HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, siber güvenlikte yerli ve milli çözümlerin önemli olduğunu belirterek, "Eğer siber güvenlikte teknoloji size ait değilse güvenlikten bahsedemezsiniz." dedi.
Atalay, Anadolu Ajansının "Global İletişim Ortağı" olduğu Ankara Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'ndeki 2. Kamu Siber Güvenlik Zirvesi'nin "Ana Sponsor Sunumları" oturumunda konuştu.
En tahrip edici savaş türlerine ilişkin ABD'de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına değinen Atalay, siber saldırıların, nükleerden sonra en yüksek tahrip güçlü saldırı olduğunu söyledi.
Çok basit bir yazılımla bu saldırıların etkisinin azaltılabileceğini anlatan Atalay, "Siber güvenlik saldırı araçları öyle bir hale geldi ki 100 dolarlık bir yazılımla 100 milyon dolarlık bir savaş uçağının yarattığı tahribin etkisinden daha yüksek bir tahrip yaratabiliyorsunuz." diye konuştu.
Atalay, siber güvenliğin insan, teknoloji ve sistem ya da süreç olmak üzere 3 boyutu olduğunu bildirdi. İnsan boyutunda, dünyada 2 milyon kişilik bir siber güvenlik uzman açığı varsa kabaca Türkiye'de de 20 bin kişilik siber güvenlik uzman açığı bulunduğunu vurgulayan Atalay, bu açığın mevcut haliyle kapatılmasının yıllar alacağının öngörüldüğünü dile getirdi.
Atalay, teknoloji boyutunda ise milli teknolojinin eksikliğinin zafiyetlere neden olabileceğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Eğer siber güvenlikte teknoloji size ait değilse güvenlikten bahsedemezsiniz. Birilerinin ürünlerini alarak, sistemin içinin nasıl hareket ettiğine hükmedemiyorsak, siber güvenlikten bahsetmemiz mümkün değil, aksine bunlar zafiyet kaynağı olabilir. Siber güvenlikte yerli ve milli çözümler olmazsa olmazdır."
- "Her 40 saniyede 1 siber saldırı"
Oturumun moderatörlüğünü yapan İnternet Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin de siber güvenlik ve bu suçlara ilişkin uluslararası raporlardan derlediği istatistiki verileri paylaştı.
Dünyada şirketler ve hane halkının siber suçlardan gördüğü zararın 2015 yılı itibarıyla 3 trilyon dolar olarak hesaplandığı aktaran Alkin, "Siber suçlar nedeniyle şirketler ve hane halklarının yıllık ekonomik değer kaybının geçen yıl itibarıyla 3,5 trilyon dolara ulaştığı düşünülüyor." dedi.
Alkin, 2020 itibarıyla siber suçlar nedeniyle yaklaşık 6 trilyon dolarlık bir kayıp yaşanma riskinin söz konusu olduğunu belirterek, illegal örgütlerinin siber suçlardan elde ettiği karın daha yüksek olduğunu, söz konusu örgütlerin düşük maliyetler nedeniyle bu alana yöneldiğini, bu konuya daha fazla önem verilmesi ve kaynak ayrılması gerektiğini bildirdi.
Siber fidye yazılımlarına da değinen Alkin, "Sadece geçen sene ABD'de yanlış bir linke tıklamanız nedeniyle kendinizi bir siber fidye tuzağında bulmanızla bundan kurtulmanız için sizden siber suç örgütünün istemiş olduğu paranın büyüklüğü 1 milyar dolara, dünya genelinde de 5 milyar dolara ulaştı." diye konuştu.
Alkin, internetten yararlanacak akıllı cihazların sayısının 2020'de 200 milyara ulaşmasının beklendiğini dile getirerek, "2020'de şirketler ve hane halkının günlük hayatını idame ettirebilmek için 300 milyar şifre kullanması bekleniyor." ifadesini kullandı.
Sadece bilgi güvenliği için yılda 100 milyar dolar siber güvenlik harcaması yapıldığını ifade eden Alkin, 6 trilyon dolarlık ekonomik değer kaybına sebep olabilecek siber saldırılara karşı yapılacak harcamaların 1 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini aktardı. Alkin, iş dünyasında her 40 saniyede 1 firmanın fidye amaçlı virüs saldırısına maruz kaldığına dikkati çekerek, 2019'da her 14 saniyede 1 firmanın fidye amaçlı siber saldırıya maruz kalacağının tahmin edildiğini bildirdi.