Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Giresun’da partililerle buluştu. Balbay konuşmasında, cezaevi anılarını ve cezaevi sonrası oğluyla yaşadığı anılarını anlatınca partililer gözyaşlarını tutamadı.Ergenekon davası kapsamında 4 yıldan fazla tutuklu kalan, daha sonra serbest bırakılan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, bu akşam Giresun’da belediye eski nikah salonunda partililerle bir araya geldi. Salona girişte gazetecilerin 17 Aralık operasyonu iddianamesinin usulde eksiklik görüldüğü gerekçesiyle mahkeme tarafından savcılığa iade edilmesi hakkındaki sorusunu yanıtlayan Balbay, “Benim bütün dileğim 17 Aralık sürecinin de çok net toplumun gözünden kaçırılmadan, hukuki bir zeminde ilerlemesi” dedi."Bu dava sürecinde haksız yere hedef olmuş kişi varsa onlar ayıklanmalı" diyen Balbay, “Ama eğer gerçekten bu iddialar doğruysa da gereği yapılmalı. Biz Ergenekon yargılamaları sırasında bir istekte bulunduk. Madem ki bu dava çok büyük o zaman TRT yayınlasın, bir kanal yayınlasın toplum görsün dedik. Benzer olayı şimdi 17 Aralık'la ilgili de bir açıklık, bir şeffaflık öneriyorum. Bu iddialar doğru mu, değil mi toplum bir karar versin. Biz bu konuların mecliste konuşulmasını istedik. Ancak hükümet bunu reddetti ve ‘görüşülmesin’ dedi. Tüm Türkiye’nin bildiğini mecliste konuşulmasını istemediler. Şimdi de bu davanın iddianamesi iade ediliyor, savcılık ısrar ediyor. Bence burada her şeyin birbirine karıştığı, haklı ve haksız izinin birbirine karıştığı bir süreçte yaşıyoruz. 17 ve 25 Aralık ile ilgili olarak son derece tartışmalı bir durum var. Bu delillerin ne olduğunu bırakın toplum bilsin. Ondan sonra karar versin. Bu mahkemenin iadeyle birlikte sağlıklı yürüyeceğine inanmıyorum. Bu yargılamanın sağlıklı yapılacağına inanmıyorum. Türkiye’deki yargılama sistemine inanç zayıfladı. Yargı en güvenilmez bir kurum haline geldi. Tüm toplumun gözü önünde meydana gelen olaylarda bile yargı 'henüz olay anlaşılamamıştır' ve 'fail belli olmamıştır' diyerek toplumdan suçlu kaçırır hale geldi. Bunun bir parçası da bugünkü iddianamenin iadesidir. Şu aşama da bu veya şu deyip haksız bir yargılamada bulunmak istemiyorum. Ama olayın bütününe baktığımızda Türkiye’de hukukun ne hale geldiğinin fotoğrafıdır. Yargının bu güvenilmezlikten kurtulması için de yargı mensuplarını sorumluluğa davet ediyorum. Lütfen yargının içindekiler kendi bağımsızlıklarını gözetsinler. Hukuk şimdi görev yeri değiştirilen hakim ve savcılara da gerekli. Hukuk Ergenekon yargıçlarına da gerekli hale geldi. 17 Aralık sürecinin bütün taraflarına da gerekebilir hukuk” dedi.“BEDENLERİMİZİ, RUHLARIMIZIN KATİLİ YAPMAK İSTEDİLER”Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Balbay, daha sonra salona geçerek burada partililere seslendi. Balbay, “Aydınlarımızı öldürerek yok edemediler. Ne yapalım dediler o zaman biz bunları hapse atalım. Bu kısmı birebir kulis bilgisine dayalı olarak söylüyorum sevgili Giresunlular, onlar hapse dayanamaz diye düşündüler. Bunlar 5-6 ayda teslim olur, 5-6 ay sonra pişman olur. Böylece onların ruhlarını kendileri öldürmüş olur. Böylece de işte Atatürkçüler, yurtseverler işte böyledir deriz dediler. Yani bizlerin bedenlerini ruhlarımızın katili yapmak istediler. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Cezaevinden iki şekilde çıkılır arkadaşlar ya çürüyerek ya da yürüyerek ben size koşarak geldim sevgili Giresunlular. Bundan sonra gözyaşlarımız sevinç gözyaşları olacak” diye konuştu.“GARDİYANLARIN GELİŞİNE GÖRE KALABALIĞI HESAP ETTİK”Konuşmasının bir bölümüne cezaevi anılarını anlatarak devam eden Mustafa Balbay, “13 Aralık’ta büyük bir buluşma hayal ediyoruz ama kaç kişi gelecek bilmiyoruz. O gün sabaha kadar aralıklarla uyandım televizyonlara baktım haber yok. Tek şey var aklımda sabah sayımına gelecek olan gardiyanlar eğer gelemezse yol tıkalı ve çok kişi geldi demektir, zamanında gelirse fazla gelmedi demektir. Sabah saat 07.15’de bizim havalandırma kapısını açıyorlar koğuşun. 07.15 oldu gelmiyorlar. Normalde biz hep bekleriz 07.15’de açsınlar güneş görelim diye. Oh diyorum ben geç kalıyorlar. 07.30 oldu gelmiyorlar oh dedim geç kalıyorlar. 07.45 oldu ancak gelebildiler oflaya, puflaya. Kusura bakma abi dediler geç açtık bugün dedi. Tabi ben de çaktırmıyorum. Niye geç kaldın kardeşim dedim. Dedi yollar otobüs dolu, insanlar akın akın gelmiş. Tabi bende bir sevinç, tadına vara vara gardiyana anlattırdım. Çok mutlu oldum. O gün duruşma salonunda gerçekten dünyada ilk kez bir dağ başına, zemheri iş günü o gün hava çok soğuktu ve bir hafta içi yüz bin insan geldi. Silivri’nin duvarlarını gerçekten söylüyorum siz yıktınız arkadaşlar, siz yıktınız” şeklinde konuştu.PARTİLİLER GÖZYAŞLARINI TUTAMADIBalbay konuşmasının son bölümünde, cezaevinden çıktıktan sonra oğlu ile yaşadıklarını anlatmasının ardından salonda duygu dolu anlar yaşandı."İçerideyken akşam başımı ranzaya koyduğumda her akşam sordum kendime; 'Balbay bu gece gecen boşa geçmedi değil mi diye dediğimde hepsinde boşa geçmedi dedim. Tek şey vardı aile hasreti. Çocuklarımla büyümek isterdim. Onları tabi ayrıca bir kucaklamak isterdim. Oğlum Deniz cezaevinden ilk çıktım beni en çok hayatında 45 dakika gördü 6 yaşına kadar. Eve geldim birinci saat kucaklaşıyoruz, ikinci saat kucaklaşıyoruz. Tabi oda ruhen sayıyor tabi birinci 45 dakika, ikinci 45 üçüncü saatte yapıştı bana 'baba gitmeyeceksin değil mi' dedi. 'Gitmeyeceğim' dedim" diyen Balbay’ın gözleri dolarken, salondaki bazı kadın partililerin de gözyaşlarını tutamayarak ağladıkları görüldü.Balbay konuşmasının ardından salondan ayrılarak CHP Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu, Belediye Başkanı Kerim Aksu, CHP İl Başkanı Eşref Karaibrahim, Yazar Nihat Genç ve partililerle birlikte Gazi Caddesi’nde kalabalık topluluk eşliğinde Atatürk Meydanı’na kadar yürüyerek vatandaşları selamladı ve daha sonra Giresun’dan ayrıldı.