Bu hafta piyasalar için kritik

Küresel piyasalar için önümüzdeki hafta kritik önem taşıyor. Önümüzdeki hafta döviz ve faiz oranlarında yine dalgalanmanın yoğun olacağını söyleyebiliriz.

Geçen hafta başından bu yana piyasalar 23 Ekim’de yapılacak AB zirvesi ve 3 Kasım’daki G20 toplantısına odaklanmış durumda.

Reklam
Reklam

Avrupa Kurtarma Fonu’na (EFSF) ilişkin yaklaşımlar, Yunanistan’nın borç sorununa çözüm ve Avrupa bankacılık sistemlerine destek konuları tartışmaların odağında. Bu konudaki asıl görüşmeler Fransa ve Almanya arasında sürmekte. Başta iki ülkenin anlaştığı haberleri piyasaları olumlu etkilerken, şu anda aralarında görüş ayırılıkları olduğu ve Pazar günkü zirveden birşey beklenmemesi gerektiği, liderlerin Çarşamba günü tekrar toplanacağı açıklandı.

Cumartesi akşamı Merkel ve Sarkozy’nin tekrar bir araya gelmeleri bekleniyor. Tabii bu çelişkili yaklaşım ve açıklamalar haftanın son günü itibariyle piyasalardaki dalgalanmanın sürmesine yol açtı.

Önümüzdeki hafta için ise Euro Bölgesi sorunlarına kapsamlı bir çözüm paketi getirilmesi beklentileri hala sürmekte ve bu inanç da piyasaları ayakta tutmakta. ABD ekonomisine ilişkin veriler ise karışık seyrini sürdürüyor.

Tüm bunlara rağmen Euro geçen haftalara göre daha sağlam bir durumda. Emtia fiyatlarında ise dalgalı bir seyir sürmekte. Euro/dolar paritesi 1.3880 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 76.20 dolaylarında. Altının onsu 1645 dolar civarında. Brent petrolünün varili 111, ABD ham petrolünün varili ise 87 dolar civarında.

Reklam
Reklam

YURTİÇİ PİYASALAR
Türkiye’deki ekonomik gelişmelere baktığımızda geçen hafta Temmuz dönemi işsizlik oranı, Ocak-Eylül bütçe verileri ve 2012 bütçe hedeflerinin açıklandı. İşsizlik ve dokuz aylık bütçe rakamları oldukça olumluydu ve beklentiler çerçevesinde geldi. 2012 bütçesine baktığımızda, dünya ve Türkiye ekonominin yavaşlama eğilimine girmekte olduğu düşünülürse hem gelir, hem de açık hedeflerini iyimser bulduğumuzu söyleyebiliriz.

Haftanın en önemli ekonomik gündem maddesi, Merkez Bankası’nın PPK toplantısı ve buradan çıkan kararlardı. Bankanın son döviz kuru yükselmeleri ve enflasyonist baskıların altında, politika faizini değiştirmemekle birlikte şimdiye kadar ki söylemini değiştirmesini bekliyorduk. Banka, bu beklentiye uyumlu olarak genişlemeci para politikası söylemini ve büyüme odaklı yaklaşımını tekrarlamadı, ancak bunun da bir adım ötesine giderek, daha şahin bir söyleme geçti ve gecelik faiz koridorunu yukarı yönde genişletti.

Reklam
Reklam

Bu da kısa vadede bankanın artık ucuz TL politikasına son verip, daha sıkı bir para politikasına gittiğine işaret etmekte. Banka önümüzdeki günler için ise piyasalardaki gelişmelere göre her türlü önlemi alabileceğini söyleyerek gerek döviz, gerek enflasyon konusunda daha temkinli bir duruşa geçti.

Şu an için bankanın eski yaklaşımlarını tamamen bırakması zaten düşünülemez, ancak enflasyonist baskıların artacağı ve döviz kurunda spekülatif baskının yükseldiği bir dönemde eski büyüme odaklı yaklaşımını sürdürmekte zorlanacağı bir gerçek. Bu kararlardan sonra zaten beklenildiği üzere faiz oranları arttı ve döviz kuru hafif geriledi. Bankanın küresel piyasaların oldukça dalgalı seyredeceği gelecek hafta da döviz satım ihalelerine devam edebileceğini tahmin ediyoruz.

PİYASALARI NELER BEKLİYOR?
Önümüzdeki hafta Ekim ayı kapasite kullanım oranları ve Eylül ayı dış ticaret verileri açıklanacak. Bu çerçevede dış ticaret açığındaki artış hızının azalmasını beklemekteyiz. Diğer taraftan, kapasite kullanım oranları ise ekonomideki yavaşlama konusunda yeni bir fikir verecek.

Reklam
Reklam

Önümüzdeki hafta döviz ve faiz oranlarında yine dalgalanmanın yoğun olacağını söyleyebiliriz.

Pazar günü yapılacak AB liderleri zirvesinde önemli bir karar çıkması beklenmemekle birlikte burada yapılacak hazırlıklar sonucunda Çarşamba gününe kadar liderlerin anlaşma ihtimali yüksek. Tersi bir durum ise piyasalar için bir çöküş olacak.

Bu nedenle hem döviz hem de kur tarafında iki senaryo olabilir. Herşeyin yolunda gittiği ve Euro Bölgesi liderlerinin kapsamlı bir çözüm planı konusunda anlaşmaya vardıkları bir senaryoda TL’nin biraz daha değerlenmesi ve gösterge faizin de hafif gerilemesi beklenebilir.

Bu çerçevede dolar/TL paritesinin 1.80-1.85 arasında dalgalanmasını beklemekteyiz. Gösterge bileşik faizin ise kısa vadede yüzde 9’un altına inme olasılığını düşük görmekteyiz.. Olumsuz senaryoda ise kur ve faizlerdeki yükselişin süreceğini tahmin edebiliriz.

T-Bank Baş Ekonomisti Dr. Veyis Fertekligil


Anahtar Kelimeler: