Dünya'nın En Ünlü Kadın Casusu; Mata Hari

Hafiyelerin hafiyesi kıvrak vücutlu Mata Hari ve onun gizem dolu yaşamına yakından bakalım!

Gerçek ve Yalan Hayatı

Sahtesi; Bir casusun başta ilk ihtiyacı olan şey kesinlike sağlam yalanlardan oluşmuş bir hayat hikayesi. Mata Hari'nin hayat hikayesi de ismine ve hünerlerine göre şekillenmişti. Dönemin yüksek kesim sosyeteleri Hindistan'da doğduğunu, Babasının Braham sınıfından bir din adam annesinin ise rakkase olduğunu söylüyordu. Mata Hari'nin kıvraklığı annesinden geliyor diyerek hikaye sağlamlaştırılmış. Dini bir baba ve rakkase bir anne olunca küçük yaşlarda Kanda -Swany tapınağında kutsal danslar yapması kaçınılmazdı. Mata Hari'nin ismi Malley dilinde 'şafağın gözü', Hint dilinde ise 'şafağın gözbebeği' anlamına geliyordu....

Reklam
Reklam

Gerçeği; Kayıtlarda bulunan gerçek hikayesi ise Mata Hari'nin gerçek isminin aslında Margaretha olduğu yönünde. 7 Ağustos 1876'da Hollanda'nın Frise eyaletinin Leuwarden kentinde doğdu. Babası zengin bir tüccarken annesi de oldukça saygın ve kibar bir insandı. Ancak iflas edince el mahkum simsarlık yapmaya başladılar - - - - - -

Karşı konulamaz güzelliği ve dansa olan ilgisi

Normal bir çocukluk geçiren Margaretha 18'ini doldurduğunda Leyden'da öğretmen okuluna giderek eğitim görmeye başladı.Margaretha'nin güzelliği okula girer girmez okul müdürünün dikkatini çekse de o buna pek aldırmadı ve amcasının yanına giderek gazetede gördüğü bir ilandaki; Endonezya'da görevini sürdüren ve tatil için Holanda'ya dönecek olan subayla evlenmek istedi. İlan yüzbaşının arkadaşlarının hazırladığı bir şakaydı ancak subaya 15 adet mektup gelmişti ve o sadece birini, yani Margaretha'nın mektubunu okudu. 24 Mart 1895'de görüşen ikili aynı yıl evlendi ve yaklaşık 8 ay sonra Norman adlı çocukları dünyaya geldi.

Reklam
Reklam
  1. yüzyıla yeni girildiğinde Margaretha dansa büyük ilgi besliyordu. Sık sık o zamanlar Hollanda sömürgesi olan ve çoğu Hintlilerden oluşan Cava adasına gidiyor orada birçok kıvrak dansı öğreniyordu. En sonunda kocasından boşandı ve Paris'e yerleşti. Yapabildiği tek şey dans etmek olan Margaretha küçük küçük başladığı dans işinde hayatını kazanıyordu. Bir anda hayranları artan Margaretha'nın zamanla ismi Paris'den taştı ve Avrupa'nın önemli şehirlerinde duyuldu. O artık ünlü bir dansçıydı...

Siyasetçi ve devlet adamlarıyla ilişkisi

Tarihler 1915'li yılları gösterdiğinde I. Dünya Savaşı başlamış, savaştan etkilenmeyen halkın tek eğlencesi ünlü Mata Hari olmuştu. Sanat severlerin bile hayran kaldığı dansçımızı siyasetçiler ve önemli devlet adamları ziyarete geliyordu. Bu durum Mata Hari'nin onlarla yakınlaşmasını hatta bazılarının aşık olmasını bile sağlıyordu.

Reklam
Reklam

Casusluk eğitimi ve şüpheler

Fransa'da devlet büyüklerinin ilgisini çeken Mata Hari'nin, Almanlar tarafından koz olarak kullanılabileceği düşünüldü ve ona casusluk yapması için bazı teklifler sunuldu. En sonunda Alman saflarına geçti ve casusluk eğitimi almaya başladı. Löerrach şehrindeki Espionaj Okulu’nda casusluk eğitimini tamamladı ve 1915'lerde Paris'e dönerek dansa kaldığı yerden devam etti.

Kısa süre sonra casus olduğu şüphe uyandıran Mata Hari'ye çift taraflı çalışması için teklif yapıldı. Mata Hari bunu kabul etse de hükümet ona güvenmedi ve Belçika'da 6 Fransız ajanıyla çalışma görevi verdiler. 2 haftalık bir sürede Hari ile çalışması gereken 6 ajan kurşuna dizilince Paris'e geri dönen Mata Hari'ye öfke kusuldu ve ölümlerden sorumlu tutuldu. Mata Hari Almanlara ihanet etmemişti.


Sınırdışı kararı ve karmaşık ilişkileri

Mata Hari güzel ve ünlü bir dansçı olduğu için herkesin gözdesiydi. Bu yüzden devlet adamlarının bile ona yazılması kaçınılmazdı. Yine bir gün dans ettiği sırada Alman Sefiri Prens Radolin, Mata Hari'ye aşırı kaçacak şekilde iltifatlar ediyordu. Ancak gözden küçük bir şey kaçıyordu Hari'nin bale üstadı Antonie, ünlü casus Sarocco ile ilişkilerinden de haberdardı. Ayrıca Mata Hari güzel bir villada kimliği bilinmeyen bir Alman subayıyla ilişki yaşıyordu. Bu olaylar yaşanırken aynı günlerde Almanlar İtilaf devletlerinin 'gizli' denizaltılarını batırıyordu.

Reklam
Reklam

2 Eylül ve 2 Kasım 1916 arası yaşanan bu olayların ardından tüm şüpheler Mata Hari'yi gösterse de kimse kanıtlayamıyor, delil bulamıyordu. En sonunda Mata Hari sınırdışı edilmesine karar verildi.


Sona yaklaşması ve mahkumiyeti

Mata Hari üstte yazdığımız tüm vukuatlara rağmen Hollanda ve Fransa hükümetinden hatrı sayılır insanlar tanıdığı için paçayı sürekli yırtıyordu. Mata Hari 1916 yıllarında Rus, İngiliz, Fransız gibi itilaf devletlerinin subaylarıyla yakınlaşıyor onlardan bilgi toplayıp 'çocuğuma mektup yolluyorum' diyerek şifreli bir şekilde Almanlara ulaştırıyordu. Bu tarihte Mata Hari sayesinde Almanlar birçok galibiyet kazanıyordu.

Fakat bu durum fazla sürmedi. Tarihler 1917'yi gösterdiğinde Fransız hükümeti artık bıkmış, Mata Hari'yi yakalamak için bir sebep arıyordu. Alman askeri ve denizcilik istihbarat toplantısı için Madrid'e giden ve dönüşte direkt tutuklanan Mata Hari'yi ele veren delil, evinde bulundurduğu 30.000 marklık senetler oldu. Bu kadar yüklü alman parasıyla onu diğer suçlarını birleştirerek vatan haini ilana ederek idama mahkum ettiler

Reklam
Reklam

Ve acı son...

15 Ekim 1917'de idama götürülen Mata Hari'nin soğuk kanlı oluşu hiç kimsenin gözünden kaçmadı. Mata Hari kurşuna dizilmeden önce 'Fransızlar beni öldürünce ellerine hiçbir şey geçmeyecek ne yani savaşı mı kazanacaksınız?' dedi. Ünlü dansçıyı 15 asker kurşuna dizmekle görevlendirildi. Soğuk kanlılığını son ana kadar elden bırakmayan Mata Hari gözlerinin bağlanmamasını istedi. Bu durum ne kadar cesur olduğunu kanıtlıyordu aslında. 15 askerden kendisine sadece biri ateş edebilmiş genç yaşında güzelliğine bakılmadan hayata gözlerini yummuştu.