Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hani Sayın Ecevit koalisyon teklif ettiğinde ‘içimize sinmiyor' diyordu. Onlarla koalisyon kurdular bize 'hayır' dediler. Terörle mücadele ederken kenardan ahkam kestiler. Kılıçdaroğlu davetimize olumlu cevap verdi. Kılıçdaroğlu yaptığımız görüşmelerin ardından bunu esefle söylüyorum. Bir parti üyesinin yapmayacağı şekilde siyasi malzeme haline getirdi, utanmadan. Davutoğlu zor durumda kalır diyor. Aklınca şantaj yapıyor. Şimdi şantaj siyasetine yöneliyor" dedi.
Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinge Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kayseri Milletvekili Ahmet Doğan, Yaşar Karayel, Havva Çalış Talay, Kemal Tekden katıldı.
Başbakan'ın konuşması öncesinde milletvekili adayları Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Taner Yıldız, Mustafa Elitaş, İsmail Tamer, Hülya Nergis, İsmail Emrah Karayel, Sami Dedeoğlu, Avşar Aslan, Kadir Can Gökalp, AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik meydanı dolduranlara tanıtıldı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, mitingde yaptığı konuşmasında, "Geçen hafta burada miting yapacaktık. O acı saldırı sonrasında erteledik. Arkadaşlar, ‘Kayseri her halükarda arkanızda' dedi. Bir seçim kampanyası olur da Kayseri'ye gitmemek olur mu? İşte buradayız. Kayseri'deyiz. Bizi kimsenin yıldıramayacağını göstermek için Kayseri'deyiz. Kayseri AK Parti için de en özel şehirlerden biridir. Değerli dostum büyük devlet adamı Abdullah Gül'e de saygılar sunuyorum” dedi.
Başbakan Davutoğlu, "Onlar ne yaparsa yapsın, biz 1974'te Kıbrıs'a doğru yürüyen yiğit şehitlerin evlatları dünyada yapılamayanı yaptık. Yavruvatan'a su götürdük. Anadolu'nun yiğitleri gitmişti 1974'te şimdi de Anadolu'nun suyu gidiyor. Bize umut bağlayanları yalnız bırakmayacağız. Ankara'daki terör saldırısından sonra mitinglere Bursa'dan başladık. Görkemli Bursa mitinginden sonra şimdi de görkemli Kayseri mitingini yapıyoruz” diyerek şu şekilde konuştu:
"Bizi terörün yıldıramayacağını haykırmak için mitinglerimize devam edeceğiz. Türkiye'nin her yerindeyiz, canımızı, başımızı, kanımızı koyduk bu yola geri dönmeyiz. Bir an bile tereddüt etmeyiz. Kayseri'den böylesi kritik dönemde meydanı dolduranlara teşekkür ediyorum. 1 Kasım'da millet bu al bayrağı demokrasi burçlarında dalgalandıracak inşallah. Birlik ruhu bizi ayakta tutuyor. Bu birlik ruhu bizi ayırmak isteyenlere en güzel cevap. Diğer partilerin de sokakta sürdürdüğü seçim çalışmalarını meydanda da sürdürmelerini isterdik. Bizim bu korku psikolojisini yenmek için meydanlara çıkmamıza engel değil. Türkiye teröre boyun eğmeyecek diye meydanlardayız. Mitinge katılmayın diye söylentiler yaymışlar. Kayseri 3-5 eşkıyaya, teröriste boyun eğer mi? Milletimizin huzurun, istikrarı bozmaya çalışanlara asla meydanları boş bırakmayacağız. Hem acımızı yaşayacağız hem tedbirimizi alacağız. Milletimiz ile kucaklaşmaya geleceğiz. 7 Haziran'dan bu yana milletimiz bir kere daha terörle imtihan ediliyor. Alçakça saldırılara uğradık. Buraya gelirken Yüksekova'da 3 kahraman askerimizi şehit verdik 20'ye aşkın teröristi etkisiz hale getiren askerlerimize rahmet diliyorum. Damla damla hesabını soracağız. Bu ülkenin dağları tek bir terörist kalmayana kadar, tek bir silah bu millete yöneltilmeyene kadar mücadelemiz sürecek. Biz bu mücadeleyi yaparken kenardan seyredenler var. Geçen hafta bugün Ankara'da sivil halkımız hayatını kaybetti. Bu insanlık dışı eylemlerin hedefi Türkiye'dir. Hedef Türkiye'nin büyük atılımlarıdır. Hiç şüpheniz olmasın ki bu saldırılar Türkiye'nin önünü kesmek için yapılıyor ama yapamayacaklar. 1 Kasım'daki seçimleri etkilemek için yapılıyor. Türkiye'de seçimlerden sonra istikrarlı bir hükümete kavuşmasını engellemek için yapılıyor. Yüksekova havalimanına saldırdılar. O terör örgütlerini savunanlara sesleniyorum. Ne istiyorsunuz bu ülkeye yapılan yatırımlardan. Hakkarili vatandaşlarımızın tüm Türkiye ile kucaklaşmasından mı rahatsızsınız? Biz bu ülkenin gelişmesini kalkınmasını Kürt ve Türk'ün ebediyen kavuşmasını istiyoruz. Barış ve huzur geldiğinde bu terör çetelerine ekmek yok. Varlık sebepleri ortadan kalkıyor. Bu kirli ittifakın hedefi Türkiye'dir. Hedef demokrasimizdir. Kaybedeceksiniz. Teröre hem içeriden hem dışarıdan destek olanlar var. Teröristi mahkum edemeyenler, kanıtsız, mesnetsiz bir şekilde hükümeti mahkum etmeye, devlete seri katil demeye kalkıyorlar. Kendileri o katil terör örgütüne dayayanlar bize katil demeye kalkıyorlar. Bakıyorsunuz barıştan kardeşlikten söz edenler halkı yanlış yönlendiriyorlar. Cenazelerde miting yapılır mı? Taziyede oy istenir mi? Bu provokasyonlar karşısında milletimize sığınıyoruz. Onlar siyasete, demokrasiye karşı kışkırtma yapıyorlar. 6-7 Ekim'de de aynısını yapmışlardı. Bir siyasi parti lideri toparlayıcı olması gerekirken halkı kışkırtacak twitler attı. Biz milli yas ilan ediyoruz, acıyı paylaşmaya çalışıyoruz, onlar acıyı çalmaya çalışıyorlar. Hepsi birleştiler bu ülkeye kim düşmansa bir olmuşlar Türkiye'ye saldırıyorlar. Ne yazık ki o siyasi partinin algı operasyonuna diğerleri de katıldılar".
Davutoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nu dinledikten sonra onların maskelerini indirmek için konuşmaya karar verdim. Saldırıdan sonra Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye görüşme çağrısında bulundum. Her zamanki sorumsuzluğu ile 'hayır' dedi. Bahçeli teröre karşı birlik olma çağrımıza 'hayır' dedi. Hükümet kuralım dedik 'hayır' dedi. Seçime giderken hükümet kuralım dedim 'hayır' dedi. Hani sayın Ecevit koalisyon teklif ettiğinde ‘içimize sinmiyor' diyordu. Onlarla koalisyon kurdular bize 'hayır' dediler. Terörle mücadele ederken kenardan ahkam kestiler. Kılıçdaroğlu davetimize olumlu cevap verdi. Kılıçdaroğlu yaptığımız görüşmelerin ardından bunu esefle söylüyorum. Bir parti üyesinin yapmayacağı şekilde siyasi malzeme haline getirdi, utanmadan. Davutoğlu zor durumda kalır diyor. Aklınca şantaj yapıyor. Şimdi şantaj siyasetine yöneliyor. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli bildikleri ne varsa hiç durmadan söylesinler. Siyaset mahrem işidir. Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli siyasi malzeme yaparlarsa bize de 'Konuş konuşabilirsen' demek düşer."
(İHA)