BİR NEHİRKİ ÖMRÜM TUNCAY AKDOGAN

sonra farkettimki; Su akıyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor... Her şey yine ve aynı şekilde oluyor... Öyle bir yere geldim ki; Sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış... Üşümek ve sonra ısınmak gibi... Gitsem ayrılık olur, kalsam çöl.. Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenler de özler; Ama anladım ki; özlemden hiç kimse ölmüyor. Ama ben ölüyorum... Nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum. Anladım ki; hasret yeni bir aşka kadar sürüyor. Sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın... Su akıyor ve ben gidiyorum… Bir nehir ki ömrüm Taşır bin yıllık kavgasını Yurtsuz aşklarımın Bir nehir ki ömrüm Yüreğim baş eğmez bir haylaz Bir nehir ki ömrüm Buzun ateşe değdiği zaman Terin toprağa Gülün yaprağa Işığın suya değdiği zaman Dudaklarım gözlerinde Aşkı içeceğiz... Bir mavzer buğusunda Gözlerim kıyısında Hazarın büyüsünde Soğan kırıp zafere Aşkı içeceğiz...