Bozdağ: Türkiye’nin Milli Geliri 10 Yılda 772 Milyar Oldu

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin ihracatının 2002 yılında 36 milyar dolar, milli gelirinin ise 230...

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin ihracatının 2002 yılında 36 milyar dolar, milli gelirinin ise 230 milyar dolar olduğunu ifade ederek, 2012 yılında ihracatın 152 milyar dolara, milli gelirin de 772 milyar dolara ulaştığını söyledi.

Yozgat’ta partisinin il istişare kurulu toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ülkede 10 yılık AK Parti iktidarı ile ekonomide önemli gelişmelerin yaşandığını kaydetti. Bozdağ, “Türkiye’nin ihracatı 2002 yılında 36 milyar dolar, milli geliri ise 230 milyar dolardı. 2012 yılında ihracat 152 milyar dolara, milli gelir de 772 milyar dolara ulaştı. Nereden nereye? Bu neyle oldu? Bu emanete sahip çıkmakla oldu. Bu milletin hazinesine sahip çıkmakla oldu. Geceyi gündüzü birbirine katarak çalışmakla oldu. Bundan sonra bizim durmaya vaktimiz yok. Daha iyisini yapmaya mecburiyetimiz var.” dedi.

Reklam
Reklam

Vakıflar Kanunu'nu çıkarırken muhalefet partilerinin ülke bölünecek diye politika yaptıklarını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi: "Bu kanun ihanet kanunudur. Siz Bunu çıkarırsanız Türkiye paramparça olur' dediler. Vakıflar Kanunu çıktı, Türkiye bölündü mü? Paramparça oldu mu, olmadı. Türkiye'de vatandaşlarımızın ihtiyacı olan adımlar attık. Kürtçe televizyon yayınlarını 24 saate TRT üzerinden yapmanın, aynı zamanda Arapça yayın yapmanın önünü açtık, o zaman da dendi ki 'Kardeşim siz yanlış yapıyorsunuz'. Vatandaşlarımızın bir talebi varsa ve devletimizin karşılama imkanı varsa, karşılarsa kötü mü olur dedik. 'Kötü olur memleket bölünür' dediler. Biz TRT'yi kurduk. Yıllardır faaliyette. TRT'nin dışında özel yayın yapan televizyonlar ve radyolar var. Türkiye bölündü mü? Bölünmedi. Aksine yanlış zihniyet, her şeyde farklı şeyleri görenler, Türkçe bilmeyen vatandaşlarımıza doğru bilginin aktarılmasını engelleyerek, onun terör örgütünün yayın organlarına mahkum ettiler. Gerçeğin başka şekilde anlatılmasının önüne geçtiler. Halbuki şimdi devletin kanalı veya RTÜK'ün gözetimindeki kanallar her tarafta yayın yapıyor ve böyle bir ortamda, insanlarımız terör örgütünün iftiralarını ve karalamalarını değil gerçekleri görüyorlar. Bu Türkiye'nin gücüne güç kattı.”

Reklam
Reklam

Ortaöğretimde Kürtçenin seçmeli ders haline getirildiğini ifade eden Bozdağ, ''Ne oldu? Şimdi baktığınızda 21 bin civarında vatandaşımız tercih etti. Bakıyorsunuz, kıyametler koparılıyor. Bizim yaptığımız doğru mu biz ona bakacağız. Bizim yaptıklarımız doğrudur. Doğru olanları, milletimizin hayrına olanları bugüne kadar yaptık, yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi'nin Sayıştaş Kanunu'nun 35. Maddesi'nde değişiklik yapan bir maddeyi iptal etmesini doğru bulmadıklarını söyleyen Bozdağ şöyle devam etti: "Anayasa Mahkemesi yasamanın denetimini yapacaktır, bunda şüphe yok. Mahkemenin anayasal görevi bu. Ama baktığınız zaman, kanunla yapılan düzenleme Anayasa'ya aykırı mı diye baktığınızda aykırı değil. Sayıştay Kanunu'nu AK Parti hükümeti yeniledi. Performans denetimini ilk defa Sayıştay Kanunu'na biz koyduk. İlk defa hayata biz geçirdik. Daha etkin ve verimli bir denetimini Sayıştay TBMM adına yapsın diye bunu yaptık. Ama bunu yaparken bu yetkinin yerindelik denetimine dönüşmemesine özen gösterdik. Yapılan değişikliğin yerindelik denetimi gibi kullanılma ihtimali ortaya çıkınca da bu denetimin, yerindelik denetimine dönülmemesi ve gerçek anlamda bir denetim olması için de yasal değişiklik yaptık. Yaptığımız değişikliğin Anayasa'ya aykırı bir yönü yok. Anayasa'ya uygun bir değişiklik. Çünkü Anayasa Sayıştay'ın görevlerini sayıyor, bu sayılmayan dışındaki konuların kanunla düzenleneceği açıkca ifade ediyor. Sayılanlara göre bu değişikliğin aykırı bir yönü yok. Daha önce çıkardığımız kanunda ortaya çıkan aksaklıkları gidermek ve yerindelik denetimi değil, gerçek anlamda bir Sayıştay denetimi temin edilmesi anlamında bu değişikliği yaptık. Maalesef Anayasa Mahkemesi bunu iptal etmiştir. Bu karar Anayasa'ya aykırı bir karardır. Sayıştay bu iptalden sonra yerindelik denetimi yapabilme imkanı elde edecektir. Yani bu köprüyü şuraya yapmasın da buraya yapsın. Şu ihaleyi şu tarihte yaptın da neden bu tarihte yapmadın. Senin okul ihtiyacın vardı da niye park yaptın. Belediye başkanları icranın başında olanlar, Sayıştay’ın yerindelik denetimi yaptığında yapılan her işin o zaman sorgulanması gibi bir noktaya çıkar. Halbuki Sayıştay'ın görevine baktığınız zaman: 'Sayıştay, merkezi yönetim bütçesindeki kamu daireleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleriyle mallarını TBMM adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen görevleri yapmakla görevlidir' diyor. Burada yerindelik denetimi sayıyor mu? Saymıyor. Biz performans denetimini koyduk ki, bu denetimi etkin ve verimli yapalım. Bu denetimin yerindelik denetimine dönülmemesi için performans denetimi yapılacak, nasıl yapacak, ona dair düzenlemeler yaptık. Bu konunun Anayasa'ya aykırı bir yönü yok. Yargının, yürütmenin yerine geçerek verdiği kararlara ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Anayasa'nın 125. maddesi çok açık. İdarenin bütün eylem ve işlemleri yargıya açıktır. Doğru, hukuk devletinin gereği budur. Yargı denetimi sadece hukukilik denetimi ile sınırlıdır diyor. İdarenin yerine geçerek, idarenin takdir hakkını kısıtlayan ve ortadan kaldıran kararlar mahkemeler veremez diyor. Yıllar yılı bu ülkede oldu. Biz özelleştirmeleri bu yüzden yapamadık. Pek çok konuda mahkemelerin kararlarını yerindelik denetimi kapsamına kayan kararlarına dönüştürmeleri nedeniyle Türkiye zarar gördü, bedeller ödedi. Onun için Anayasa'ya 12 Eylül 2010 halk oylamasında kabul edilen kısma bir şey daha yazdık. Altını çizdik. Yargı dikkat etsin diye. Kesinlikle yerindelik denetimini mahkemeler yapamaz diye. Buna rağmen onlarca değil yüzlerce yerindelik denetimi yapan karar var. Böyle bir iş olabilir mi,olmaz. Bu hukuk devletinin mahkemelere çizdiği sınırların mahkemeler vasıtasıyla aşılması anlamına gelir. Onun için itiraz ettik. Bizim derdimiz üzüm yemek, denetimin etkin, verimli ülkenin ve insanımızın yararına olması için bu düzenlemeyi yaptık. Ama maalesef Anayasa Mahkemesi farklı bir karar verdi. Gerekçesini göreceğiz, okuyup öğreneceğiz.''

Reklam
Reklam

Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ feshedilen HAS Parti'nin Genel Sekreteri Kazım Aslan ve diğer partililere AK Parti rozeti taktı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: