Bilecik’in düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yılı nedeniyle kutlama programı düzenlendi.Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan programın açılış konuşmasını yapan Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, kentte bundan 92 yıl önce şaha kalkan bir milletin bağımsızlığı uğrunda vermiş olduğu takdire şayan bir mücadeleyle, canları pahasına kendilerine vatan edindikleri ve miras bıraktıkları topraklarda, kurtuluş mücadesinin yeni bir yıl dönümünü kutlamanın gururunu yaşadıklarını belirterek, “Al bayrağımıza kanının rengini veren, hakkı ödenemez vatan evlatlarının ortaya koyduğu kutsal mücadele sonucu bugün bu kahramanların torunları olan bizler, bu cennet vatanda rahat ve huzurluyuz. Şanlı tarihimizde buna benzer nice zaferler kazanmış ve yaşanan sıkıntıları büyük bir mücadele örneği göstererek atlatmasını bilmiş, Türk milletinin neferleri olarak milli mücadele ve Kurtuluş hareketini bugün bir kez daha büyük bir minnetle ve gururla anmaktayız” dedi.Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Refik Arıkan ise, ’Kurtuluş Savaşı’nda Bilecik’ konulu bir konferans verdi. Konferansta, Bilecik’in savaşta çok şeyler kaybettiğini ve Edebali Vadisi’nde boynu bükük duran minarelerin, cami harabelerinin ve ev temellerinin şehrin kaderinin değişimin en güzel delilerinden olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Arıkan, "Savaş aynı zamanda yıkım ve ayrılık demektir. Savaş öncesi Bilecik’te çalışan onlarca ipek mancınığı susmuş, Bilecik’le meşhur kadifeler üretilmez olmuştur. Bir dönem ipekçilikle Bursa ile yarışan Bilecik, iktisadi olarak da savaş ile birlikte gerilemiştir. Diğer taraftan savaşın getirdiği şartlar ve sonrasında yaşanan mübadele ile birlikte, beraber yaşama kültürünün önemli merkezlerinden olan Bilecik’te gayrı Müslim tebaa ayrılırken bu sefer Balkanlardan koparılan Türkmenlerin onların yerini alması ile demografik yapı tamamen değişmiştir” şeklinde konuştu.SAVAŞ YILLARINDA BİLECİKSavaş yıllarında Bilecik’in, Anadolu için son derece önemli bir geçiş noktası olduğunu kaydeden Arıkan, ”Bilecik bir bakıma Anadolu’nun içlerine açılan kapı konumundaydı. İstanbul, Ankara demiryolu bağlantısı Bursa-Ankara karayolu bağlantısı ve daha içeriye giden bütün yolların kesiştiği nokta Bilecik coğrafyasından geçmekteydi. Yunanların Eskişehir hedefli ilerleyişi göz önüne alındığında, Bilecik’in önemi artmaktaydı. Bilecik coğrafyası bu stratejik konumundan dolayı itilaf devletleri tarafından kesinlikle hakim olunması elzem bir bölge konumundaydı. Bunun yanında Bilecik, milli mücadele sırasında bir taraftan İstanbul’dan Anadolu’ya kaçmakta olan tarafların geçiş güzergahı olurken, bir taraftan da milli mücadele için elzem olan silah ve cephanenin İstanbul ve çevresinde Anadolu içlerine sevkinde önemli bir stratejik rol üstlenmiştir. Bu nedenle Bilecik coğrafyası sürekli olarak Yunan birlikleri ile Türk kuvvetleri arasında el değiştiren bir coğrafya olmuştur. 1921-1922 yılları arasında üç kez işgale uğrayan bu bölge, bu sebeple en fazla tahribata uğrayan Anadolu şehirlerinden biri olacaktır. Yunanların gelişini mukabil Bozüyük, Pazarcık, Söğüt ve Bilecik; Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurularak bunlara bağlı müfrezeler de Yunanlara karşı savaşa başlamıştır” ifadelerini kullandı.Yrd. Doç. Dr. Refik Arıkan, Bilecik’in Yunan orduları tarafından üç defa işgal edildiğini anlatarak şöyle devam etti:"Tekrar Bilecik geri alındığında Yunan orduları Bilecik’i üç defa yakarak çok büyük tahripler verdi. Bilecik’in işgal edildiği gün halk kendi başının çaresine bakmak zorunda kalmıştır."Konferansın ardından protokol üyeleri ve davetliler, “Geçmişten Günümüze Tarihsel Süreç İçerisindeki Bilecik Fotoğrafları ve Türk Büyükleri” adlı fotoğraf sergisini gezdi.Programa Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir, 2. Jandarma Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Halis Zafer Koç, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, İl Genel Meclisi Başkanı Serkan Yıldırım ve davetliler katıldı.