Ben çok küçük, minnacık bir damlayım, uzun bir yolculuğa çıkmam gerektiği söylendi; hem uzun hem de çok zorluymuş, bu yolculuğun her aşamasında büyüyüp hayal bile edemediğim kadar büyük olunca bilmediğim bir dünyaya geçecekmişim. Oysa ben ne kadar mutluydum burada, herkes beni çok seviyordu, hep o yaramaz spermlerin yüzünden, beni hiç çekemiyorlar, üzerime geliyorlar, saklanıyorum yine de olmuyor. Olamaz yine mi, aaaaaaah yine üstüme geliyorlar, offf kocaman bir x kromozomu ile çarpıştık, kayıyorum yardım edin bana aaaaaahhhhhh . Burası da neresi böyle! Benden başka kimse yok, yolculuğumdan önce bana anlattıkları yer herhalde, biliyor musunuz bu yerin sahibinin adı “anne” imiş, bir de yardımcısı “baba” varmış, ben öteki dünyaya geçtiğimde beni onlar karşılayıp, benimle ilgileneceklermiş, yani rezervasyonum yapıldı, aslında bu yolculukla ilgili her şey bana anlatıldı, bir süre küçük ressamlar gelip pürüzsüz vücuduma organlarımı çizeceklermiş, bu ressamlar böyle bütün damlaları ziyaret eder, güzel bebekler çizerlermiş, sakin ve rahat olursam her şey yolunda gidermiş, ama çok heyecanlıyım. Buraya üç haftada düştüm ve artık yeni adım “embriyo”, bu ismi bir türlü hatırlayamıyorum zaten önemli de değil çünkü ben büyüdükçe ismimde değişecekmiş ne kadar tuhaf değil mi? Ama en güzeli öteki dünyaya geçtiğimde kız ya da erkek olarak doğuşuma göre anne ile baba bana yeni bir isim vereceklermiş, hani bu yolculuğa sebep olan o spermler bana hücum edince bir X kromozomu ile çarpışmıştım ya, bunun için ben anne gibi bir kızmışım, ya bana o kocaman Y kromozomu çarpsaydı işte o zamanda baba gibi erkek olacakmışım. Tam da embro, yine söyleyemedim emb-ri-yo olmaya alışmıştım ne kadar zevkli, bu sıvıda hem yüzebiliyor hem de besleniyorum. Burada yaşımı hafta diye bir şeyle ölçüyorum ve şimdi tam beş hafta yaşındayım. O yaramaz spermler bana çarptıktan sonra dengem bozuldu, beni iyileştirmek için küçük doktorlar geldi, onlar aynı zamanda ressammış, beni iyileştirdikten sonra vücudumun üst bölümüne dört oyuk , orta bölümünde ise minik bir kabarıklık çizdiler. Hatta o minik kabarık gürültü yapıyor; pıt, pıt diye….Küçük ressamın dediğine göre bana çok hassas bir kalp çizmiş. Bir de daha çok işi olduğunu söyledi, beni üç tabakaya ayırmış sırayla bütün organlarımı çizecekmiş. En dış tabakanın adı ektoderm; sinir sistemimin ana elemanları olan beyin ve omurilik, saç,cilt gibi yapılarımla bu tabakada çalışacaklarmış. Orta tabakanın adı mezoderm; kalp ve dolaşım sistemim, kemiklerim, kaslarım, böbreklerim ve genital organlarım bu tabakada oluşacakmış. Ve son olarak en iç tabakam endoderm; barsaklarım, midem, karaciğerim, pankreasım gibi iç organlarımı burada çizeceklermiş. Ne karışık işler bunlar……
7 hafta yaşına girdim biliyor musun? Artık ben öteki dünyadakilere daha çok benziyorum, başım biraz daha büyüdü, yüzüm oluştu, gözlerim hala kapalı ama kollarım ve bacaklarım var, yakında parmaklarım çıkacak, kemiklerimi oluşturacak hücreler gelişmeye başladı, ve ben küçük bir üzüm kadarım artık, ne kadar büyüdüm değil mi, siz şimdi benim bu kadar şeyi nasıl bilebildiğime şaşırıyor olmalısınız ama bunların hepsini bana anlattılar, büyürken korkmamam için bunu yapmaları gerekiyormuş. Yoksa ben de eskiden diğer ceninler gibi kalbin, beynin ne olduğunu bilmiyordum. Burun deliklerim, bağırsaklarım, pankreasım, bronşlarımda belirginleşmeye başladı. Küçük ressamlar bu hızla çalışırsa yakında kocaman olacağım. Bu arada anne hala kusuyor, ben kilo alıyorum, o zayıflıyor. Doktorumuz ona sabah yataktan kalkmadan önce “kraker” denen bir şeyden yemesini söyledi, bende tadını merak ediyorum, hadi yesene ondan.
Yemeklerde çok su içtiği için midesi suyla dolmuş, hatta ara sıra o kadar çok su içiyor ki buraya kadar geliyor, boğulacağım, korkuyorum…
çizdiler. Bunlar çok işine yarayacak deyip kıkır kıkır güldüler. Onlar çok tuhaflar.
9 hafta yaşındayım bugün yine küçük ressamlar geldi, gözlerimi, dilimi ve ağzımın içini monte ettiler, bağırsaklarımı kordon içinden karın içindeki boşluğa taşıdılar, parmaklarımı da uzattılar biraz. Daha benimle çok işleri varmış. Bu arada annenin midesi yanıyor, hiç dinlemiyor ki doktor ona midesine dokunan yemekler yememesini söylemişti, şimdi ilaç almak zorunda kaldı. Bir de beni besleyecek olan memelere süt gelmeye başladığından onun göğüsleri büyüyor, kendine onlar için destekli bir sütyen alacakmış, o ne demek bilmiyorum ama doktor bunu yapması gerektiğini söyledi. Şu günlerde küçük ressamlardan sonra en çok doktoru görüyorum aslında duyuyorum demek istedim.
10 hafta yaşındayım ve kendimi bir portakal kadar büyük hissedeceğimi söylemişlerdi ama portakalın ne olduğunu bilmiyorum ki…doktorun dediğine göre anne hamile olduğu için kolay sinirlenebilir, keyifsiz olabilirmiş. Anne sağlıklı beslenmesine rağmen çok kilo alıyorsa endişelenmesine gerek yokmuş, doğumdan sonra bu kiloları kolayca verebilirmiş, asla diyet yapmaması gerekiyormuş hatta o normal kilolu bir anne adayı olduğu için 12,5 –17,5 kilo alabilirmiş. Düşük kilolu anneler 15-20, kilolu anneler ise 7,5-12,5 kilo alırlarmış. Bu arada ressamlar hızla çalışıyorlar, eklemlerimin çoğu oluştu, bilek, dirsek, diz, ayak bileği, omuz, eller, parmaklar ve tırnaklar tamammış artık sadece benim beslenmeme bağlı olarak büyüyeceklermiş. Küçük ressam bana gözümün ne renk olmasını istediğimi sordu, çünkü iris tabakam ortaya çıkıyormuş, ben “renk” ne dedim, boş ver anneninki gibi yeşil olacak zaten dedi. O zaman neden bana soruyor.
13 hafta yaşındayım ve artık bir şeftali kadarmışım, şeftalinin benim gibi kolları ve uzun bacakları var mıdır? Bu hafta ses tellerimi çizdiler, bağırsaklarımı yerlerine yerleştirdiler, ve karaciğerim ile pankreasım üretime başladı. Anne de benim bu yaşımda eskisi kadar şikayet etmiyor, sadece yorgun olduğumuz için dinleniyoruz. Bazen karnında ve sağ kasığında ağrılar oluyormuş, doktor dedi ki bunun sebebi benim büyümemmiş, ben büyüdükçe beni tutan bağlar geriliyormuş ve ağrı yapıyormuş.
14 hafta yaşındayım artık annenin bulantıları yok , kendini yorgunda hissetmiyor ama bu seferde kabızlıktan şikayet ediyor, sürekli tuvalete gidiyoruz, ve lifli besinler yiyoruz. Doktor bazı ilaçlar verdi, ama önce yulaf ezmesi+süt+şeker+corn flakes karıştırıp yemesini söyledi, böylece kabızlıktan kurtulabilirmiş. Ressamlar bana nefes alıp verme çalışmaları yaptırıyorlar, ellerimle selam, merhaba demeyi öğretiyorlar, bunları yaparken kalbim öyle bir atıyor ki; doktorla, baba beni bir makineden duyabiliyorlarmış. Bende onları duyuyorum çünkü kulaklarım oldukça gelişti, tabi gözlerimde …
15 hafta yaşındayım çok güzel kulaklarım var, saçlarım, kirpiklerim, hangi cenin benim kadar güzel olabilir, ben çok güzelim. Ama lanugo denen şu tüylere alışamadım, bunları neden çizdiniz dedim, merak etme 26 hafta yaşına geldiğinde onlar dökülecek dediler. O zaman neden çizdinizzzzzzz, bu ressamların canı sıkıldıkça benimle uğraşıyorlar, işlerini bitirseler de gitseler bir an önce. Giderken bir de gülerek “ bu bebek kızmış” dediler, biliyoruz ne olacak yani…
17 hafta yaşındayım; anneciğim kendini görebildiği ayna denen bir şeye bakıyor, karnının büyüdüğünü söylüyor, kasıkları ağrıyormuş ve çok terliyormuş. Tabi ben önceki yaşlarıma göre daha hızlı kilo aldığımdan anneciğimde kilo alıyor. Cildimin altında yağ depoluyorum artık, kalbimle
günde 30 litre kan pompalıyorum, ben de çok yoruluyorum, bazen de korkuyorum, geçen gün birisi ince uzun bir boruyla suyumdan çaldı, sonradan öğrendim ki, doktor benim suyumu test edecek, benim sağlıklı olup olmadığıma bakacakmış.
18 hafta yaşındayım; anneciğim geceleri uyuyamıyor, ben onu incitmek istemiyorum ama ben de burada sıkılıyorum ve o benimle konuşmuyor. Heeeeyyyy neden benimle konuşmuyorsun sen? Ama ben seni seviyorum. Annemin tansiyon denen şeyi düşmüş, ani hareketler yapıp, ayağa kalkmaması gerekiyormuş. Artık 210 gr. oldum anneme daha çok benziyorum. Bir de bağırsaklarım mekonyum denen bir şey yapıyor, o çok gereksiz bir şey…
19 hafta yaşımdayım; anneciğimle babacığım doktorda bir alete bakıp benim hareketlerimi seyrettiler. Ama ben büyüdüğüm için anneciğimin beli ağrıyormuş, buna çok üzüldüm. O da topuklu ayakkabılar giymemeliymiş babam öyle diyor, neden giyiyor ki. Biz de tekrar doktora gittik. Anneciğimin kalçaları ve memeleri büyüdüğü için çatlaklar oluşuyor, çatlak olduğundan dolayı da kaşıntı oluyormuş, doktor dedi ki bol sıvı almamız gerekiyormuş, bir de çatlak kremi kullanmalıymışız. Eğer cildimiz kurumazsa çatlak olmazmış. Benim çatlaklarım yok ama her yanım o tüylerle kaplandı bu da yetmezmiş gibi annemin sürdüğü çatlak kremi gibi bir şeyi o küçük ressamlar her yerime sürüyor. Bunun adı vernix imiş. Bu beni sudan korumak içinmiş, küçük ressam dedi ki, biraz daha bu suyun içinde kalırsam buruş buruş olacakmışım.
21 hafta yaşındayım; bir keresinde ben çok yaramazlık yapıyordum sonra tanımadığım bazı sesler duydum, çok güzeldi, sessizce dinledim, anneciğim babacığıma “galiba senin gibi sanatçı olacak, Vivaldi’yi çok seviyor” dedi, o sesin adı
“müzik”imiş, Vivaldiyi tanımıyorum ama, artık annemle hep müzik dinliyoruz, müzik dinlemeyi çok seviyorum, bazen dinlerken uyuyorum, annemde mutlu oluyor. Anneciğimin ayak ve ayak bilekleri benim büyümemden dolayı şiştiği için hep dinleniyoruz. Babam dedi ki eğer yüzünde ve ellerinde şişme olursa doktora gitmemiz gerekirmiş. Kalbim çok çalışıyor, sürekli kan pompalıyorum ama yine de bu aralar yavaş büyüyorum, sadece 400gram oldum.
22 hafta yaşındayım ; Ben bir muz kadarmışım, muz denen şey mide yakar mı annemin midesi yanıyormuş, bir de diş etleri şişiyormuş, babam “bu kadınlar hep böyle, her şeyden şikayet ederler” diyor. Kendi kendine de “sabırlı ol, hepsi geçecek” diye tekrarlıyor sürekli, o böyle kendi kendine konuşunca çok komik oluyor. Ben yaklaşık 500 gr. olmuşum, anneciğim uzun süre ayakta duramıyor, ve yürümeye gittiğimizde o alçak topuklu ayakkabı giyiyor. Çünkü beli ağrıyor, hamileyken vücudunun ağırlık merkezi sürekli değişirmiş, biraz oturuyoruz sonra ayağa kalkıyoruz, biraz ayakta duruyoruz sonra tekrar oturuyoruz, ben daha çok yoruluyorum. Omurgalarım ağrıyor. İyi ki otururken dizlerini kalçasından yukarıda tutuyor, böylece ağrılarım geçiyor.
24 hafta yaşımdayım artık çok hareket edince terliyorum ve hasta olduğum içinde öksürüyorum, bir de şu tatlı parmak yok mu hep onun yüzünden hıçkırıyorum. Ben hıçkırınca anneciğim de tekme attığımı zannediyor. 33 cm boyu 570 gr. ağırlığı olan biri buraya nasıl sığar, ne kadar daha var öteki dünyaya gitmeme öfffff bir an önce anneciğimi ve babacığımı görsem, dün gece anneciğim uyurken babacığım beni okşadı benimle konuştu, hatta anneciğimin huysuzluklarını anlatıp beni uyardı. İkisini de çok seviyorum. Bir de şu doktoru çok merak ediyorum, düzenli olarak onu görmeye gidiyoruz. Şimdi de anneciğimin şeker tarama testi olması gerekiyormuş.
25 hafta yaşındayım; anneciğime kramp denen bir şey gelip ağrı yapıyormuş o da ağlıyor, futbol topu kadar büyüdüm, anneciğim diyor ki beli ve bacakları zonkluyormuş, zonk ne demek? Zonk sesini duyunca bacaklarına buz koyuyor ya da duş alıyoruz. Yine de geçmezse doktorumuzun verdiği ilaçları alıyoruz. Babam çok heyecanlı bir şekilde geldi bu akşam. Anneme bağıra bağıra “ biliyor musun üç boyutlu ultrason varmış” dedi. Yani benim çeşitli açılardan görüntülerimi alıyor, bu görüntülerin arasını bilgisayar kendi dolduruyor, bana benzeyen bir görüntü ortaya çıkarıyorlarmış. Ama doktorumuz bunu bize söylemişti çok önemli bir şey değilmiş. Babacığım beni görmek için sabırsızlanıyor herhalde.
27 hafta yaşındayım; kalbim çok hızlı atıyor. ( 120-160/dak.), aydınlıkken anneciğimle yürüyoruz, karanlıkta yürüdüğümüz zamanlar babacığım da bizimle oluyor, annem çok su içiyor, onun yüzünden çok kilo alıyorum buraya sığmıyorum. Ben de annemin karnında yukarı doğru tırmanıyorum sürekli, bu nedenle derin nefes alırken zorlanıyormuş, ama bu beni etkilemiyor, hamile olunca bazı hormonlar onun daha sık nefes alıp vermesini sağlıyormuş, böylece bende bol oksijen kullanabiliyorum. Sürekli kilomu konuşuyorlar 950 gr. olmuşum, babacığım gibi çok oburmuşum, çok kilo almışım, demek ki ben ona benziyorum, onu daha çok merak etmeye başladım.
28 hafta yaşındayım ama cildim hala buruşuk ve pembe,yoksa şu vücudumdaki doğal krem işe yaramıyor mu? Bu yüzden karmakarışık düşüncelerim var, sıkıldıkça dönüyorum, annemi tekmeliyorum. Bugün küçük ressamlar geldi saçlarımı uzattılar, kaşlarımı, kirpiklerimi çizmeyi bitirdiler. Annem ile babam bir kitaptan boyumun 37 cm ve kilomun 1 kg. olduğunu söylediler bana. Onları duyduğumu öğrendiklerinden beri benimle konuşuyorlar.
30 hafta yaşındayım; bu günlerde anneciğim hep sol tarafına yatıyor böylece organlarına kan gidişi ve kan dönüşünün en az şekilde engellenmesini sağlıyormuş. Bu şekilde uyumakta zorlanınca karnının altına veya bacaklarının altına yastık koyuyor. Mide yanması olmaması içinde vücudunun üst kısmını alt kısmına göre hafifçe yukarıda tutuyor. Lanugo tüylerim kaybolmaya başladı, göz kapaklarımı düzenli olarak açıp kapatabiliyorum tabii 1,5 kilo oldum artık. Biliyor musunuz kemik iliğim kan yapabiliyor artık…
31 hafta yaşındayım; akciğerlerim olgunlaşıyormuş, anneciğim elini üzerimde gezdirip ona verdiğim bütün acılara rağmen beni çok sevdiğini söyledi. O bu günlerde tuhaf rüyalar görüyor, ama kalkınca gördüklerini hatırlayamıyor, şimdi baş ucunda bir not defteri varmış, kalkınca rüyalarını yazabilmek için. 1650 gr. olmuşum artık eskisi kadar hızlı büyümüyorum, beyin dokum gelişimini hala sürdürüyor.
33 hafta yaşındayım; babacığım annemin ayaklarına masaj yapıyor, çünkü yine kramp denen şey gelmiş. Tabi anneme çok kilo aldığını söylediğinde annem ağlamaya başladı yine, o ağlayınca bende ağlıyorum. Babacığım onu öpüp gönlünü aldı bunun normal olduğunu, doğumdan sonra her şeyin eskisi gibi olacağını söyledi. İşte bu kelimeyi hatırlıyorum “doğum”, bu benim öteki dünyaya geçişimi anlatıyor. 2 kg. olduğum şu günlerde nasıl doğacağım konusunda endişelenmeye başladım doğrusu, bir taraftan da bu sıvıyı yutmaktan bıktım, önce yutuyorum sonra çıkarınca eksilen sıvı aynı miktara geliyor, beni beslediğini biliyorum ama ……boş verin ……artık cildimin rengi kırmızıya dönük değil, daha açık pembe…Çok düşündüğüm için başımda epey büyüdü.
34 hafta yaşındayım; havalar çok sıcak olduğu için anneciğimin yüzü, eli, ayağı şişiyor. Bende çok ağırlaştım, tam 2,2 kg. olmuşum. Beyin işlevlerime her gün yenisi ekleniyor, uyurken gözlerimi kapamasını, uyanıkken açmasını, ve belli aralıklarla kırpmasını öğrendim
35 hafta yaşındayım; Ben yakında öteki dünyada olacağım, annem biraz korkuyormuş, bu nedenle huysuzluk yapıyormuş. Ama ben hazırım, korkulacak bir şey yok. Doktor dedi ki; bebeğin hareketleri bebeğin sağlıklı olduğunu gösteren en önemli bulgulardanmış. Sağlıklı bebek enerjisini atmak için hareket edermiş, hem bu şekilde bebeğin kasları gelişirmiş. Bebeğin hareketlerine annelerin dikkat etmesi, hareketlerde azalma varsa doktora haber vermesi gerekirmiş. Bu her zaman problem olduğu anlamına gelmezmiş ama yinede nonstres test yapılırsa iyi olurmuş. Bu hafta yaşımda vücudum antikor üretmeye başladı, bunlar benim enfeksiyonlarla mücadele etmeme yardımcı olacak.
Doktora göre doğmama dört hafta kalmış, annem, babam ve ben doğumumun gerçekleşeceği yeri görmeye gittik, doktorumuz bunun anneciğimi rahatlatacağını söyledi. Doktor bana artık doğabileceğimi söyledi, istersem hemen onların yanına gidebilirmişim, o zaman prematüre bir bebek olurmuşum, sevmedim bunu ben bekleyeceğim.
37 hafta yaşındayım; annem artık çok kilo almıyor, sürekli dinleniyoruz, ayaklarını yükseğe kaldırıp benimle oynuyor bazen. Dinlenmediği zamanlarda babacığımla benim için alış veriş yapıp çok güzel bir oda hazırlıyorlarmış, odamı çok merak ediyorum, buradan büyüktür inşallah. 2,8 kg oldum odaya da sığmayabilirim çünkü.
38 hafta yaşındayım; daha önce şeklimi değiştirdiğim iyi oldu, çünkü çok az zaman kaldı. Anneciğimin kasılmaları oluyor, biz de oturarak nefes alıp veriyoruz. Ama anneciğim sancılarının gerçek doğum sancıları olup olmadığını anlayamıyor. Doktorumuzun dediğine göre önceleri daha az sıklıkla ancak düzenli aralıklarla gelen doğum sancıları bir süre sonra 50 saniyelik kasılmalar halinde 10 dakikada üç sancı olarak gelirmiş. Ve zamanla şiddeti artar, şiddeti artan bu sancılar düzenli bir şekilde tekrar ediyorsa hastaneye gitme vakti gelmiş demekmiş. Nişan denilen kanlı yapışkan akıntı geldikten sonra genellikle iki gün içinde doğum başlarmış. Bağırsaklarımda mekonyum denilen ilk dışkım birikmeye başladı, bunu doğumdan sonra bir gün içinde dışarı atabilirmişim. Ben ne kadar çok şey biliyorum böyle. Ressamların bana veda ederken her şeyi anlatmaları iyi oldu.
40 hafta yaşındayım; ay çok kilo aldım tam 3,4 kg olmuşum, artık anneciğime ve babacığıma kavuşacağımı hissediyorum. Biz şimdi hastaneye gidiyoruz, babam çantamızı evde unutmuş onu bekliyoruz, ben uslu oturuyorum ama anneciğim yine de bağırıyor. Neyse babam geldi, bizi daha önceden keşfettiği kestirme yollardan hastaneye ulaştırdı, doktorumuz bizi bekliyor. Evet geldik, şimdi ben doğuyorum işte……
Merhabaaaaaa, ben geldim , ahhhhhhh bu leyleğin gagası beni acıtıyor. Ağlayacağım işte…. Sonra bebekler neden hep ağlar derler, bu leylek sizi gagalasa nasıl olur. Şaka yaptım aslında leylek yok, beni görmek için gelen bir kadın çocuğuna onu leylekler getirdi diyordu, ben de başladım ağlamaya, yalan söyleme diye bağırdım, annemin karnında benden başka kimse yoktu ki, hem orada bir leyleğe de yer yok, ben zor sığıyordum. Artık anneciğimin kucağında uyuyorum, parmağımı da emmiyorum, o beni süt denen çok tatlı bir yemekle besliyor. Benim gibi yeni doğan bebekler için en sağlıklı besin anne sütüymüş. Sütümü içiyorum ve bol bol uyuyorum, burası daha rahat, herkes bana hizmet ediyor, keyfim yerinde, ohhhh...
Alıntı