AK Parti Genel Merkezi'nde konuşan Davutoğlu, Adana ve Mersin'de HDP seçim irtibat bürolarına yapılan saldırılar üzerinden; muhalefet partisi liderlerinin seçim bürolarındaki saldırılardan hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tutan açıklamalarını eleştirerek "Kimse Ak Parti'ye meşruiyet dışında tutum ve tavır izafe edemez. Bugün kazanacağımız bir seçime doğru giderken niçin herhangi bir şekilde toplumda kutuplaşmaya sebebiyet verecek bir tavır içinde olalım? İktidarda koalisyon kurma iddiasını hiçbir zaman gerçekleştiremeyecek olanlar muhalefette bir koalisyon kurmuş görünüyorlar. Biz bu tuzaklara gelmeyeceğiz" dedi. Muhalefet liderlerinin asgari ücret vaatlerini eleştiren Davutoğlu, TÜSİAD'a çağrıda bulunarak "Her fırsatta açıklama yapan TÜSİAD çıksın bir açıklama yapsın. Türkiye'de asgari ücret bin 500 lira ya da 5 bin liraya çıkarsa kaç işyeri kapanır? Hadi TÜSİAD çıksın ben Kılıçdaroğlu'nun görüşünü destekliyorum, desin" açıklamasında bulundu.
"AK PARTİ BİNALARI SALDIRIYA UĞRASA DİĞER PARTİLERDEN TEK BİR DESTEK MESAJI GELMEDİ"
Seçimlere 20 günden az bir süre kaldığını belirten Davutoğlu, parti binalarına yapılan saldırılar üzerinden Ak Parti adayları ve binaları saldırıya uğradığında hiçbir partiden destek mesajı gelmediğini savunarak "Özellikle son günlerde muhalefet partilerinin yoğun bir şekilde tahrikkar bir tutum içine girdiğini düşünüyoruz. Birçok yerde il binalarımıza, milletvekili adaylarımıza yapılan saldırılar söz konusu oldu. Van'da, Ağrı'da, Siirt'te doğrudan milletvekili adaylarımızın otobüsleri ve kendileri hedef edildi. İlk miting yaptığımız gün ben oradan çağrıda bulunmuştum. Gelin bu seçim dönemini bir barış ve demokrasi şöleni haline dönüştürelim. Her yerde bütün liderler birbirlerine saygılı olsunlar. Hakarete varan ifadeler kullanmayalım. Ama maalesef son iki hafta içinde yaşadıklarımız ne zaman Ak Parti adayları, binaları saldırıya uğrasa diğer partilerden tek bir destek mesajı gelmedi. Tek bir parti lideri dahi çıkıp bu saldırıları kınamadı" diye konuştu.
"YAPILAN YORUMLAR SALDIRILARIN ARKASINDAKİ GÜÇLERİN NEYİ PLANLAMAK İSTEDİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR"
Adana ve Mersin'de HDP binalarına yapılan saldırılar hakkında değerlendirmede bulunan Davutoğlu, saldırıları gerçekleştirenlerin bulunması için çalışma yürütüldüğünü kaydederek "Ne zaman herhangi bir partiye dönük herhangi küçük bir saldırı veya bir ifade olmuşsa hem ben hem ilgili arkadaşlarımız bunu kınadık. Soğukkanlı olma davetinde bulunduk. Maalesef muhalefet liderleri her mitingde neredeyse hakareti aşan ölçülere varacak şekilde ve tahrikkar tutumlarla Sayın Cumhurbaşkanımızı da bu seçim kampanyasının içine katarak ona, bana, Ak Parti teşkilatına ağır hakaretlerle şu ana kadar bir kampanya yöntemi geliştirmeye çalıştılar. Biz her zaman siyasette edebin öncüsü olduk. Ak Parti teşkilatları hiçbir yerde gerginliğin tarafı olmayacaklardır. Hangi partiye nerede bir saldırı olursa biz bunu bütün partilere temelde de Türk demokrasisine yapılmış saldırı olarak görürüz. Görüş ayrılıklarımız olsa diğer muhalefet partisi liderlerinin ya da teşkilatlarının güvenliği onuru bizim için korunması gereken asli hususlardır. Adana ve Mersin'de HDP binalarına yapılan saldırıdan hareketle yapılan yorumlar gerçekten bu saldırıların arkasındaki güçlerin neyi planlamak istediğini açıkça ortaya koyuyor. İçişleri Bakanlığımızın, emniyet birimlerimizin yoğun bir şekilde faillerinin bulunması için çalışmalarını sürdürüyor. Bugün İçişleri Bakanımızdan kapsamlı bir brifing aldım" ifadelerini kullandı.
"HDP EŞ BAŞKANI KUTUPLAŞMA VİRÜSÜ BULAŞTIRMAYA ÇALIŞAN BİR YAKLAŞIM SERGİLEDİ"
HDP seçim irtibat bürolarına yapılan saldırılar sonrası HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yaptığı açıklamaları eleştiren Davutoğlu, "HDP Eş Başkanı açık bir şekilde bunun sorumlusunun hükümet hatta hükümetin de ötesinde cumhurbaşkanımızın olduğuna dair hiç mesnedi olmayan ve seçimlere bir anlamda öfke ve kutuplaşma virüsü bulaştırmaya çalışan bir yaklaşım sergiledi. HDP ile MHP perde gerisinde paslaşıyormuş gibi HDP'liler burada MHP işareti yapılıyor ama biz onların yapmadığına inanıyoruz diyerek bir pas verdi. Onlar da bu koroya katılıp Ak Parti'nin bu saldırıların arkasında olduğunu ifade eden yaklaşımda bulundular. Kılıçdaroğlu daha olay üzerinden birkaç saat geçmeden partimizi suçlayan açıklamalarda bulundu. Kimse Ak Parti'ye meşruiyet dışında tutum ve tavır izafe edemez. Bugün kazanacağımız bir seçime doğru giderken niçin herhangi bir şekilde toplumda kutuplaşmaya sebebiyet verecek bir tavır içinde olalım? İktidarda koalisyon kurma iddiasını hiçbir zaman gerçekleştiremeyecek olanlar muhalefette bir koalisyon kurmuş görünüyorlar. Tek hedefleri Ak Parti'nin güç kaybetmesi. Biz bu tuzaklara geçmişte gelmedik. Şimdi de gelmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
"BU ÜLKEYİ VANDALLARA, ŞİDDET YANLILARINA, NEFRET YANLILARINA TERK ETMEYİZ"
Bu sabah Mardin'de Ak Parti binasına el bombasıyla bir saldırı girişiminde bulunulduğunu aktaran Davutoğlu, "Bugün sabah dahi Mardin'de yine bir saldırı söz konusu oldu bizim parti binamıza, el bombasıyla saldırıya tevessül edenler oldu. Birileri şunu göstermek istiyorsa AK Parti'ye oy verirseniz şu veya bu şekilde şiddete maruz kalırsınız. Ne 7 Haziran öncesinde ne 7 Haziran sonrasında seçim neticeleri ne olursa olsun hiçbir şekilde ülkemizin kaosa veya kriz ortamına sürüklenmesine izin vermeyiz. Her türlü tedbiri alırız. Bu ülkeyi vandallara, şiddet yanlılarına, nefret yanlılarına terk etmeyiz. Etmedik, etmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.
"TÜSİAD ÇIKSIN, BEN KILIÇDAROĞLU'NUN GÖRÜŞÜNÜ DESTEKLİYORUM, DESİN"
Muhalefet partilerinin seçim kampanyaları kapsamında asgari ücret vaatlerini eleştiren Davutoğlu, vaat edilen asgari ücretler konusunda Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)'ne çağrıda bulunarak şunları kaydetti: "Asgari ücret devletin ya da hükümetin belirlediği bir ücret değildir. Asgari ücret işverenle işçinin üzerinde mutabık kaldığı bir ücrettir. Yani işveren sendikalarıyla içşi sendikaları oturur, kamu da üçüncü taraf olarak oturur. Birlikte şu düzey makuldür, diye karar verilir. Ve bir asgari ücret tespiti yapılır. Sanki fermanla belirleniyormuş gibi asgari ücreti yaklaştığınız zaman hem aldatmış olursunuz hem de bu tür uçuk ifadeler üzerinden işverenlerin buna cevap vermesi lazım. Buradan çağrıda bulunuyorum. Her fırsatta açıklama yapan TÜSİAD çıksın bir açıklama yapsın. Her fırsatta hükümeti eleştirmek için açıklama yapıyor. Türkiye'de asgari ücret bin 500 lira ya da 5 bin liraya çıkarsa, palavrada açık arttırmanın önü yok, kaç işyeri kapanır. İstatistiksel bir hesap versinler. Asgari ücret 5 bin lira olursa açık işyeri kalır mı? Bunun hesabını versinler. Çıksın söylesin. Perde gerisinden muhalefet partilerine destek vermek değil. Hadi TÜSİAD çıksın ben Kılıçdaroğlu'nun görüşünü destekliyorum, desin. Türkiye'de asgari ücret bin 500 lira, 2 bin lira olsun desin. Karşımıza perde gerisinden çıkmasınlar. Açıkça çıksınlar"
(DHA)