Kutuyu açtığımızda, ilk etapta oldukça şık bir ürünle karşılaşıyoruz. Piano black olarak da tabir edebileceğimiz parlak siyah renkte, hafif eğimli tasarımıyla oldukça şık görünüyor. İki antenini de biri sağ diğeri solda olmak üzere konumlandırdıktan sonra ister bir masaya yerleştirin, isterseniz de duvara asın.
Cihazın arka tarafına baktığımızda, LAN ve WAN girişlerini, WPS ve Wi-Fi devreye alma tuşlarını görüyoruz. En dikkat çekici taraf ise, en sağ tarafta konumlandırılan sim kart girişi. Zaten kutuda farklı sim kart türlerine göre çerçevelerin olduğunu da söyleyelim.
Evet, TP-Link‘in bu ürünü, 4G LTE teknolojisine destek veren bir ürün. Dolayısıyla cihazınızı router olarak kullandığınız esnada bağlantınız kesilirse direkt devreye sim kartınızı sokabilir ve 150Mbps indirme ve 50Mbps yükleme işlemleri gerçekleştirebilirsiniz. Üstelik kurulum çok basit. Sim kartınızı taktıktan sonra direkt kullanmaya başlayabiliyorsunuz.
Bu router’ı normal router’lardan ayıran önemli farklardan bir tanesi de MU-MIMO teknolojisine destek veriyor olması. Basitçe anlatmak gerekirse normal bir router modeli aracılığıyla aynı anda birden fazla cihaza bağlantı gerçekleştirebilirsiniz, ama öncelik ve hız değerlerinde farklılıklar yaşanır. MU-MIMO teknolojisi ise, aynı anda bağlantı kurabildiği gibi iki cihaza da aynı hızı sunabiliyor. 2.4GHz bandında 450Mbps’a ulaşabilen cihaz, 5GHz bandında ise 867Mbps değerine ulaşabiliyor.
Bu performansta bir router sayesinde örneğin Netflix üzerinden dizilerinizi rahatlıkla izleyebilir, 4K çözünürlüklü içeriklere bakabilir, oynadığınız oyunların canlı yayınlarını arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Tabii dosya transferleri de oldukça önemli. Tabii ki son olarak şunları da eklememiz gerekiyor. Router’a isterseniz çocuklarınız için aile koruması modunu getirebilir, misafirleriniz için yine bağlantı hızı ve öncelikleri kendiniz belirleyeceğiniz misafir ağları oluşturabilirsiniz.