PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu: Plastiklerin doğada işi yok
Türkiye'de yıllık 3,6 milyon ton plastik ambalaj üretiliyor
6'ncı PAGEV Uluslararası Ambalaj Teknolojileri Kongresi başladı
İSTANBUL, (DHA) - PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, plastiğin doğada işi olmadığını vurgulayarak, "Türkiye'de yıllık 3,6 milyon ton plastik ambalaj üretiliyor. Plastik üretiminde Türkiye, dünyanın en büyük 6'ncı üretici ülkesi konumunda. Avrupa'da ise Almanya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Biz plastikleri doğaya atılsın diye üretmiyoruz. Plastiklerin hayatımızda işi çok. Tüketiciyi eğitmeliyiz, atık alt yapımıza ciddi yatırım yapmalıyız ve bir bütün olarak bunu halk hareketine dönüştürmeliyiz" dedi.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı'nın (PAGEV) bu yıl 6'ncı kez düzenlediği Uluslararası Plastik Ambalaj Kongresi başladı. 'Plastik ambalajda güncel tehditler ve fırsatlar' ana temasıyla İstanbul'da yapılan kongreye yurt içi ve yurt dışından sektör temsilcileri, uzmanlar ve akademisyenler katıldı. PAGEV kongresinde sektörün geleceği, plastik ambalajda güncel tehditler, fırsatlar, akıllı ambalaj teknolojisi, plastiklerin geri dönüştürülmesi ve sıfır atık konuları ele alındı.
Kongrede özellikle son yıllarda tüm dünyada plastiğe karşı oluşan olumsuz algı masaya yatırılarak sektör ve sanayici için çıkış yolu arandı. Uzmanlar, gıdaların korunması, israfın azaltılması, sıfır atık ve ekonomiye katkı anlamında plastik ambalajların çok önemli olduğunu vurguladı. Teknolojiyle birlikte ambalajlardaki 'akıllı dönüşümü' de ele alan katılımcılar, sektördeki yeni fırsatları değerlendirerek, atılması gereken adımları konuştu.
Sektör için kongrenin önemli olduğunu söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, "Her yıl yurt içinden ve yurt dışından birçok katılımcı plastik ambalaj sektörünün geleceğini konuşmak için bir araya geliyor. Dünyada yıllık 360 milyon ton plastik üretiliyor. 1950'lı yıllarda sadece 1,5 milyon ton üretilirken bugün özellikle ucuz olması renkten renge girebilmesi, ipekten yumuşak çelikten sert olması nedeniyle birçok malzemenin yerini alarak 360 milyon ton üretime ulaştı" dedi.
TÜRKİYE'DE YILLIK 3,6 MİLYON TON PLASTİK AMBALAJ ÜRETİLİYOR
Ambalaj sektörünün Türkiye'de plastik üretiminden yüzde 40 pay aldığını söyleyen Eroğlu, "Ambalajın en önemli özelliği içine koyduğumuz ürünü korumasıdır. Ambalaj, tarlada üretilen gıdanın bozulmadan soframıza ulaşmasını sağlıyor. Sektör, gıdaların korunması, tüketiciye ulaştırılması ve israfın önlenmesi için büyük öneme sahip. Türkiye'de yıllık 3,6 milyon ton plastik ambalaj üretiliyor. Bu 3,6 milyon ton da 12 milyar dolarlık üretim hacmine denk geliyor. Plastik üretiminde Türkiye dünyanın en büyük 6'ncı üretici ülkesi konumunda. Avrupa'da ise Almanya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Dolayısıyla ülkemizin ekonomisine de pozitif olarak ciddi anlamda katkı veren bir sektör. Plastik ambalaj aynı zamanda önemli bir ihracat kalemi, sektörün ihracatından ambalajın aldığı pay ise yüzde 70" diye konuştu.
"PLASTİKLERİN DOĞADA YERİ YOK"
Plastik kullanımın dünyada oldukça yaygın olduğunu hatırlatan Eroğlu, "Son yıllarda dünyada plastiğe karşı olumsuz bir algı var. Ekonomik olduğu için kullanımı oldukça yaygın. Tüketici alışkanlıklarımızda hatalar var. Bu ürünleri kullandıktan sonra etrafa atıyor, doğaya, denize bırakıyoruz. Ben PAGEV başkanı olarak diyorum ki plastiklerin doğada yeri yok. Çünkü biz bunları doğaya atılsın diye üretmiyoruz. Plastiklerin hayatımızda işi çok. Doğru bir tüketim alışkanlığına kavuşmamız lazım. Tüketiciyi eğitmeliyiz, atık alt yapımıza ciddi yatırım yapmalıyız. Bu anlamda sıfır atık projesini çok önemli buluyoruz. Üçüncüsü ise bir bütün olarak halk hareketine dönüştürmeliyiz. Geri dönüştürerek çevremizi koruyacağız" dedi.
DÖNGÜSEL EKONOMİYE İHTİYAÇ VAR
Avrupa Birliği Plastik Üreticileri Derneği (EuPC) Genel Müdürü Alexander Dangis ise, "Dünyadaki plastiğe karşı olumsuz algıyı değiştirmek için önce iş yapış şeklimizi değiştirmeliyiz. Doğrusal ekonomi dediğimiz 'üret, sat, çöp olsun' şeklinde giden bir ekonomi sistemi var. Bunu döngüsel ekonomiye çevirmeliyiz. Yani 'üret, sat, tüket, tekrar geri dönüştür, tekrar üret' gibi bir döngüyü kurgulamayız. Burada sorumluluk alt yapıyı oluşturmaları anlamında hükümetlere düşüyor. Tüketicilere de düşen görevler var. Sistemin içinde hep birlikte döngüselliği sağlamalıyız. Endüstrinin de bu sistemin tam ortasında yer alacak şekilde durması lazım" ifadelerini kullandı.
2025 YILINDA GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEN PLASTİKLER 10 MİLYONU BULACAK
AB'nin geri dönüşüm ve plastikle ilgili döngüsellik konusunda dünyada öncü bir zihniyeti temsil ettiğini söyleyen Dangis, "Bu çerçevede 2025 yılına kadar plastik mamüllerde bitmiş ürünler için 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastik kullanma garantisi verdik. Bununla ilgili plastik üreticileri olarak çalışıyoruz. 10 milyon ton çok ciddi bir rakam. Dolayısıyla elle tutulur bir hedef üzerine hep birlikte çalışıyoruz. Şu anda Avrupa'da mekanik geri dönüşüm dediğimiz dönüşümle 5 milyon ton plastik toplanıyor, amacımız bu toplanan rakamı 2025 yılına kadar daha yukarı çıkarmak. Ayrıca bu toplanan plastikleri geri dönüştürerek ürünlerin içerisinde kullanacağız. Yani 2025 yılı itibariyle yüzde 100 geri dönüştürülmüş ürünlerin miktarı 10 milyon tonu bulacak" diye konuştu.
AKILLI KAPAK TEKNOLOJİSİ
Dijital ambalaj trendinin dünyadaki en iyi uygulamalarından biri olan IoT Akıllı Ambalajın yaratıcısı Water.IO Başkan Yardımcısı Yoav Hoshen de akıllık ambalajların mobil uygulamalar ve internet sayesinde kullanıcıların hayatını kolaylaştıracağını aktardı. Hoshen, " Akıllı kapaklar, her gün günlük hayatta kullandığımız ilaçlar, su şişeleri gibi ambalajların bizle bağlantıya geçmesini sağlıyor. Örneğin, 'ilacın süresi bitti' veya 'ilaç bitmek üzere yeni ilaç siparişi ver' gibi bilgileri bizimle paylaşıyor. Devrim niteliğinde olan şey ise internet sayesinde akıllı telefonumuzla da bağlantılı olacak olmasıdır" dedi.
AKILLI AMBALAJLARDAKİ FIRSATLAR
Büyük markaların artık akıllı ambalajlara yöneldiğini söyleyen Hoshen, "Müşterilerle iletişim kurma noktasında fırsatlar var. Günlük hayatta kullandığımız bütün paketli ürünlerle şirketler, müşterilerinin kim olduğunu öğreniyor. Bu daha iyi ürün üretmelerini sağlıyor. Örneğin, firma ürünün bitmek üzere olduğunu öğreniyor ve ürünü gönderiyor. Tüketicinin ise tekrar tekrar o ürünü almak yerine bitmek üzereyken tekrar doldurma gibi bir avantajı var. Bu sayede çevre de korunmuş oluyor" ifadelerini kullandı.
DÜNYADA YARIM MİLYON AKILLI KAPAK VAR
Akıllı kapak teknoloji sayesinde kişisel profillerin de bilindiğini aktaran Hoshen, "Örneğin gün içinde yeteri kadar su içmediğimiz zaman 'yeteri kadar su içmedin' diye program bize hatırlatma yapıyor. Bu eğer bir ilaç kutusuysa ve o gün ilacı almayı unuttuysak bunu da hatırlatıyor. Hatta sadece kendimiz için değil annemiz, babamız, dedemiz de ilaç almayı unuttuysa bizim telefonumuza bu bilgi geliyor ve onları arayıp ilacını almadığını söyleyebiliyoruz. Şu anda piyasada yarım milyon akıllı kapak var. İspanya, İtalya ve ABD gibi ülkelerde akıllı kapaklı ürünler satılıyor. Kongrede önemli katılımcılar var biz de burada olmaktan mutluyuz, bu kongre sayesinde vizyonumuzu geliştirmek istiyoruz" diye konuştu.