Anadolu Mutfağını Koruma, Araştırma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan, kebabın tarihini ve Türk mutfağındaki önemini anlatan bir kitap hazırlayacağını açıkladı.Ateşin bulunması ile birlikte keşfedilen kebabın sadece bir yemek olmaktan öte, sosyalleşmeye önemli katkılar sunduğunu savunan Öztan, bunun en güzel örneğinin tarihin bütün safhalarında devam ederek halen devam ettiğini ifade etti.Dünyaca ünlü Gaziantep mutfağını "Gelenekten Geleceğe Gaziantep Yemekleri" isimli kitapta toplayarak ölümsüzleştiren Anadolu Mutfağını Koruma, Araştırma ve Geliştirme Derneği Başkanı Tahir Tekin Öztan, şimdi de kebabın tarihini ve çeşitlerini konu alan bir kitap hazırlamak için kolları sıvadı.Gittiği bütün ülkelerde ve bulunduğu her ortamda kebap hakkında çeşitli bilgiler verdiğini anlatan ünlü şef, kebabı gelecek nesillere aktarmak ve bireyler arası sosyalleşmeye sağladığı katkıları vurgulamak için bu kitabı yazmaya karar verdiğini söyledi.Kebabın özellikle Türk mutfağında vazgeçilmez bir öneme ve yere sahip olduğunu kaydeden Öztan, şu açıklamalarda bulundu:"İnsanlık tarihine bakıldığı zaman kebap kültürünün pişen etle kültür tarihimize girdiğini düşünüyoruz. Bazı kaynaklar ateşin binlerce yıl önce bulunduğunu ve insan yaşamında kullanıldığını belirtiyor. Paleolotik dönemlerin avcı gurupları olarak nitelendirdiğimiz insanlarının avladıkları hayvanları ağaç dallarından elde ettikleri çubuklara takıp ateşte pişirmeye başladıklarını düşünüyoruz. Yani ilk kebabın pişirilişini ateşin bulunuşuna bağlamak mümkün. Tarihin ilk çağlarında insanlar avladıkları hayvanları ateşte pişirerek ilk kebabı da yapmışlardır diyebiliriz. Bu işlem yapılırken insanlar arasında göz teması kurulur ve paylaşım yapılırdı. Bu durum tarih öncesi çağlara dayanan insanlar arasındaki sosyalleşmenin ilk belirtisidir. Günümüze gelelim, hafta sonu piknikte, davette veya evinin balkonunda bir araya gelen insanlar mangal başında toplanıyor. Demek ki kebap sosyalleşmeye büyük katkı sağlıyor. Yüzbinlerce yıldan beri değişmeyen tek gelenek kebap pişirme ve kebap yemedir. Bunun da dünyada en iyi örneği Türkiye’de ve özellikle de Gaziantep’te yaşanıyor. Yani günümüzde en iyi kebap dünyada Türkiye’de, Türkiye’de ise Gaziantep’te hazırlanıyor. Çalışmalarımızın ilerlemesi ve bu kültürün tanıtımıyla İpekyolu’nda bir kebap yolu yapmayı düşünüyoruz."Kebabın ateşin bulunmasıyla yapılmaya başladığının tahmin edildiğini belirten Öztan, bu lezzetin ilk ne zaman ve kimler tarafından yapıldığının tam olarak bilinmediğini ama bilinen tek şeyin kebabın geçen bunca zamana rağmen sofradaki yerini her zaman koruduğu olduğunu söyledi.Gaziantep’te hazırlanan kebapların hiç birinin sıradan olmadığını ve mevsime göre kebaplar yapıldığını anımsatan Tahir Tekin Öztan, "Burada kebaplar mevsimine göre meyve ve sebzeyle pişirilerek servis edilir. Sebze ve et belli bir oranda tüketilir. Her mevsimin kendine özgü bir kebabı ve lezzeti vardır" dedi.Kebap kültürünü gelecek nesillere aktarmak için kitap hazırlamaya karar verdiğini ifade eden Öztan, "Türk mutfağının dünyada 3’üncü ya da 4’üncü olduğunu söyleyenler var. Tüm bunlar araştırmadan, bilinçsizce söylenen bir takım sözlerdir. Türkiye’nin 7 bölgesinde yapılan yemekler, birçok ülkenin yemeklerinden daha fazladır. Bizim şehirlerimizin geleneksel yemekleri, koca ülkelerin mutfağına bedeldir. Hollanda’nın 50 çeşit yemeği, Gaziantep’in de 450 farklı yemeği var. Bu yemeklerin içinde de benim için en özel olanı kebaptır, kebabı hak ettiği yere getireceğim ve bunun için çalışıyorum. Daha önce geleneksel Gaziantep yemeklerini bir kitapta topladık, şimdi de kebabı kitaplaştırıp geleceğe taşıyacağız" şeklinde konuştu.Türkiye’nin dünyanın en seçkin mutfağına sahip olmasına rağmen milyon dolarla ölçülen gastronomi turizminden hak ettiği payı alamadığı anlatan Öztan, Türkiye’nin bu paydan yeterli ölçüde yararlanabilmesi için mutfak kültürünün iyi anlatılması gerektiğini sözlerine ekledi.