Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybeden kurbanlardan, kimlikleri tespit edilenlerin cenazelerini taşıyan tır konvoyu, 11 Temmuz'da Potoçari'de yapılacak cenaze töreni için Visoko şehrinden yola çıktı.
Kurbanların cenazelerini taşıyan konvoyun Visoko'dan hareketi nedeniyle Şehir Mezarlığında düzenlenen törene, soykırımda hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı.
Visoko Belediye Başkanı Amra Babiç, törende yaptığı konuşmada, soykırım kurbanlarını dua ile yolcu edeceklerini belirterek, ''Buradaki 175 tabut, ülkenin dört bir yanındaki mezar taşları ve hatıralarımız, hiçbir zaman adaleti aramaktan vazgeçmememiz gerektiğini kanıtıdır'' dedi.
Eski Bosna Hersek Reis-ul Uleması Mustafa Ceriç de 1992-1995 yılları arasında yapılanları hiç bir zaman unutmayacaklarını kaydederek, yeni nesillerin geleceklerini güvence altına almak adına neler yapabileceklerini düşündüklerini ifade etti.
Yaşanan acının sorumlularının bulunarak cezalandırılmasını isteyen Ceriç, ''Kurban yakınlarının artık huzur bulması gerekiyor'' dedi.
"19 yıl sonra yeniden babamı görüyorum"
Visoko'dan babasının ve kayınbiraderinin tabutlarını uğurlayan Cevada Haliloviç, Srebrenitsa'daki soykırımda babasının yanı sıra erkek kardeşini, dayısını, iki kayınbiraderini ve kayınpederini kaybettiğini söyledi.
Babasını son kez Potoçari'de gördüğünü anlatan Haliloviç, ''Birlikte Potoçari'ye gittik. Sırplar benim güvenli bölgeye geçmeme izin verirken, babamın geçmesine izin vermedi. Bağırdım, feryat ettim ama babam geri dönmedi. Bugün o anı yeniden yaşıyorum. Bugün, 19 yıl sonra yeniden babamı görüyorum'' diye konuştu.
Srebrenitsa'da 35 yakınını kaybeden Hamida Hukiç de erkek kardeşinin ve kayınpederinin cenazelerini uğurlamak için Visoko'ya gelenlerden. Hukiç, diğerlerini Potoçari'ye daha önce defnettim. Oğlum, eşim, iki kayınbiraderim, kuzenlerim... Potoçari'deki mezarlıkta 35 yakınımın mezarı var'' dedi.
Kurban yakınlarından Fatima Muyiç de Srebrenitsa'da yaşanan soykırımda üç oğlunu, eşini, babasını ve üç erkek kardeşini kaybettiğini söyledi.
Muyiç, geçen yıllarda iki oğlumu, eşimi, iki erkek kardeşimi ve onların oğullarını defnettik. Hala en büyük oğlumun kemikleri bulunmadı'' şeklinde konuştu. Bu yıl hiçbir yakınını defnetmeyeceğini anlatan Muyiç, ''Buraya geldim, çünkü bunların hepsi benim kardeşim, oğlum, akrabam'' dedi.
Konuşmaların ardından savaş kurbanları için Kur’an-ı Kerim okundu. Cenazeler, daha sonra dualar, gözyaşları ve çiçeklerle uğurlandı. (AA)