştirerek "Brangelina" benzetmesi yaptı
Türkiye'ye Şehrazat turları düzenliyorlar!
Türk yıldızlar Belgrad şehir merkezinde yürüyüşe çıkınca, onları gören hayranları şaşırdı ve sevindi.
Dizinin popülerliğini kazanca çevirmek isteyen bazı seyahat acenteleri, Şehrazat'ın İzinde adı altında Türkiye gezileri düzenliyor.
Prva Srpska web sitesindeki yorumlara bakıldığında, izleyicilerin de diziyle aralarında gerçek bir bağ kurdukları anlaşılıyor. İvana isimli bir kadın izleyici, şöyle diyor: "Yakışıklı Onur. Dizi harika! Umarım Onur sonunda mutluluğu bulur."
Sırbistan'ın en ünlü sohbet programlarından biri olan ve Binbir Gece ile aynı kanalda yayınlanan "Kapanış Saati Cumhuriyeti"nin sunucusu, yazar Zoran Kesiç ise dizilerle ilgili düşüncelerini şöyle anlatıyor: "İnsanlar pembe dizileri benimsiyor, çünkü bu dizilerde herkesin anlayabileceği günlük konulardan ve sorunlardan bahsediliyor. İnsanlar kalp kırıklığı, aldatma ve ihanet hikayelerini cazip buluyor."
Kesiç, kendi kaliteli televizyon programı kriterlerine uymadığı için dizi izlemediğini, ancak zamanını Onur ya da benzeri karakterlerin hikayeleriyle geçirenlerle de bir derdi olmadığını dile getiriyor.
Dudaktan Kalbe, Yunanlıları ekran başına kilitliyor
Yunanistan'da da Kesiç'in bahsettiği izleyici kesimine dahil pek çok insan var. Yunanlar ve Türkler arasında yüzyıllardır devam eden düşmanlık, pembe dizilere gelince geri plana itiliyor. Binbir Gece ve bir diğer Türk dizisi olan Dudaktan Kalbe, özel bir televizyon kanalı olan ANT1'de primetime kuşağında yayınlanıyor.
Türk dizileri, en çok 40-65 yaş aralığındaki izleyiciler tarafından takip ediliyor. Atinalı ev hanımı Eva, Binbir Gece dizisini, -- küçüklerin büyüklere, karı kocaların da birbirine saygı göstermesi gibi -- bir zamanlar Yunanistan'da yaşatılan gelenekleri gösterdiği için izlediğini söylüyor.
Yunanistan'ın geçmişini hatırlıyorlar
64 yaşındaki Yunan asıllı Amerikalı emekli Dimitri'nin Dudaktan Kalbe'yi izleme nedeni ise, dizinin kendisine Yunanistan'ın 70'li yılların başındaki halini anımsatması ve "çok hareketli olması".
Kendilerine Amerikan dizilerini niçin izlemediklerini sorduğumuzda ise, Dimitri'nin eşi Joanne, Türk dizilerinin kendi kültürlerine daha yakın bir gerçekliği olduğunu, "kendileri için bir anlam ifade ettiğini" belirtti.
50 yaşındaki memur Georgia da dizinin tek bir bölümünü bile kaçırmayanlardan: "Türkiye'ye gittiğimde ziyaret ettiğim yerleri televizyonda görebilmek harika. Dizide görülen sokaklarda bir zamanlar benim de yürüdüğümü düşünmek çok nostaljik bi duygu."
Propaganda amaçlı diyen de var
Ancak madalyona diğer yüzünden bakanlar da var. Ülkenin önde gelen gemicilik şirketlerinden birinin mali işler müdürü olan 43 yaşındaki Marios, "Bu tamamen propaganda amaçlı bir şey", diyor.
Saraybosna'daki Felsefe Fakültesinin iletişim bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışan Seyn Hüseyinefendiç ise şöyle düşünüyor: "Dizinin senaryosu, Türkiye'nin İslami yönelimli bir ülke olduğu ve Türk toplumunda kadının eğitimsiz, tutucu ve - ister kocası, ister babası, ister erkek kardeşi olsun - tamamen erkeğe bağımlı bir konumda olduğuna dair yıllardır devam eden basmakalıp fikirleri yıkıyor. "
"Güzel bir şekilde "paketlenip" parfümlenen, tasarım ürünü giysiler içinde ve cinsiyet/yaş/kültür etkenlerine uygun hale getirilmiş unsurlar, bölgede Türkiye'nin tanıtımını, resmi diplomasiden çok daha iyi yapıyor."
Komşu ülke Karadağ'da ise, Binbir Gece'nin birkaç ay önce TV Vijesti tarafından yayınlanmaya başlamasından bu yana her akşam sokaklar 45 dakikalığına boşalıyor. Diziyi hem kadın hem de erkek izleyicilerden oluşan geniş kapsamlı bir kitle izliyor.
İstanbul hayranlığı
Gazeteci İgor Pejoviç, diziyi her şeyden önce İstanbul'da çekildiği için sevdiğini söylüyor.
"İstanbul her zaman gitmek istediğim bir şehir," diyen Pejoviç, dizinin, Türkiye ile ilgili bazı önyargıları da yıktığını belirtiyor.
Onur çılgınlığı kitaba dönüştü
Dizi, -- kısa süreliğine de olsa -- çeviri işlerinde bir patlama da yarattı. Eylül ayı başında Türkçe kitapların çevirileri gecikti, çünkü sektörün tamamı, diziyi çeşitli dillere çevirip, bölgedeki Onur çılgınlığını paraya dönüştürmekle meşguldü.
Gazeteci Vesna Kukanova o süreci şöyle özetliyor: "Türkçe çevirmen bulamıyorduk; hepsi Türk dizisinin çevirisiyle uğraşıyordu."
Habere katkıda bulunanlar: İstanbul'dan Alexander Christie-Miller, Belgrad'dan Bojana Milovanoviç, Saraybosna'dan Bedrana Kaletoviç, Yunanistan'dan Maria Paravantes, Sibenik'ten Ksenija Jurkoviç, Üsküp'ten Klaudia Lutovska ve Podgorica'dan Nedjeljko Rudoviç)